FÜZE SAVUNMA SİSTEMLERİ İSRAİL'İ KORUYAMAYACAK
Haaretz
Reuven Pedatzur
Knesset'in Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi'nde geçenlerde yapılan bir toplantıda emekliliği arifesinde konuşan Askeri İstihbarat Başkanı Tümgeneral Amos Yadlin, "Gelecek savaş Dökme Kurşun Operasyonu veya İkinci Lübnan Savaşı'nda yaşananlarla kıyaslanamaz. Geleceğin savaşları daha büyük olacaklar ve daha geniş bir sahada, çok daha fazla kayıpla gerçekleşecekler" uyarısında bulundu.
Bu görüşe göre yine de geçmişe bakarak ilerde bizi ne tür belaların beklediği tahmin edilebilir. İkinci Lübnan Savaşı esnasında İsrail'in sivil bölgesine 4.000'den fazla roket isabet etti, Gazze'deki Dökme Kurşun Operasyonunda da Filistinliler İsrail'deki hedeflerine 600 roket fırlattılar.
Birkaç gün sonra ise İsrail'in önde gelen füze uzmanlarından Uzi Rubin, "Lübnan, Suriye, İran ve Gazze Şeridi'nde şu an itibariyle Tel Aviv'i tehdit eden 1500 roket ve füze olduğunu" iddia etti. Binlerce farklı roket ve füze de İsrail'deki diğer hedeflere yöneltilmiş durumda bekliyor.
Yadlin ve Rubin hiç şüphesiz İsrail'in başındaki potansiyel tehdit konusunda haklılar. Hizbullah'ın elinde değişik türlerde 50.000'den fazla roket var ve bunlardan bazıları Negev'e kadar ulaşacak menzile sahipler. Hamas'a gelince, onun elinde de onlarca kilometre menzilli binlerce roket bulunuyor, Suriye ise binlerce balistik füzeye ve on binlerce rokete sahip. Başka bir deyişle İsrail haritasındaki her nokta binlerce roket ve füzenin menzili altına giriyor.
Bu iki kişinin tam olarak söylemediği şeyse fakat yine de cümlelerinden apaçık belli oluyor- üzücü bir gerçek: İsrail, bir kriz esnasında etkili olması mümkün olmayan bir savunma sistemine milyarlarca dolar yatırıyor ve balistik füze-roket tehdidi karşısında hatalı bir strateji geliştiriyor.
Savunma bakanlığı balistik füzeler ve roketler karşısında savunma sistemleri ("Arrow-Ok", "Demir Kubbe" ve "Sihirli Değnek") geliştirmeye dönük pahalı ve hırslı projelere yoğunlaşmış durumda. Bu sistemlerin etkisi hakkındaki profesyonel tartışmalara girmeden şunu söyleyebiliriz: Yadlin ve Rubin'in bahsettiği senaryo gerçekleşirse eğer, bunların etkili bir çözüm sunmalarının mümkün olmadığı çok açık.
Belli ki bütçe yetersizliği on binlerce savunma füzesinin teminini engelleyecek. Savunma yetkilileri en iyi ihtimalle birkaç yüz füzeden bahsediyorlar. Bu demektir ki, bu sistemlerin hepsi etkili olsalar bile ki bunun da garantisi yok- bir savaş esnasında İsrail'e atılacak roket ve füzelerin sadece çok küçük bir kısmını engelleyebilecekler.
Tek bir Arrow füzesinin maliyeti yaklaşık 3 milyon dolar. Bir Demir Kubbe füzesi 100.000 dolar ediyor, Sihirli Değnek'in fiyatı da 1 milyon dolar civarında. Bu fiyatlar füzelerin geniş ölçekli kullanımını engelliyor.
Bu savunma sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanılması gerektiğini savunanlar, sistemin İsrail'e ateşlenen ilk 200 veya 300 füzeyi durdurmak için tasarlandığını iddia ediyorlar. Bu iddia söz konusu sistemlerin tamamen gereksiz ve bu muazzam yatırımın israftan ibaret olduğu gerçeğini özellikle görmezden geliyor. Sistemlerin geliştirilmesini ve satın alınmasını destekleyen Rubin ve Yadlin bile gelecek savaşta İsrail'e on binlerce füze ve roketin düşeceğini tahmin ediyorlar.
Eğer bu gerçekleşirse, İsrail'in savunma füzesi cephaneliği sadece bir günlük savaşın sonunda tükenecek demektir ve bu durumda sivil bölgeler tekrar tehlikeye açık hale gelecek. Projeleri savunanlar bile düşmanın İsrail'e 200 füze gönderdikten sonra geri kalan dev cephaneliğini kullanmadan bekleyeceğini iddia etmiyorlar.
Sonuç çok açık: Bu savunma sistemleri yoluyla füze ve roket tehdidi karşısında hazırlık yapmak tamamen etkisiz bir yöntemdir. Bu politika yüksek güdümlü silahlar karşısındaki problemleri çözemez. İsrail ordusu farklı bir plan geliştirmek ve korunaklı bir sivil cephe yanılsamasını doğuran sistemlere dev meblağlar yatırmayı durdurmak zorundadır.
Haaretz'de yayınlanan bu analiz Kemal Saral tarafından Velfecr için çevrildi.
velfecr