İstanbul Seçimi ve Kürdler

Mehmet GÖKTAŞ

Biliyorum, mesele sadece yenilenecek İstanbul seçimi noktasından değil, ülkedeki yerel seçimlerin bütünü noktasından ele alınmalıydı. Hatta seçimleri bir tarafa bırakarak ülkenin ve bölgenin bir numaralı meselesi olarak masada olmalıydı.

Fakat 23 Haziran’da yenilenecek seçimler için bize göre meselenin püf noktası İstanbul’daki Kürd seçmendir.

Akla gelen ilk soru; İstanbul’da ne kadar Kürd yaşamaktadır? Bu konuda kesin bir rakam veremesek de az çok bir tahminde bulunabiliriz. Akla ilk gelen rakam HDP’nin bir önceki 24 Haziran seçimlerinde aldığı %12,7 oyu ve çıkardığı 12 milletvekilidir. Bu rakamlara iki noktadan itiraz edilebilir. Birincisi Kürd olduğu halde HDP’ye oy vermeyenler, ikincisi Kürd olmadığı halde HDP’ye oy verenler, fakat neticede fazla bir değişiklik olmaz sanırım.

Nitekim 31 Mart seçimlerinde öyle olmuştur. Hem sadece İstanbul’da değil, ikişer milletvekili çıkardığı Adana, Mersin, Antalya’da böyle olmuştur.

Cumhur İttifakı, özellikle AK Parti 31 Mart seçimlerinde bu şehirlerde Kürd oylarına hiç talip olmadığı gibi tamamen CHP’nin kucağına itmiştir. Özellikle Cumhurbaşkanı öyle bir dil kullanmıştır ki, ancak bu kadar olabilir.

Tamam, Cumhur İttifakı ve özellikle AK Parti olarak PKK örgütüne karşı net bir tavır koyun, onun siyasi kolu olduğunu söylediğiniz partiye karşı da tavır koyun. Fakat o partiye oy verenlere söyleyecek bir şeyiniz yok muydu? Seçim süreci boyunca batı illerindeki Kürdlerin gönüllerini alacak bir çift sözünüz yok muydu?

Burnunuzdan hiç kıl aldırmadınız, kibrinizden hiç taviz vermediniz, tenezzül buyurarak yanlarına varmadınız, Kuzey Irak’ı adres gösterdiniz, gerçekten onurlarıyla oynadınız.

Bunları sadece İstanbul belediye başkanlığı için söylemiyorum. Bu ülkede Kürdleri İslam’ın ve insanımızın değerlerinin amansız düşmanı köksüz, tabansız Türk solunun kucağına itmenin, Lgbt gibi hayâsız örgütlerin uğruna yem olarak atmanın, mazisi Kürd katliamlarıyla dolu CHP’ye teslim etmenin vebali nedir biliyor musunuz?

Söylediğim gibi mesele sadece İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını yeniden kazanma meselesi değildir. Eğer sadece bunun için bir şeyler yapacaksanız yapmayın. Sırıtır kalır orta yerde. Zaten şu anda İmralının mektubunu, avukatlarıyla görüşme konusunu, insanımız bu anlamda yorumlamaya başlamıştır bile.

Evet, epeydir dillendirdiğiniz gibi bu ülkenin gerçekten bir bekâ meselesi vardır. Ama unutmayınız ki Türkün bekâsıyla Kürdün bekâsını bir birinden ayırdığınız an her ikisinin de sonu daha çabuk yaklaşacaktır.