Birleşmiş Milletler'e kayıtlı merkezi Londra'da bulunan Islamic Human Rights Commission (İHRC), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a İsrail'in Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Örgütü'ne (OECD) kabul edilmesini veto etmesi çağrısı yaptı. İHRC, Başbakan Erdoğan'ın uluslararası platformda Filistinlilerin savunuculuğunu yaparak İsrailli politikacıların ve lobisinin hedefi olduğunu belirterek, İsrail'in OECD'ye kabulunun veto edilmesinin insanlığa karşı suç işleyen kibirli İsrailli politikacıların cezalandırılması için önemli bir fırsat olduğunu bildirdi.
Merkezi Londra'da bulunan Birleşmiş Milletler'e kayıtlı Islamic Human Rights Commission (İHRC) isimli insan hakları kuruluşu Türkiye'den, Mayıs ayı içerisinde Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) kabul edilmesi beklenen İsrail'i veto etmesi çağrısında bulundu. OECD üyesi olan Türkiye'nin İsrail'i veto etme hakkının bulunduğunu hatırlatan İHRC ayrıca "Türkiye Başbakanı Erdoğan'a İsrail'in OECD'ye Kabul Edilmesini Veto Etmesi İçin Yazın" kampanyası başlattı.
ERDOĞAN'A MEKTUP KAMPANYASI
Erdoğan'a posta, elektronik posta ya da faks yoluyla ulaşarak İsrail'i veto etmesi çağrısı yapılmasını isteyen İHRC, bunun için de bir örnek mektup hazırladı. "Ekselansları Sayın Erdoğan" hitabıyla başlayan mektupta, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria arasında 19 Ocak'ta imzalanan anlaşmayla OECD'nin İsrail'i tam üyeliğe kabul edeceğine dair bir açıklama yapıldığı belirtilerek, İsrail'in OECD'ye üye olmasının kendisine uluslararası tanınma ve ekonomik menfaatler sağlayacağı ifade edildi.
İSRAİL ÜYE OLURSA VETO HAKKI OLACAK
OECD üyesi olduktan sonra İsrail'in kredi notunun yükseltileceğini ve bu şekilde İsrail firmalarının daha kolay bir şekilde uluslararası arenada iş yapacağının kaydedildiği mektupta, "İsrail, OECD'ye verdiği raporlarda uluslararası hukuka göre tanınmayan Yahudi yerleşimcileri nüfusu olarak alırken, Filistinlileri bu istatistiklerden çıkardı. Bu AB politikalarına aykırı. Dışarıya sızan bir rapora göre OECD İsrail'den ya Filistinlileri de istatistiklere eklemesini ya da hem Filistinlileri hem de Yahudi yerleşimcileri eklememesini istedi. Ancak bu rapor İsrail'in OECD'ye üyeliği önünde engel teşkil etmiyor. Çünkü bu öneriyi İsrail üye olduktan bir yıl sonra verme hakkına sahip. Eğer İsrail tam üye olursa, OECD üzerinde veto hakkına olacak ve bu şekilde Batı Şeria'daki Filistinlileri dışarıda bırakacak" denildi.
İSRAİL ÜYELİĞİ HUKUKA AYKIRI OLACAK
Mektupta Kudüs'te bulunan Hever isimli ekonomistin, "OECD İsrail'e sanki 7 milyon nüfusu varmış gibi davranıyor. Oysa işgal altında bulunan Filistinlilerle birlikte nüfus 11 milyon. İsrail Filistinlileri de dahil ederse, otomatik olarak reddedilecek. Çünkü zenginlik/fakirlik dengesizliği çok büyük." sözlerinin de hatırlatıldığı mektupta, Avrupa'da sivil bir girişim olan Russell Tribunal'ın (Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi) Avrupa hukukunun İsrail'in Filistin işgalini tanımadığını belirttiği ve bu yüzden İsrail'e OECD üyeliğinin verilmesinin apartheid rejimini onaylamak anlamına geleceğini söylediği hatırlatıldı.
VETO ETMEK TÜRKİYE'NİN HAKKI VE SORUMLULUĞU
Mektupta şöyle denildi: "Ekselansları, OECD bir ülkeyi tam üyeliğe kabul etmek için üye tüm ülkelerin onayını almak zorunda. OECD'nin tek Müslüman ülkesi olan Türkiye'nin İsrail'i veto etmeye hem hakkı hem de sorumluluğu bulunuyor. Uluslar arası arenada Filistinlilerin açık bir savunucusu olduğunuz için İsrailli politikacıların ve İsrail lobisinin hedefinde olduğunuzu biliyoruz. Bu, ezilen Filistinlilerle dayanışma içinde olmak için siz ekselansları için yeni bir fırsat. Bu (Veto), insanlığa karşı işledikleri utanç verici suçları eleştiren İsrailli kibirli politikacıların cezalandırılması için iyi bir fırsat olacaktır. Sizden bu konuda acil bir cevap bekliyoruz. Saygılarımızla."