Ürdün Kralı Abdullah, İsrail'in Kanal 1 televizyonuna verdiği, Cumartesi günü yayınlanan ropörtajda iki devlet arasında, bütün Ortadoğu'yu selamete, güvenliğe ve istikrara kavuşturacak bir barış sağlanmadıkça İsrail'in karşılaşacağı tehlikelerin artacağını söyledi.
Kral Abdullah: İsrail'in önümüzdeki senelerde daha güçlü olacağını sanmıyorum.
Kral Abdullah İsrail-Filistin çatışmasının,iki devletin de bölgesel ve uluslar arası stratejik menfaatler doğrultusunda hareket etmeleri halinde çözüleceğini vurguladı.Her iki tarafın, önümüzdeki hafta Washington'da yapılacak olan müzakereleri garantilemek için omuz omuza vermesinin, sorunun çözümünde dikkate değer ve hızlı bir gelişme olacağını söyledi.
Kral Abdullah, İsrail'in Kanal 1 televizyonuna verdiği , Cumartesi günü yayınlanan ropörtajda iki devlet arasında, bütün Ortadoğu'yu selamete, güvenliğe ve istikrara kavuşturacak bir barış sağlanmadıkça İsrail'in karşılaşacağı tehlikelerin artacağını söyledi.
Kral, sorulan bir soru üzerine "Ürdün seçeneği" ile alakalı hiçbir söylemin muhatap alınmaya değer olmadığını, böyle bir teklifin hem Ürdünlüler hem Filistinliler tarafından reddedileceğini, uygulamanın imkansız olduğunu söyledi.
Kral,müzakerelerin başarılı bir şekilde yapılmasını ve Arap Barış Girişimi'ne uyumlu bir şekilde bölgede kurulacak olan İsrail devletinin yanında bağımsız bir Filistin devleti sonucuna varılmasının önemli olduğunu söyledi.Bu sayede İsrail Girişim'e üye 57 müslüman ve Arap devletle ilişki kurabilecek.
İsrail TV: Hayırlı Ramazanlar, Majesteleri.Önümüzdeki 2 gün içerisinde Washington zirvesine gideceksiniz.Bildiğiniz gibi barış girişimleri kutlamalarla karşılanmıştı fakat sonu hiç de beklendiği gibi olmamıştı.Sizce, bunu da aynı son mı bekliyor?
Kral Abdullah: Tüm halklarımızın selameti için öyle olmamasını umuyorum.Açıkça görülüyor ki senelerdir herkes bir hayal kırıklığı içerisinde, zira halklarımız beraber yaşayamıyor.Filistinli ve İsrailli otoritelerle görüşmelerim, Başkan Obama ve Diğer Amerikalılarla irtibatım sonucunda şunu söyleyebilirim ki; bölgede barış sağlanmasının önemi idrak edilmiş durumda.Hazır vaziyet bu iken, iki tarafın da nihai olarak bu meseleyi halletmek üzere masaya oturmalarını umuyoruz.
İsrail TV: Siz Başkan Obama ile temas halinde olduğunuzu söylemişken sorayım; müzakerelerin bir sonraki oturumunda Amerika yönetiminin daha etken olacağını düşünüyor musunuz?
Kral Abdullah: Asıl önemli olanın, hepimizin şu anda Washington'a gidişi olduğunu düşünüyorum.Obama'nın müzakerelere ev sahipliği yapıyor olması çözümde bir ilerleme istediğine dair açık bir işaret.Sadece fotoğraflarımız çekilsin diye toplanmıyoruz, bu yüzden ilk gün bir buluşma olacak, ikinci gün Filistin, İsrail ve Amerika müzakerelerin başlaması için masaya oturacak.Önümüzdeki 10 yılın Ortadoğu'sunu şekillendirecek olan bu karar otoritelerin iradesine ait olacak.
İsrail TV: Amerikan yönetimi müzakerelerin devamı için önerilerini sunacak mı?
Kral Abdullah: Sanırım hepimiz asıl davanın ne olduğunu biliyoruz, zaten işin acı tarafı da bu.Sıfırdan başlamıyoruz.Herkes bir gelişme olması için ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyor. Sorun; iki tarafın da daha önceden ciddi bir şekilde böyle bir müzakere için bir araya gelmemesi.Oysa bu gün çok daha ileri bir noktada olunabilirdi.Zannımca bu gecikme, güvenlik ve istikrar bazında sadece İsrail ve Filistin'e değil tüm bölge halklarına pahalıya patladı.Umuyorum ki onlar da bu tehlikenin farkındadırlar.Bundan da önemlisi, acaba halklar da tehlikenin farkında mı, nihai olarak bu meseleyi çözüme kavuşturacak olan yöneticilerini bu konuda destekleyecekler mi?
İsrail TV:Amerika yönetiminin gerçekten bir ilerleme istediğini düşünüyor musunuz?
Kral Abdullah: İnşallah öyledir, İsrail-Filistin meselesinin çözümü Amerika'nın milli güvenliğinin bir parçası!
İsrail TV:Bu hep böyle idi, değil mi?
Kral Abdullah: Evet.Fakat Bush yönetiminin gidip,Obama yönetiminin gelişinden beri ilk defa, genel bir tartışma alanında, bu gerginliğin Amerika Birleşik Devletlerinin yararına olmadığı açık açık söylendi. Dolayısıyla, halk ve siyasetçiler nezdinde ABD'nin milli maslahatlarının, meselenin en kısa zamanda çözülmesine bağlı olduğu kanaati oluştu.
İsrail TV:Bir yıl içinde barış anlaşmasına giden bir yol hayal etmek çok büyük bir hedef değil mi?
Kral Abdullah: Belli bir mühlet vermenin doğru olmadığını düşünüyorum.Sanırım bu Amerika tarafından biçilmiş bir süre.Niçin o kadar bekleyelim ki?Ne kadar uzun beklersek, şiddet olaylarına o kadar fırsat vermiş oluruz.
Daha önceden böyle olduğunu çok gördük.Ne zaman barış taraftarları toplansa, iki taraftan da bozguncular çıkıyordu.Sırf bu sebeple, geçen yıllarda bir sürü cana kıyıldı, zorluklar yaşandı.
Barışın önemine dair kanaatlerimizle hareket etmeli,önümüzdeki iki haftanın bizi barışa götürmesi için zorlu kararlar almalıyız.Bu sadece İsrail-Filistin barışı değil, Washington'da olacakları düşündüğümüz de Arap Barış Girişiminin "geniş kapsamlı barış" planını da göz ardı etmemeliyiz.
Burada yapmaya çalıştığımız şey; İsrail- Filistin barışına giden sürecin ilerlemesini sağlamak, ki Arap Barış Girişiminin uygulamaları kolaylaşsın, gerek barış gerek Arap ve Müslüman dünyanın tam entegrasyonu hususunda.Böylece İsrail'in geleceği sadece Ürdün, Lübnan, Sina ve Golan tepeleri arasına sıkışmış olmaz.En büyük ödül de bu olur!Fakat Washington'da bir an önce işe koyulmalıyız.
İsrail TV: Bir sonraki müzakerelerde Ürdün'ün rolü ne olacak?
Kral Abdullah: Ürdün'ün rolü, Kral Abdullah zamanından beri halkları bir araya toplamak ve bölgenin kaderi olan sorunları, husumetleri çözmek olmuştur.Bu atalarımızdan bize kalan, gurur duyduğumuz bir miras.Ürdün her fırsatta insanları bir araya getirmek için mücadele ettiğini kanıtlamıştır.Sanırım bu yüzden Washington'dayız, zira her iki tarafın da güvendiği konumdayız.Herkes, bizim sloganımızın "tüm halklar için barış" olduğunu biliyor.Bu rolü üstlenmekten elimizden geldiğince kaçınmayacağız.
İsrail TV: Majesteleri, eğer bu sefer de bir gelişme olmazsa üçüncü intifada olacağına dair söylemler var, ne diyorsunuz?
Kral Abdullah: İsrail ve bölge arasında her on yılda bir, çatışmalar olurdu.Fakat Kral Hüseyin'in vefatından beri, her iki senede bir taraflardan birinin İsrail olduğu çatışmalardan bahsediyoruz.Eğer gelişme gösteremezsek , kötü şeyler olacağı kesin!Ya sınırlarda, ya İsrail içinde olacak orasını bilemiyorum.Çok üzücü!
Siyasiler sorumluluk almaya yetecek kadar cesaretlerini toplamadıklarında, bunun bedelini insanlar canlarıyla,gelecek güvenceleriyle ödüyor.
İsrail TV: Kesin bir bilginiz yok yani"
Kral Abdullah: Elbette böyle bir bilgim yok,fakat her iki taraftada barış istemeyenler olduğunu biliyoruz.O yüzden İsrail-Arap ülkeleri-İslam ülkeleri (57 devlet) arasındaki barışın önemini vurgulayıp duruyoruz.Durumu kabullendiğimiz anda o gruplardan biri harekete geçecek, düğmelere basılacak, çatışmalar başlayacaktır.
Son senelerde durumlar değişti.Geçmişte savaş hususunda İsrail'i ilgilendiren, kime karşı olursa olsun galip olmaktı.Artık herhangi bir askeri müdahalede direnç yeterli.Bu da,İsrail'in güvenliğini tehdit eden gücün değiştiğine dair verilerin tamamıyla değiştiğini gösterir.eğer siyasi anlamda bir hareketlenme başlamazsa İsrail halkı sonsuza kadar tehdit altında yaşayacaktır.
O yüzden karar alınmalı; İsrail hala kalesinde yaşayıp Ortadoğu'yu duvarlar arkasından mı seyredecek, biz ona ekonomik ve bölgesel yardımlaşma çubuğunu uzattığımız halde, yoksa ardına saklandığı duvarları yıkıp, diğer halklarla birleşerek İsrail halkına tam güvenlik mi sağlayacak?
İsrail TV:İki taraftan birinin düğmeye basacağını söylediniz.Mesela Hamas Eilat'ı bombalasa, Akabe'de bir sürü insan can verse, Ürdün'ün tepkisi nasıl olur?
Kral Abdullah: Dediğim gibi, biz barıştan yana oldukça, bazı unsurlar da barışı sarsmaya çalışıyor.Olayı daha kapsamlı bir şekilde ele almalıyız.Barışa giden yolda elbette kurbanlar olacak.Biz kendi ülkemizde de yüce insanlar kaybettik bu uğurda; Kral Hüseyin, İshak Rabin"
Asıl ilgilenmemiz gereken; barış için ettiğimiz mücadele geleceğimizi garantileyecek.Demek istediğim, içinde bulunduğumuz durumu kabullenirsek,şiddet ve terörden kurtulamayız.Filistin-İsrail mutabakatı sağlanırsa kim İsrail'e düşmanlık besleyecek?
İsrail TV: Fakat Hamas'tan, İran'ın maşası olan, İsrail'i asla kabul etmemiş, İsrail'i yerle bir etmeyi şiar edinmiş, fanatik İslami bir örgütten bahsediyoruz"
Kral Abdullah: İsrail halkı içinde bulundukları durumla yaşabileceklerini zannediyorlar, fakat gelecek pek de aydınlık gözükmüyor.Sana şunu söylemek istiyorum: İsrail önümüzdeki senelerde daha güçlü olmayacak!Zira bu gidişle, güvenliğine tehdit oluşturan güçlükler artacak, azalmayacak.Fakat İsrail ve Filistin müzakereler için masaya oturur, problemlerinin çözümü için çalışmalara başlarsa ne yakın ne de uzak güçlerin İsrail'i parçalamaya bahaneleri kalmayacak!Soruyorum size İsrail-Filistin anlaşır, barış içinde yaşarlarsa neden İsrail tehditlere maruz kalsın?Velev ki oldu, Filistinliler sizi onlara karşı savunup, yanınızda duracaklardır.
İsrail TV: Kısa bir süre önce çok bir mühim bir açıklamada bulundunuz, dediniz ki: İsraillilerle konuştuğumda onlara önümüzdeki 10 yılı İsrail nasıl görüyor diye sordum ama kimseden cevap alamadım.Demografik faktörü mü kastediyordunuz?
Kral Abdullah:Eğer soruyu senin tarzınla ele alırsak öncelikle şunu belirtmelim; Filistinlilerin ve İsraillilerin büyük çoğunluğu barış istiyor, yine büyük çoğunluk barış çözümlerinde
umudunu kesmiş durumda.Bu da onları duruma ayak uydurmaya itiyor.Önümüzdeki senelerde "hali hazırdaki durum" ne olacak?Bazıları Ürdün Filistin'dir, diyor.Nasıl olacak o
iş? Filistinliler öyle istemiyor,biz de kesinlikle Ürdün'ün Filistin olmasını istemiyoruz. Filistinlileri o topraklardan çıkarmanın tek yolu şiddet ve güç kullanımıdır.
Uluslar arası Konsey ve İsrail'in kararı bu mu olacak?Sihirli bir değnek olsa, Filistinliler Batı Şeria'dan çıkarılsalar bile, uzun vadede bir çözüm müdür bu? Arap nüfus gelecekte İsrail için tehdit oluşturacaktır.İsrail'in geleceği , benim gördüğüm kadarıyla, sorunlarını bu gün çözmediği takdirde, seçeneklerinin çok sıkıntılı günler geçirecektir.O yüzden çözümü erteleyip, "birkaç sene içinde çözeriz" demek İsrail için büyük tehlike oluşturuyor.
İsrail TV: Ürdün-Filistin mevzusu açılmışken, Likud partisinin "Ürdün, bağımsız Filistin
olsun" önerisi sizi endişelendiriyor mu?
Kral Abdullah: Bu konu tartışma götürmez, çok açık konuşacağım.Böyle bir fikir dikkate alınıp
cevap bile verilmeyecek kadar basit bir fikirdir.Delilik deyip geçiyorum.Tatbiki mümkün değil!
Uluslar arası konsey bile kabul etmez.Kaldı ki etse bile, gerçekleşecek bir şey değil. İsrail'in uzun vadede sorunlarını çözecek mi?Hayır.
İsrail TV: Son zamanlarda, "Kral Hüseyin'in vefatından beri Ürdün-İsrail ilişkileri en asgari
düzeye indi" dediniz.Her şey barışa mı bağlı?
Kral Abdullah: Çoğu barışa bağlı.Barış ve bölgesel entegrasyonu hala gerçekleştiremedik.Siz
barış içinde olabilirsiniz.Ama halklar iletişime geçemiyor, Filistin davası sebebiyle hareket
özgürlüğü sağlayamıyorsak, o barış sadece insanların sınırlar ardından birbirlerine bakmaları
ile sınırlı bir barıştır.Daha önce de dediğim gibi, sırf ekonomik boyutuna bile baksak,
geçtiğimiz 10 sene içinde İsrail'i aşan iktisadi projeler görürüz.Yeni su projeleri,
demiryolu projeleri"
Hükümetiniz demiryoluna yatırım yapmaya başladı.Eğer İsrail sınırlarını aşamayacaksa
yapılan yolların gelecekteki faaliyeti ne olacak?İşin siyasi boyutu çözülmezse gerçek anlamda
bir barış söz konusu olmayacak.
İsrail TV: Hala daha niçin İsrail-Ürdün ilişkisi bu düzeye indi anlayabilmiş değilim"
Kral Abdullah: Çünkü yan yana gelip güzel fotoğraflar çektirerek ekonomik bütünlük sağlanmıyor. Siyasi durum düzeltilmediği müddetçe de mümkün gözükmüyor.
İsrail TV: Eğer yanılmıyorsam Netanyahu ile şahsi münasebetleriniz de iyi değil.Alıntı yaptığım kaynak doğru ise, bir sene önce, Netanyahu ile beraber olduğunuz dönemden pek memnun olmadığınızı söylemişsiniz.
Kral Abdullah: Geçen ay bir toplantıda karşılaştık,net bir şekilde görüşlerimizi paylaştık. Şu anda peşin bir hüküm vermemek daha iyi olacak.Şunu da vurgulamak istiyorum; Washington'daki görüşmeler İsrail ve Ürdün'ün beraber hareket edip edemeyeceğini de belirleyecek.Lafla peynir gemisi yürümüyor, fiiliyata geçmemiz lazım.Eğer bunu başarırsak, ilişkiler düzelir.
İsrail TV: Siz Ebu Mazin ve Filistinliler ile temas halindesiniz.Kimseyi suçlamak istemiyorum fakat kendi kendime soruyorum, İsrail en az 2 kere barış teklifi götürmesine rağmen, ki bence bu Filistinlilere yapılan büyük bir jestti, 2000 yılında Olmert hükümetinin teklif ettiği Camp David'i kastediyorum, Filistin tarafı kabul etmedi.Hala müteredditler!
Kral Abdullah: Bunun sebebinin halkın siyasilere tam vesayet vermemesi olduğunu düşünüyorum.Bu halk barış istemediklerinden değil, umutsuz olduklarından.Barış olmayacağından o kadar eminler ki!Washington'da ne olursa olsun, her iki halkın da barışın gerçekleşeceğine inanmaları gerekiyor.
İsrail TV: Washington zirvesi yaklaşıyor.İsrail halkına vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kral Abdullah: Mesajım umut! Zannımca bu müzakere evlatlarımıza iyi bir gelecek sunmak için son fırsatımız. Washington'a Filistin-İsrail müzakerelerinde bir durak olarak bakmayın, bilakis Filistin'in İsrail'in yanında bağımsız bir devlet olarak var olabilmesi gibi adımların atılacağı bir fırsat olarak bakın.
İsrail TV: Size ve orada olan herkese başarılar dilemeden önce, Suriye ile ilişilerinizin iyileşmesi hasebiyle bir soru sormak istiyorum.Esad'ın bize karşı tutumu çok sert.Bırakın yumuşak birkaç kelimeyi, imayı, İsrail'in en azılı düşmanlarıyla el ele; Hizbullah, İran. Başkan Beşar Esad'ı anlamamda bana yardımcı olur musunuz?
Kral Abdullah: Beşar Esad'la görüşmelerimden çıkarımım, Suriye'nin barış projesine uyumlu olduğu.İsrail halkına baktığımda, Washington'da olanların sadece İsraillileri ve Filistinlileri ilgilendirmediğini, İsrail'in Araplarla ve İslam alemiyle geleceğini ilgilendirdiğini görüyorum. Birbirimize karşı dürüst olduğumuz müddetçe Suriyelilerin de bizimle beraber olduğunu göreceğiz.
İsrail TV:Majesteleri, bu hoş sohbet için çok teşekkür ederim.Washington'da görüşmek üzere.
tımetürk