Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan eski polis müdürü Adil Serdar Saçan, asrın davasında 'kilit isim' konumuna geldi. Son operasyonla birlikte Saçan'ın, tutuklu emekli tuğgeneral Veli Küçük ve Bedrettin Dalan ile Yeditepe Üniversitesi'nde biraraya geldiği ortaya çıktı.
Aynı zamanda Saçan'ın bu üniversitede ders vermesi sebebiyle oğlunun yüzde 50 burslu okuduğu öğrenildi. Saçan'ın üniversite ile ilişkisi sadece öğretim üyesi olmaktan ibaret değil. Zira Saçan'ın üniversitedeki bazı kişilerle 'ülkenin geleceğine dair' telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen noktalar arasında.
Saçan'ın son operasyonda gözaltına alınan eski Harp Akademisi Komutanı emekli orgeneral Kemal Yavuz ile de irtibatlı olduğu anlaşıldı. Saçan-Yavuz ilişkisi 2001'e kadar uzanıyor. İkili arasındaki en önemli ilişkiyse kimi siyasiler ve emniyet yetkilileri hakkında istihbari bilgiler paylaşmaları.
Saçan'ın Ergenekon'un üzerini örterek maddi menfaat karşılığında örgütle iş yaptığı da ileri sürülüyor. 9 yıl önce İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü iken bu örgütle karşılaşan Saçan, Tuncay Güney'i sorgulamasıyla ön plana çıktı. Ancak sonra örgütün bazı önemli isimleriyle sıkı ilişki içine girdi. 6 defa meslekten çıkarılan Erzurum doğumlu (1962) eski polis, Ergenekon'un bundan sonraki aşamasında çok konuşulacağa benziyor. Özellikle Ergenekon'un finansörü olmakla suçlanan eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan'la ilişkisi kayda değer. Bir dönem Çapan'ın belediyedeki yardımcılığını ve danışmanlığını yapan Bertan Zülaloğlu ikilinin ilişkisi hakkında net konuşuyor: "Çapan, 2002'de Kartal Cezaevi'nden çıktığında kendisini evinde ilk ziyaret eden kişi Saçan'dı." Saçan'ın Bahçeşehir'deki evinin Çapan tarafından verildiği tespit ediliyor. Aynı şekilde Sultanahmet'teki bürosunu da Çapan tefriş ettirmiş. Saçan, aralarında bir ilişki olmadığını söylese de Çapan bunun tam tersini dile getiriyor. Saçan'ın eşinin kendi muhitinde iş yeri açtığını anlatan Çapan, oraya gittiğini ifade ediyor.
Eski polisin diğer Ergenekon sanıklarıyla olan bağı ve evinde çıkan dokümanlar da çok şey anlatıyor. Adil Serdar Saçan, Ergenekon terör örgütü ile bağlantısının olmadığını ileri sürüyor; ancak birçok Ergenekon sanığı ile yolu kesişiyor. Hatta bazılarıyla nargile içecek, önemli belge alışverişi yapacak kadar samimi. Kuvvai Milliye Derneği'nin üyesi olmayan Saçan'ın bu derneğe gidip geldiği belirtiliyor. Derneğin Üsküdar'daki bir yemeğine katılan Saçan, burada dernek başkanı (Ergenekon sanıklarından) Bekir Öztürk, Oktay Yıldırım ve Halil Behiç Gürcihan ile sıkı bir sohbete dalıyor. Saçan'ın Ergenekon tutuklusu Gürcihan'ı tanıması ise oldukça ilginç; 2003'te Merkez Komutanlığı'nda G. isimli bir Paşa tarafından 'Mete' olarak tanıtılıyor kendisine. Gazeteci olarak tanıdığı 'Mete' daha sonra Saçan'ın karşısına Behiç Gürcihan olarak çıkıyor ve ikili arasındaki diyalog nedense sıkı bir şekilde devam ediyor. Hatta Saçan Gürcihan'a 'çok gizli' belgeler veriyor. Gürcihan buna karşılık Saçan'a açıkistihbarat.com adlı internet sitesinde yazılar yazdırıyor.
Tuncay Özkan ile de sıkı bir ilişki kuran Saçan, zaman zaman ona bazı bilgiler aktarıyor. AK Parti'nin kapatılma davasında 'tanık' olarak gösterilmesi için Tuncay Özkan'ın devreye girmesini bile istiyor. Eski polisin, kamuoyunun 'Adnan Hocacılar' olarak bildiği gruba 'porno' kasetleriyle şantaj yapmak istediği vurgulanıyor. Saçan'ın M.V. isimli bir sahaf ile yaptığı görüşmede S. Albay, H. Yüzbaşı M.A, H. ve A. isimli şahısların adı geçiyor. Sahaf ile konuşmasındaki bazı ifadeleri şöyle: "... Şu anda bitakım çocuklara tecavüzü ile ilgili elimde belgeler var, tamam mı? Basına verecek ve soruşturma açtırtacak, şikâyetçi olup diye bunların gözünü korkutmamız lazım; ama öyle bi söylemeliyiz ki; mesela birini söyleyebilirsin: 'Abi İtalya'dan getirttiği iki tane porno yıldızın görüntüleri var elinde' de. Ha böyle dersen anlarlar. 'Yurtdışından getirttiği iki tane porno yıldızı var' de 'onların giriş çıkış kayıtları, kimlerin karşıladığına dair görüntü elinde, belgeleri var' de..."
Ergenekon davasında yargılanan gazeteci Güler Kömürcü ile de yakın ilişki içinde Adil Serdar Saçan. Aralarındaki samimiyet, Saçan'ın gördüğü rüyayı Kömürcü'ye anlatacak kadar ileri. Bir keresinde rüyasında Atatürk'ü gördüğünü anlatıyor Saçan ve Kömürcü'ye şöyle tevil ediyor: "...Vatana millete hizmet etmeye hazır duruma geldim artık, yakında hizmete başlayacağım... Bir tane bizden olan adam bunların 50 tanesini halleder ya, bunlar kim ya bunlar köpek ya, para bunlardaymış nerde, para bunlarda olsun lan ölü adamın paraya ihtiyacı olmaz yani..." Burada Saçan'ın kastettiği kişilerin kim olduğu bilinmiyor; fakat savcılık ifadesinde bununla Amerika'yı kastettiğini söylediği belirtiliyor. Kömürcü ile Saçan arasındaki bir başka görüşme ise kayıtlara daha farklı geçiyor: "Meclis'te türbanlılar için ayrı şey açılıyor, nedir o berber, kuaför açılıyor. Bu şekil gider. Ondan sonra bir bakarsın ki, ağaçlarda sallanmalar var; az kaldı çok az kaldı. Yani sabırları zorluyor bunlar..."
Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen dokümanlar arasında 'Karagümrüklü Nuriş' olarak bilinen Nuri Ergin'in kardeşi Vedat Ergin'in Saçan'a gönderdiği mektup ve fakslar da bulunuyor. Ergin'in yazdığı mektupta, Nuriş kardeşlere Uşak Cezaevi'nde suikast yapılacağı haberinin Saçan tarafından verildiği anlaşılıyor. Vedat Ergin ise Saçan'a akıl verip onu teselli ediyor. Vedat Ergin tarafından Saçan'a gönderilen mektuplardaki önemli noktalar şöyle: "Sayın müdürüm öncelikle gerçekten biz Uşak Cezaevi'ndeyken cezaevine gönderdiğiniz bize karşı yapılacak suikast eylemini bildiren yazınızdan ötürü size teşekkürü kendime ve canım abim adına bir borç bilirim. Peker'in, Şahin'in, Çakıcı'nın haricinde çalışmalarınız takdire şahendir. Saygı duyarım, ayrım yok tebrikler. Kürşat Efendi nasıl olacak sayın müdürüm, yalayıp yutuyorlar her yol Paris misali ön kapıdan alıyorsunuz arka kapıdan serbest kalıyorlar anlamıyorum. Sayın müdürüm o koltuklar kimseye baki değil daha iyilerine layıksınız ama bildiğinizi okuyun lütfen baskılara son verin. Bizlere olacak suikastın faksını Uşak Cezaevi'ne gönderdiniz. Kamuoyuna neden açıklamıyorsunuz. Sayın müdürüm oyunları halkımız da görsün Uşak olaylarının gelişimi o faks. Sayın müdürüm kilit birisiniz bu konuda." Vedat Ergin APS ile gönderdiği bir başka mektupta ise Saçan'a Alaattin Çakıcı ile problemlerini de anlatıyor.
Polis Akademisi'ni birincilikle bitiren Adil Serdar Saçan, meslek hayatında başarısını sürdürmek yerine farklı icraatlara imza atıyor. Örneğin, Organize Şube Müdürlüğü görevinde iken sorgulamalarda yaptığı işkencelerle gündeme geldi. Bu yüzden 2005'ten beri İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. 1999'da gözaltına alındıktan sonra hakaret ve işkencelere maruz kaldıklarını beyan eden Hasan Basri Güner ve Emre Çalıkoğlu isimli şahıslar, Saçan'ın kendilerine 'derin devlet' olduğunu söylediğini ileri sürüyor. O tarihlerde asker olan Güner, bunu hatırlatınca Saçan, askerle işbirliği içinde olduğunu, soruşturmayı askerî savcının talimatıyla yaptığını söylemiş. Güner, Saçan'ın sorgulama esnasında 'komutanım' diye hitap ettiği bir kişiyi telefonla bilgilendirdiğini de aktarıyor. İfadelere yansıyan bir başka bilgiye göre, dönemin DGM başsavcısı Erdal Gökçek, savcıları dinlemeyip başına buyruk hareket ettiği gerekçesiyle Saçan'ın görevden alınması için İçişleri Bakanlığı'na yazı yazmış.
Ergenekon belgelerini saklamakla suçlanan Saçan'ın ikametgâhındaki aramada ele geçirilen CD'lerin, Ergenekon soruşturması kapsamında elde edilen dokümanlarla aynı olduğu tespit ediliyor. "LOBİ, ERGENEKON, BİRLEŞİK KOMÜN, REAKSİYON, GÖZLEM-ANALİZ, ANALİZ ŞİRKET VE KÖSTEBEKLER, ULUSAL PROGRAM 2000, ULUSLARARASI GÜVENLİK ŞİRKETİ PROJESİ, KEMALİST HAREKET, MİT MEDYA VE AJAN GAZETECİLER, FUNDAMENTALİST TERÖR, FABRİKATÖR, USİAD" belgeleri Saçan'daki CD'de aynen yer alıyor. Ancak Saçan'da Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen belgelerden fazlası çıkıyor. "BATI DÜNYASINDAN DEMOKRATİK HUKUK ÖRNEKLERİ İSTANBUL/11 NİSAN 2000, BATI VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN KRONOLOJİK SÖYLEM VE AMAÇLARINA ATATÜRK'ÜN YANITLARI İSTANBUL/11 NİSAN 2000, TC CUMHURBAŞKANLARI VE 10. CUMHURBAŞKANI ADAYLARI OPERASYON İSTANBUL / 30 NİSAN 2000, BİRLEŞİK KOMÜN (DİJİTAL) GİRİŞİM İSTANBUL / 27 HAZİRAN 2000-" gibi belgeler bunlardan.
Saçan kendisindeki belgelerin Tuncay Güney'den elde edilen dokümanlar olduğunu ve onları CD ortamında hazırlattığını iddia ediyor. CD'leri çoğaltıp bir yere vermediğini beyan eden Saçan, 'çok sıkıcı' olduğu gerekçesiyle onları açıp okumamış. Saçan'ın belgeleri arasında Veli Küçük'le ilgili olanlar da var. CD'deki 'Herkül' isimli klasörün 'J' alt klasöründe yer alan 'JİTEM' isimli belgede Veli Küçük'ün JİTEM'in kurucusu olduğu belirtiliyor. 1997 tarihli bu belgede, Genelkurmay içinde kurulan Ergenekon isimli gizli örgütün yönetici ve başkanı olarak Veli Küçük'ün adı geçiyor. Saçan'ın CD'lerinde Ömer Lütfi Topal, Nesim Malki, Kasım Gülek, Korkmaz Yiğit, Mehmet Eymür, Hanefi Avcı, Dündar Kılıç, Kürşat Yılmaz, Cavit Çağlar, Abdullah Çatlı, Alaaddin Çakıcı gibi isimlerle ilgili belge ve bilgiler de bulunuyor.
'Afrodit' isimli klasördeki 'Devletin Has Evlatları' koduyla hazırlanan dosya içeriğinde kamuoyunun yakından tanıdığı kişilere dair bilgiler var. Bu isimler şunlar: Ali Güngör, Osman Durmuş, İbrahim Çiftçi, Ferman Demirkol, Mikail Göreli, Reşat Altay, Nuri Çolakoğlu ve Murat Başeskioğlu. Aynı klasörde 'Güvenlik Şirketi' isimli dosya da dikkat çekici. Şirket, sıradan bir yapıdan çok operasyonel faaliyetlerde bulunacak şekilde tanzim edilmiş. Adı verilmeyen şirketle ilgili yapılacaklar detaylı bir şekilde anlatılıyor: "Kurulması planlanan güvenlik şirketi Anonim Şirket olarak faaliyete geçecek, ortaklıkta hisse dağılımı % 51 ve % 50 olarak düzenlenecektir. Şirketin merkezi, 'Merkez Birim' içinde kiracı olarak yer alacaktır. Kuruluş, faaliyet ve personel giderleri şirketin % 51 hissesine sahip ortak tarafından karşılanacaktır. Böylelikle hem gelir elde edilecek hem de istihbarat verileri toplanacak, gereğinde ise operasyonsal faaliyetler sürdürülebilecektir. Saygılarımızla."
Saçan'ın CD'lerinde yer alan 'Afrodit' klasörü en az mitolojideki güzellik tanrıçası Afrodit kadar gizemli ve tehlikeli. Klasördeki 'General' isimli Word belgesinde "TÜRKİYE'Yİ BİÇİMLENDİREN KEMALİST GENARALİN PORTRESİ" başlığı ile verilen bilgilerde bu generalin Veli Küçük olduğu işaretleriyle birlikte veriliyor. Küçük'ün özgeçmişi, faaliyet ve söylemleri belgede detaylı yer alıyor. Aynı klasördeki 'Generaller' isimli belge ise Güven Erkaya, Teoman Koman, Çevik Bir, Vural Bayazıt hakkında fişlemelerden oluşuyor.
Eski polis Saçan, adreslerinde çıkan bütün doküman ve CD'lerin kendisine ait olmadığını, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'dan ele geçirdiğini söylüyor. İkisinin kendisine bakmak için verildiğini savunan Saçan, CD'lere merak edip bakmadığını ileri söyüyor. Ancak Saçan, duruma göre, okumadığı, bakmadığı CD'lerin içeriğindeki belgelerin mahiyeti hakkında cevaplar veriyor. Sıkıştığında ise "Belgeler Tuncay Güney'den alındı" veya 'Haberim yok' diyor. Bu çelişki, tecrübeli emniyet müdürünü bir noktadan sonra tongaya düşürüyor. 'Bana, bakmam için 2 kopya CD verildi' diyen Saçan'daki CD'lerin orijinal ve paraflı olduğu tespit ediliyor. Saçan, Güney'den elde ettiği delilleri saklamadığını da savunuyor.
2001'de gözaltına alınan Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan, Saçan ve ekibi tarafından sorgulandı. 6 gün süren gözaltı süresince Güney, Saçan'ın kendisine işkence yaptığını ileri sürdü. Güney bu konuda detaylar veriyor. Ancak Saçan 6 gün boyunca ne Güney ne de Oğuztan ile yüz yüze gelmediğini ileri sürüyor. Saçan'ın iddiasına göre, bütün sorgulamalar o dönemde Organize Suçlar Tahkikat Büro Amiri olan Ahmet İhtiyaroğlu (işkence davasında yargılanıyor) ve İstihbarat Şubesi Organize Suçlar Büro Amiri olan Hakan Başkomiser (İlçe Emniyet Müdürü) tarafından yapıldı. Saçan, 'Change Oto' soruşturması esnasında şahısların, Doğu Perinçek'in Apo ile görüşmesi, Veli Küçük'ün uyuşturucu kaçakçılığı ve adam öldürme işlerine karıştığı gibi bilgiler verdiğini belirtiyor. Saçan'ın, Güney'in ifadelerinin kaset çözümünü yapıp ilgili mercilere verdiği ve savcılık talimatıyla Güney'i Kasım 2000'den Mart 2001'e kadar dinlediği de belirtiliyor.
(Haşim Söylemez / Aksiyon)