israilin Türkiye korkusu diye bir korkusu var mı?

Mehmet GÖKTAŞ

Gerçekten işgalci israil Türkiye’den korkuyor mu, korkuyorsa ne kadar korkuyor?

Biliyorum, birileri haklı olarak “Bu da nereden çıktı, bu sizin kuruntunuzdan başka bir şey değil, israilin Türkiye korkusu diye bir korkusu söz konusu değildir” diyecektir.

O halde şu bizim cenahın “Türkiye’den korkuyor” iddiasını gelin birazcık sorgulayalım;

“Mesela işgalci israil Türkiye’den korktuğu için şunları şunları yapmadı, yapamadı.”

“Türkiye’den çekindiği için şu geri adımları attı, işgal ettiği şu noktalardan geri çekildi...”

“Türkiye’nin ayağa kalkmasından ürktüğü için öldürmeyi düşündüğü şu kadar insanı öldürmedi...”

“Veya Türkiye yöneticilerinin kendilerine söylediği şu sert sözlere korktuğundan cevap veremedi...”

Söyleyin, bunlardan hangisi oldu, oldu da acaba biz mi bilmiyoruz?

Söyleyin Allah aşkına, işgalci israil hiç Türkiye’yi takıyor mu, Türkiye’yi hiç hesaba alıyor mu, dikkate alıyor mu?

Bu arada Allah’ın bir tek günü geçmiyor ki iktidar medyasından yeni bir SİHA, bir İHA, bir füze, bir helikopter bir uçak veya gemi haberi verilmesin, hem de birinci haber olarak.

Bunlar yalandır demiyoruz, Allah daha çok yapıp üretmeyi nasip etsin.

Bizim söylemek istediğimiz; bütün bunlara rağmen bu şerefsiz terör rejimi Türkiye’den niçin zerre kadar korkmuyor, kâle almıyor?

Fakat bizim şu hamaset erbabına bakarsanız bu terör rejiminin tek korkusu Türkiye’dir. Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturacak ordu İstanbul’dan hareket edecek olan Hilafet ordusudur. Hilafet ordusu olmasa da “Mehmetçik Gazze’ye!” hayalinin gerçekleşme beklentisi, hatta şu anda Gazze’de çarpışan Mehmetçiktir...”

İşgal ve katliam dört yüz güne yaklaştığı halde Türkiye’nin dişe dokunur hiçbir şey yapamadığını gördükleri halde bu bizim hamasetçiler aynı şeyleri tekrar etmekten geri durmuyorlar.

Lütfen artık şunu kabul edelim; Türkiye asla işgalci israilin korktuğu, çekindiği bir devlet değildir!

Çünküüü...

Gelin bu çünküyü siz de düşünün, ben de düşüneyim ve başka bir zamana bırakalım.