Fetih hareketi üyesi Yunus, 1983'te henüz 26 yaşında bir üniversite öğrencisiyken tanıştı İsrail hapishaneleriyle. O dönem yasaklı olan "Fetih hareketine mensup olmak", "silah bulundurmak" ve "İsrail askerini öldürmek" suçlamalarıyla cezaevine giren Yunus hakkında, önce idam cezası verildi daha sonra bu müebbet hapse çevrildi.
Yunus, İsrail cezaevlerinde geçirdiği uzun yılların ardından 5 Ocak'ta tahliye edildi. Yunus, demir parmaklıklar ardındaki 40 senesini ve serbest bırakıldığı gün yaşadıklarını anlattı.
İsrail güçlerinin, cezaevinden çıkacağı günkü tutumlarına değinen Yunus, "Serbest bırakılmamı bir tür askeri operasyona dönüştürdüler. Serbest kalacağım gün koğuşa sanki çıkartma yaptılar ve hemen apar topar koğuştan çıkmamı istediler." dedi.
Normalde mahkumların cezaevi kapısından serbest bırakıldığına işaret eden Yunus, kendisinin tahliyesinde ise İsrail güçlerince sabaha karşı koğuştan alındığını ve rahatsız edici tavırlarla arabaya bindirildiğini, 5 dakikada bir arabanın yan yollara saptığını, değişik bir rota izlediğini anlattı.
Bir süre devam eden yolcuğun ardından bilmedikleri bir yere ulaştıklarını belirten Yunus, şöyle devam etti:
"Beni bir yerde indirip otobüs kartı verdiler, emanetlerimi teslim etmeden, otobüs durağının yolunu göstererek, oradan evime yalnız gitmemi söylediler. Hava karanlıktı, otobüs durağına gittim orada bazı Filistinli işçileri gördüm. Onlardan cep telefonlarını rica ettim. Kendimi tanıttığımda bana çok sıcak davrandılar, etrafımda toplanıp bana yiyeceklerini içeceklerini ikram ettiler. Ailemi aradım, yarım saat sonra beni almaya geldiler."
"Ağaçları ve yeşil otları 40 yıldır görmemiştim"
Serbest kaldığında hissettiklerini tarif etmesini kolay olmadığını dile getiren Yunus, şunları kaydetti:
"Bıraktığından tamamen farklı bir dünyaya dönünce insan çok farklı ve garip duygulara kapılıyor. Özgürlüğün tadını çıkarmaya çalıştım. İstediğin zaman istediğin yere gidebiliyorsun, kimse seni izlemeden ya da yanında yörende dolaşmadan istediğini yapabiliyorsun, kelepçesiz dolaşabiliyorsun. Bunlar 40 yıldır hissetmediğim duygular. Ağaçları ve yeşil otları 40 yıldır görmemiştim. Yalnızca demir parmaklıklar, kapılar, beton duvarlar, dikenli teller... Alıştığımız ve gördüklerimiz yalnızca bunlardı. Asfaltta ya da toprak yolda yürümek bile benim için ilginç oldu. Kişinin, uzun yıllar hapis hayatından sonra özgürlüğü ve insan olduğunu hissetmesi yeni ve tarifi zor duygular."
"Yeğenlerimi ve onların çocuklarını sokakta görsem tanımazdım"
İsrail cezaevinde "kesintisiz en uzun süre kalan" Filistinli, İsrail baskısı ve ziyaret kısıtlamaları nedeniyle akrabalarından bir nesille hiç tanışamadığını söyledi.
Şimdiye kadar binlerce kişinin kendisini ziyaret ettiğini aktaran Yunus, "Akrabalarımdan bir nesli hiç görmemiştim. Onlarla cezaevinden çıktıktan sonra tanıştım. Tüm kardeşlerim, ben cezaevine girdikten sonra evlendi dolayısıyla yeğenlerimi ve onların çocuklarını hiç görmedim. Sokakta görsem tanımazdım. Maalesef İsrail Cezaevleri İdaresi, yalnızca birinci derecede yakınların ziyaretine izin veriyor. Bu nedenle onlarla ancak hapishaneden çıktıktan sonra tanışabildim." diye konuştu.
"Tehditler devam ediyor"
Filistin halkının, onlarca yıldır İsrail'in göç ettirme, Yahudileştirme, sınır dışı etme ve etnik temizlik gibi ihlal ve tehditleriyle mücadele ettiğini vurgulayan Yunus, "Yeni İsrail hükümeti, belki de İsrail tarihinin, en radikal ve faşist hükümeti. Nitekim bu faşist uygulamalar hızla artıyor. Tehditler devam ediyor. Tehdit edilen tek kişi ben değilim. Tüm Filistin halkı tehdit ediliyor." ifadelerini kullandı.
Akdeniz ile Ürdün Nehri arasında, topraklarında kalmak için direnen, kimliklerine bağlı 7 milyonu aşkın Filistinlinin olduğunu dile getiren Kerim Yunus, "Filistinliler, kendi kaderlerini tayin etme ve başkenti Kudüs olan Filistin devletini kurma haklarını geri almak için mücadele ediyorlar." dedi.
"Filistinli tutukluları daha zor günler bekliyor"
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in kendisini sınır dışı etmekle tehdit ettiğini belirten Yunus, Ben Gvir'in ayrıca hapishanelerindeki mahkumlara baskı yaptığını söyledi.
"Nitekim bu hükümet şuana kadarki en aşırılık yanlısı hükümet. Bu kişiler yönetime geldi ve bakan oldular. Bunun en büyük sembolü de aşırılık yanlısı Itamar Ben-Gvir'in, Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine gelmesi. Bu bakanlık, bir süredir daha politik bir hale gelen cezaevleri yönetiminde de söz sahibi. İlerleyen zamanlarda Filistinli tutukluları daha zor günler bekliyor." değerlendirmesinde bulunan Yunus, Ben-Gvir'in daha göreve gelmeden "esirlerin haklarını ellerinden almak, onları yetmişli yıllara geri götürmek ve günde sadece 1 saat güneş ışığı göstermekle" tehdit ettiğini hatırlattı.
Tutuklu Filistinlilerin onurlu duruşları ve kimlikleri için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Kerim Yunus, şunları kaydetti:
"Ben de her Filistinli gibiyim. En uzun süre cezaevinde kalan Filistinli olabilirim. Bu Filistin mücadelesinde bir ilk. Ancak ben de bu halkın içinden biriyim. Bu dava için elimden geleni yapacağım. Bu mücadelenin içinde emeklilik diye bir kavram yok. Her şey yoluna girene kadar mücadelemiz sürecek." (AA)