BİRİNCİ BÖLÜM)
Kabinedeki konuşmasında "bundan sonraki savaşta Tel Aviv cephenin içinde olacaktır. Hizbullah'ın güdümlü füzeleri İsrail'in hava üstünlüğünü sona erdirdi" dedi.
Hizbullah'ın elinde binlerce güdümlü füzenin bulunduğunu söyleyen Yadlin, bu füzelerin menzilinin 300 km'ye kadar ulaştığını, füzelerin İranlı mühendisler tarafından güdümlü sistemlele donatıldığını belirtti.
Yeni güdümlü füze Fetih 110, M-600 ve Sucud D füzelerinin İsrail'in 10 metre yarıçapıyla her tarafını tam saptayacağını, İsrail'in hava savunma kapasitesinin bunu önleyemeyeceğini belirten Yadlin, Suriye'nin çok kapsamlı bir savaş için İran tarafından tam anlamıyla donatıldığını sözlerine ekledi.
Suriye'nin kimyasal Scud C ve Scud D başlıklarının güdümlü füzelere dönüştürüldüğünü, bu füzelerden Suriye'nin Lübnan sınırında 1.000 tane bulunduğunu ve İsrail'e karşı kullanılmak üzere Hizbullah'a verileceklerini söyleyen Yadlin, Temmuz 2006 savaşında Hizbullah'ın İsrail hedeflerine günde 500 roket fırlattığını, bunların bazılarının çoğunlukla kuzey bölgelerindeki yerleşim alanlarına düşürek korkunç etkilere yol açtığını, bu durumun da İsrail ordusunu çaresiz bıraktığını, yeni bir savaşta Hizbullah'ın günde 15 tane uzun menzilli güdümlü füze atması durumunda ortaya çıkan durumun çok daha vahim olacağını belirtti.
Siyonist rejim askeri istihbarat şefi Amos Yadlin, yeni bir savaşta Hizbullah'ın hedefinin Tel Aviv'i hedefleyerek bu durumun İsraillileri büyük ölçüde moral bozukluğuna sevk edeceğini, ayrıca Hizbullah'ın İsrail'in sanayi ve ekonomik merkezlerini de enkaza çevirmeyi hedeflediğini belirtirken, siyonist rejim genelkurmay başkanı Gabi Ashkenazi de aynı kaygısını dile getirerek "gelecek savaşta İsraillilerin çok büyük bölümü evlerinden tahliye edilme durumunda kalması muhtemeldir" demişti.
Siyonist rejim şeflerinin bu kaygılarını dile getiren bir başka isim de İsrail savunma teşkilatı eski başkanı Uzi Rubin'di.
Rubin "düşman artık savaş uçaklarına sahip olmaksızın hava üstünlüğünü ele geçirdi. İran'ın Suriye ve Hizbullah'a verdiği güdümlü Fatih 110 füzeleri İsrail'in tüm kritik yerlerini vurabilecek durumda. Yüzlerce roket atmak yerine onlarca bu füzelerden atması yeterli" diyerek İsrail'i bekleyen akibeti itiraf etmişti.
Rubin açıklamasında İsrail'in sahip olduğu Arrow, Demir Kubbe ve Davud Sapanı sistemlerinin bu füzeleri önlemekte başarılı olamayacağını, bu sistemlerin atılan yüzlerce füze sağanağını önleyebilme kapasitesinde olmadığını, atılan bu füzelerin sadece 20 tanesinin bile hedefini bulması durumunda yıkımın çok büyük olacağını da belirtti.
Siyonist rejim askeri istihbarat kaynaklarına göre, Hizbullah ve Suriye Tel Aviv'i vurabilecek 1.500 füzeye sahip. Bir İsrailli askeri yetkili bu durumun bir "devrim" olduğunu söyledi.
İsrail askeri güçlerini korkudan güneye taşıyor
Diğer yandan Hizbullah'ın siyonist rejim karşısında elde ettiği askeri üstünlüğe İsraelfrontline adlı analiz merkezinden yeni bir tanım geldi: "Hizbullah İsrail için terör tehdidi değil, askeri bir tehdittir"
Hizbullah'ın askeri kapasitesine işaretle, Hizbullah İran yapımı Fetih 110 füzelerinin geliştirilmesi modeli olan M-600 füzeleri ile çok dahe tahlikeli bir boyuta ulaştığını belirten İsraelfrontline, bu füzelerin 300 km menzilli olduğunu ve 500 kg başlık taşıdığına ve hedefine tam isabetli olduğuna dikkat çekti.
Hizbullah'ın Temmuz 2006 savaşında kullandığı roketlerin güdümlü olmadıklarını, ancak Hizbullah'ın sahip olduğu bu yeni güdümlü füzelerle İsrail askeri hedeflerinin tamamına, askeri üslerine ve toplanma kamplarına tam isabet yapacağını belirten İsraelfrontline, siyonist rejimin bu durum karşısındaki çaresizliğini ise şöyle açıkladı:
"işte bu tehditler zihinlerde, İsrail hava güçlerinin uzun zamandır güneydeki üsleri yeniden güçlendirme çabalarının bir nedenini canlandırıyor. Amaç Lübnan sınırından alabildiğince uzakta olabilmek. Kuzeyde ve merkezde kalan savaşçı birlikler ise, bir füse ve roket saldırısı durumunda çok seri bir şekilde güneye kaydırılmasının acil durum tatbikatını yapıyorlar."
Hizbullah İsrail'i ortadan kaldırma kararlılığında
Siyonist stratejistlerden Dr. Jim Eckman Lübnan'ın Hizbullah'ın eline geçmek üzere olduğunu belirterek İsrail için Hizbullah tehdidinin ne anlama geldiğini şöyle ifade ediyor:
"Bugün İsrail için en korkunç tehdit Güney Lübnan'daki Hizbullah'tan geliyor. Hizbullah'ın elinde İsrail'e karşı kullanabileceği 60 binden fazla füze ve roketi var. Evvelden Lübnan Ortadoğu'daki en çok batı yanlısı bir devletti. Ancak şimdi, bir askıda asılı durumda ve Hizbullah tarafından ele geçirilebilecek ülke durumuna geldi. Bu radikal terörist örgüt İran ve Suriye tarafından destekleniyor. Hizbullah'ın İsrail'e karşı nefreti sınır tanımıyor ve İsrail'i ortadan kaldırma kararında"
Yahudi devleti için alarm zilleri çalıyor
Diğer bir siyonist analistlerden Tyler Durden ise "İsrail ile Hizbullah arasındaki yeni savaşın eli kulağında" başlıklı analizinde siyonist rejim savaş bakanı Ehud Barak'ın Hizbullah'ın yeni askeri gücünden duyduğu şu kaygıyı aktarıyor.
"Hizbullah'ın eline ulaşan bu yeni füzeler İsrail ile Hizbullah arasındaki askeri dengeyi altüst edecek. Biz Hizbullah ile 2006'da kısa bir savaş yapmıştık, ancak kanlı olmuştu"
Siyonist rejim başbakanı danışmanı ise şunları söylüyor:
"Hizbullah'ın bu yeni adımları yahudi devleti için yükselen alarm zillerinin nedeni olarak karşımızda duruyor. Biz Hizbullah'nı bu askeri yapısının tamamen farkındayız. Ne yazık ki bu aşamada yeni tip ve daha ileri füzelerle karşı karşıyayız. Suriye'nin Hizbullah'ın silahlanmasında üslendiği dol de çok tehlikeli"
Amerika'da The Real News Network'un "İsrail Hizbullah Savaşı" üzerine düzenlediği son oturum'dan:
Paul Jay: (Yönetmen) The Real News Network'a hoşgeldiniz. Ben Washington'dan Paul Jay. Şimdi aramızda WikiLeaks'in yayınladığı belgeleri tartışmak üzere Gareth Porter var. Kendisi bir araştırmacı gazeteci ve The Real News Network'a sık sık katkıda bulunan bir tarihçi. Katılımınız için tekrardan teşekkür ediyorum. WikiLeaks'in yayınladığı belgelerden biri sezen özel ilgi alanınız olan Lübnan'la ilgili. Bize bu konuyla ilgili düşüncelerinizi söyler misiniz?
Gareth Porter: Bu belgede yüksek ya da orta düzeyde, sanırım, Amerikan Dışişleri bakanlığı yetkilileri ile İsrail Dışişleri Bakanlığı ve aynı zamanda savunma bakanlığı ve Mossad'ın katıldığı bir görüşme. Burada neler oldu? Politik Askeri İlişkiler Müsteşarlığı başkanı olan Amos Gilad, , Lübnan ve bütün bölgedeki dengenin İsrail ile onun düşmanları İran, Suriye ve Hizbullah arasında son iki ya da üç yılda nasıl ciddi bir şekilde değiştiğini Amerikalı yetkililerin önüne getiriyor. Ne diyor orada; İsrail için tehlikenin tehlikenin "Hizbullahistan" ve "Hamasistan" olduğunu belirtiyor. Diyor ki, Lübnan'dan fırlatılacak füzeler bütün İsrail'i menzili içine alıyor. Bu da çok yeni bir durum. Böyle bir durum daha önce olmamıştı. Aslında hizbullah füzeleri İsrail'in her yanını vurabilecek durumdaydı. Ancak bu füzeler İsrail yerleşim alanlarının sadece belli bölümlerine erişebilirdi.
Pauy Jay: Evet haklısınız, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah geçen yaz Lübnan televizyonunda açıkca "bizim şimdi öyle kapasitemiz var ki, eğer siz Beyrut'ta bir binayı vuracak olursanız biz de şimdi Tel Aviv'deki binalarınızı vururuz. Eğer siz bizim köprülerimizden birini yıkarsanız, biz de sizin köprülerinizi yıkarız" demişti.
Gareth Porter: Ve hiç abartma da yapmıyor. İşte İsrail bu durumdan çok endişeli. Bu gerçeklik karşısında yıkılmış, sinirleri bozulmuş durumda. Bu durumun Ortadoğu'da yeni oluşan bu askeri dengenin yansımalarından dolayı olduğunu düşünüyorum. Çünkü daha önce Lübnan'da Hizbullah'ın elinde böyle bir askeri kapasite yoktu. İsrailliler artık bunun sonuçlarını hesaplamadan Lübnan'a karşı yeni bir savaş başlatamazlar. Ayrıca bir de bunun İran boyutu var, kısasa kısas noktasında.
Pauy Jay: bundan dolayı İsrailliler İran'a yönelik bir saldırı olması ihtimalinden dolayı akıllarını oynatmakta. Birçok WikiLeaks belgesi de bunu yansıtıyor. İsrail Amerika'yı İran'a saldırtmaya çalışıyor. Bu durumda Hizbullah'ın karşı saldırıları olacak. İsrailliler İran'ı savunmak için saldırıya geçeceğini düşünüyor.
Gareth Porter: bu çok ciddi bir ihtimal. İki husus birbirine açıkça geçmiş durumda. İki çatışma birbirine bağlı. İsrail ile Hezbullah'ın çatışması bunu doğuracak. Sanırım öncelikle Hizbullah ve Hamas ve İsrail'in bütün düşmanları arasında bir çatışma kesinlikle olacak. İsrail askeri üstünlüğünün ortadan kalkmasını kesinlikle kabullenemez. Bu yeni oluşan güç dengesi ise İsrail'e bu üstünlüğünü kaybettirmiş durumda. Nasıl, kuvetler dengesi, konvansiyonel denge, İsrail'in askeri varlığına yönelik Lübnan'daki füzeler. Bu durumda İsrail için iki seçenek var; ya saldırılara karşı misilleme ya da saldırma. Ancak İsrail komşularından birine saldırma kabiliyetini kaybetmiş durumda.
Ali AMMAR/Özel Haber
Not: Bu Özel haberin ikinci bölümünü yakında yayınlayacağız
velfecr