FEVAZ ELACEMİ
ABD veya Siyonist düşmandan herhangi bir Arap rejimine veya bir Arap'a yönelik bir övgü duyduğumda, Arap milletinin lideri Cemal Abdülnasır'ın şu sözünü hatırlarım: "ABD bir gün beni karalamazsa yanlış yoldayım demektir." Bu söz, ABD Başkanı Bush'un, 'bizimle olmayan bize karşıdır' yaklaşımını teyit ediyor. Yani her iki devlet başkanı da gerçek düşmanı ve gerçek dostu tanımladılar. Bu ayrıca her ikisinin de, ülkelerinin çıkarları doğrultusunda bağlı kaldıkları bir stratejiyi vurguluyor. Zira peşi sıra gelen ABD hükümetleri hâlâ Siyonist düşmanın yanında duruyor. Bu tutum hükümetlerin değişmesine rağmen aralarındaki sürekli stratejik koalisyonu gösteriyor. Zira iki tarafın çıkarları uyumlu ve dolayısıyla biz Araplarınkiyle çelişkili.Bu nedenle ABD veya Siyonist oluşumdan gelen herhangi bir övgü, hakaret, uşaklık veya ihanet gibi, saldırgan bir tutumsa şeref olarak görülmekte. Dolayısıyla, Siyonist düşman Gazze'yi 'düşman topraklar' diye nitelendiğinde, kahraman Gazze bu tacı elde etti.
Gazze'ye yönelik bu Siyonist sınıflandırma, bu bölgenin sadece Allah'a boyun eğdiğini, direnişin sancağını taşıdığı, Siyonist düşmana ve müttefiklerine boyun eğmeyi reddettiği için, her Filistinli Müslüman ve Arap'ın vicdanını ve onurunu temsil ettiğini gösteriyor. ABD Gazze'yi düşman toprak olarak görmek konusunda Siyonist düşmana katılmakta gecikmedi. Bu durum da, Siyonist düşmanla ABD arasındaki stratejik işbirliğinin boyutunun altını çiziyor.
Öte yandan, düşmanın 'düşman topraklar' sınıflandırması sonrası, Gazze'deki kardeşlerimiz açısından yeni bir Siyonist-Amerikan meydan okuması karşısındayız. Haberler, düşmanın âdeti gereği oradaki halkımıza elektrik, su, gıda ve ilaç verilmesini kesmek gibi terörist yöntemler kullanacağını ifade ediyor. Düşman 1,5 milyon Filistinlinin hayatını ölüm, açlık ve sürgünle tehdit edecek bir işgalle barbarca bir terörist eyleme de girişebilir. Bu düşman, direnişçi Gazze'yi Filistin halkı için büyük bir tutuklama kampına çevirme gücüne sahip.
Bu yüzden biz Araplardan, bir facia meydana gelmeden önce Gazze'deki
halkımıza yönelik Siyonist-Amerikan terörist faaliyetlerine karşı koymak için derhal harekete geçmemiz isteniyor. Bu da sınır kapılarının açılmasını gerektiriyor. Gazze'nin Mısır'la sınırı var ve Mısır bir Arap devleti olarak sınırlarındaki egemenliğini ortaya koyup Siyonist düşmana bu sınırlara hâkim olma izni vermemeli.
Siyonist düşmanın Gazze'de kendisine düşman olarak tanımladığı sadece Hamas değil. Ayrıca bu tanımlama Hamas ve taraftarları için de büyük bir onur. Bütün Gazze'nin 'düşman oluşum' diye nitelendirilmesi bütün Filistin halkını kapsıyor ve Filistin halkı da bu düşmana düşmandır. Bu gerçeği düşmandan önce teslimiyetçi Oslo grubu bilmeli ve Filistin halkı kendilerini elinin tersiyle itmeden ve tarihin çöplüğüne atmadan önce tövbe etmeleri ve Gazze'nin yanında yer almaları gerek. Zira Filistin halkı ne kadar sürerse sürsün saflarını hainlerden temizlemeye kadir. Siyonist düşmanı alkışlayan ve destekleyenlere de yazıklar olsun. Zira bu desteği sunanlar düşmanın gözünde değersiz, düşmanın düşman gördükleriyse değerlidir.
(Katar gazetesi Şark, 22 Eylül 2007)