Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım "Bu direniş 2000'de Lübnan'ı hürriyetine kavuşturdu. Bu, İsrail'in işgalinden bu yana bölgenin görmediği bir kurtuluştu. Büyük zaferlerden biriydi. Ayrıca direniş 2006'da "İsrail'in caydırıcı gücü" sözünü de hükümsüz kıldı ve onun Marun er-Ras, Bintu Cubeyl, Hıyam ve direnen güneye girmesine engel oldu. Bu iyi ve gururlu halk efsanevi bir mücadelede zayıf Lübnan'ın direnişi, ordusu ve halkıyla güçlü olduğunu ve İsrail'in yanında yer alarak geri kalan topraklarımızı almaya çalışan uluslararası örgütlere ihtiyacı olmadığını dünyaya kanıtladı" dedi.
Lübnan Başını Eğmez
Hizbullah'ın eğitim kolunun, Cinan salonunda öğretmenlerle gerçekleştirdiği buluşmaya katılan Şeyh Kasım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gördüğümüz direniş artık bir fikir ya da tartışma tecrübesi değildir. Bilakis faydasını kanıtlamış elle tutulur bir gerçek olmuştur. Direnişi bir fikir olarak ortaya atıyor olsaydık direnişin gerçekleştirebileceği ya da gerçekleştiremeyeceği başarılardan bahseden teorilere kulak verirdik. Ama biz şuan vatanı kurtarmış ve zafer kazanmış bir direnişle karşı karşıyayız. Bu temel üzerinde, İsrail projesiyle mücadelede zayıf Lübnan'a karşılık Lübnan gücünün sonuçlarını karşılaştıracak olursak Lübnan'ın gücüyle elde ettiğimiz birçok başarının zayıf olduğumuz zamanla kıyaslanamayacağını görürüz. En azından bugün bütün dünya bazılarına rağmen isteklerimize saygı duyarak yanımıza geliyor. Çünkü onlar biliyorlar ki Lübnan başını eğmez ve direniş Allah'ın izniyle bu başarıları korumaya kadirdir.
Diplomasiyle Direniş Yolu Arasındaki Fark
2000'den önceki direnişimiz için bize teşekkür eden ve sizin göreviniz bitti diyen madalya dağıtıcılarına şaşıyorum. Sorarım size kimdir bu madalya dağıtıcıları? Onları iyi ya da kötü davranış belgesi vermeleri için kim tayin etti? Onların ömürleri nedir ki Lübnan'ın maslahatını değerlendirme konumunda olsunlar? Lübnan'ın hala direnişe ihtiyacı var. Direniş olmasaydı Lübnanlıların bu direnişi var etmeleri gerekirdi. Direniş dünyanın kibri ve zorluklar karşısında gücün gelebileceği son noktaya kadar gelmelidir. Biz de gece gündüz çalışmalıyız ki direniş İsrail'e karşı gelsin. Lübnan'ın bağımsızlığını bu şekilde koruruz. Onur bu şekilde var olur. Açıkçası biz diplomasiye hiç güvenmiyoruz. Diplomasi, güçlülerin taviz vermeleri için zayıfları adil olmayan kâtibin yanında imza atmaya zorlarken kullandığı bir yoldur. Bu da, bizim diplomasiyle onların atmamızı istediği adımları attığımız anlamına geliyor. Ve mademki onlar bizim için hayrı istemezler o halde diplomaside de hayır yoktur. Ama direniş, kendimiz ve onurumuz için istediğimiz adımlardır. Onlar bunu bilmezler. Bu nedenle onunla zorlukları aşabilir ve onlar keşfetmeden sonuca ulaşırız. Onlar diplomasi kulislerinde araştırma yaparken direniş bizi güçlendirmiş olur.
Hükümet Yanlısı Güçler de Direnişi Destekliyor
Duymak isteyen için diyoruz ki: bazılarının direnişe itiraz etmesi bizi sarsmaz. Çünkü biz Lübnan toplumunda çoğunluğu oluşturuyoruz. Son dönemde muhalif ve hükümet yanlısı siyasi güçlerin tümünün nasıl direniş etrafında toplandıklarını gördük. Aynı şekilde resmi düzeyde de. Bu, direnişin özel dokunulmazlığına eklenen başka bir dokunulmazlıktır. Bu nedenle direniş istenmektedir ve buna devam edecektir.
Direniş Öyle Büyüyecek ki İsrail Saldıramayacak!
Direnişin geleceğini bilmek isteyenler için şunu diyebiliriz; biz direnişi o denli güçlendireceğiz ki İsrail Lübnan'a saldırmayı sadece kar zarar hesabını düşündüğü için değil hiçbir şekilde düşünemeyecek. Bazıları direnişin gücünden korkuyorsa biz onu tatmin etmeye ve ayrıntıları açıklamaya hazırız. Ama eğer tartışma kabul etmez konum söz konusuysa deriz ki: Allah'tan geldik ve ona döneceğiz ama biz bu çizgiden ve bu yoldan dönmeyeceğiz. Ben bu kişilere hodri meydan diyor ve direnişin başarılarından Lübnan'ın menfaatine olmamış bir tanesini gösterin diyorum. Bazıları bizim Arap devleti adına savaştığımızı söylüyor. Bu doğru değil biz hiç kimse adına savaşmıyoruz. Biz kendi adımıza savaşıyoruz. Filistinliler kendileri için, Araplar kendileri için savaşıyor. Allah'ın izniyle hepsinde hayır var. Tabii ki savaşımız, savunmamız ve başarılı olduğumuz ve topraklarımızı kurtardığımız zaman kazandığımız bu hayırlar herkese yansıyacaktır. Bizim istifade ettiğimiz gibi direnişin kazandığı hayırlar onlara da hayırlı olsun ve diğerleri bu direniş sebebiyle kaybettikleri için öfkelerinden kudursunlar. Burada Lübnan'ın maslahatının direnişi, ordusu ve halkıyla güçlü olmasında olduğunu, böyle başarılı olacağını ve böyle olması gerektiğini vurguluyorum.
Mebhuh Suikasti Sonrasında AB Ülkelerinin Pasaportlarına Dikkat Etmeliyiz
Son dönemde Dubai'de Mebhuh'un suikastla öldürüldüğü büyük İsrail skandalını duydunuz. Bugün burada çok önemli ve karmaşık sorulara cevap vermesi gereken 5 ülke bulunuyor: Dubai, İngiltere, İrlanda, Fransa ve Almanya. Bu ülkeler uluslar rası düzeyde ses, görüntü ve kati delillerle suçlanan İsrail'e nasıl davranacaklar? Bu olay uluslararası bir konum alınmadan geçip gidecek mi? Bakalım görelim bu Avrupa ülkeleri ne yapacaklar? Ama bizim Lübnan ve bölgede Avrupa pasaportu taşıyanların Lübnan için tehlike oluşturduklarına dikkat etmemiz gerekli oldu. Bu, Lübnan halkını korumak için özel uygulamalar gerektiriyor. İsrailliler hiçbir sorumluluk taşımaksızın bu pasaportları taşıdıkları müddetçe diğer ülkelerin de halklarını koruması için bunu yapmaları gerekir. Bu nedenle davranışımız bu ülkelerin davranışlarına göre şekillenecektir.
Savunma Stratejisini Görüşmeye Hazırız
Şeyh Kasım, konuşmasına şu ifadelerle son verdi: "Hamdolsun bu önemli konuma geldik. Bununla birlikte biz oturumlarda savunma stratejilerini tartışmaya hazırız. Bazıları savunma stratejilerini medyada tartışmak istiyorsa biz ona "senin bağırmanı duyar ama sana cevap vermeyiz" deriz. Çünkü savunma stratejisi basın açıklamalarına değil sakin oturumlara ihtiyaç duyan bir denge içindedir. Buna ek olarak; önceliği insanların meselelerine vereceğiz. Çünkü onların işlerini yoluna koymalıyız. Biz ulusal birlik hükümetine destek verdik. Onun başarılı olması için her şeyi yapacağız. İnsanların haklarını alması, Lübnan'ın rahat olması ve sorunlarının çözülmesi bizim lehimizedir. Bizim gerçekçi ve nesnel olmamız gerekiyor. Geçen 5 sene içerisinde birçok gelişme oldu. Seçtiğimiz yolun doğru olduğu delille sabit oldu. Diğerlerinin de bu halkın maslahatını gözetmeleri gerekmektedir. İnşallah direnişin geriye iki hedefi kalmaktadır. Birincisi, işgalcilerin elinde kalan Lübnan topraklarının kurtarılmasıdır. İkincisi ise Lübnan'ı İsrail tehlikesinden korumaktır" dedi.
isra haber