Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dershanelerin kapatılması konusunun paydaşları ile görüşülerek tekrar ele alınacağını açıkladı. Meselenin dünkü bakanlar kurulu toplantısında bütün boyutlarıyla tartışıldığını belirten Arınç şöyle konuştu: “Sayın Başbakan’ımız talimat verdi. ‘Kim ne söylüyorsa görüşeceksiniz, neler karşılanabilir bakacaksınız, sonra da halkımızın karşısına net olarak çıkacaksınız’ dedi”
Çalışma için hiçbir süre tahdidinin konulmadığını vurgulayan Başbakan Yardımcısı, ne öğrencilerin ne de öğretmenlerin mağdur edilmeyeceği güvencesini verdi. “Etüt merkezleri ve okuma salonlarının durumu ne olacak?” sorusuna ise “Dershanelerle ilgili düşündüğümüzü ne etüt merkezleri ne de okuma salonları için düşünmüyoruz. Yüreğinizi soğuk tutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz ama ben söylüyorum.” karşılığını verdi. Arınç ayrıca, dershane gerçeğini bildiklerini, bunun kanunda da yeri olduğunu ancak özel okullara dönüştürülmesine 7., 8., 9. kalkınma planlarında yer verdiklerini sözlerine ekledi.
Hükümet Sözcüsü Arınç’ın, konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
Paydaşlarla görüşülecek: Milli Eğitim Bakanı’mız dershanelerle ilgili konular hakkında arkadaşlarımızı bilgilendirdi. Bir sunum yaptı. Arkadaşlarımızın soruları, önerileri ve eleştirileri ile birlikte daha da zenginleştirdi. Özellikle dershaneler konusunda halka yanlış aksettirilen bazı bilgilerin bulunması dikkate alınmak suretiyle halkımızın, dershanelerde okuyan çocuklarımızın, ailelerinin, öğretmenlerin ve dershane yöneticilerinin görüş ve düşüncelerine müracaat edilmek suretiyle paydaşlarla birlikte bu konunun ele alınması konusunda görüş birliğine vardık. Sayın Bakan, bu çalışmayı yaptıktan sonra Bakanlar Kurulu’muza yeniden bir sunum yapacaktır.”
Dershane gerçeğini biliyoruz: Biz bu konuda tarafgir hareket eden bir hükümet değiliz. Dershane gerçeğini biliyoruz. Binlerce öğrencimiz var, yüzlerce dershanemiz var. Eğitime bir katkı olsun diye düşünülmüş. Çocuklarımıza sınavlarında yardımcı olsun diye düşünülmüş ve iyi düşünülmüş. Kanun çerçevesinde de yeri var. 16 milyona yakın öğrenciye biz bugün 800 binden fazla öğretmenle, 500 bin derslikle hizmet veriyoruz. Artık okullarımız çok fazla, sınıfları çok rahat ve geniş. Sadece hükümetimiz döneminde işe başlayan öğretmen sayısı 400 binden fazla. Eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç eğitim sistemindeki aksaklıklar sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamaması gerçeğiydi. Ama şimdi diyoruz ki, eğitime bu kadar yatırım yaptık, dershanelere artık ihtiyaç kalmamalı. Artık eğitimi okullarımız vermeli, ilave bir tedbire ihtiyaç kalmamalı. Çocuklarımız ve aileleri birtakım masraflar yapma külfetinden kurtulmalılar. Bu yeni eğitim sistemi ciddi şekilde uygulanırsa dershaneler bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştır diye düşünüyoruz.
Endişeler haksız değil: Bu bizce doğru bir karardır. Hükümetimizin kararı da budur ama bunun uygulanması noktasında dershanelere zarar vermemeliyiz, öğrencileri mağdur etmemeliyiz, dershanelerde çalışanların taleplerine dikkat etmeliyiz ve ‘ben özel okula dönüşmek istiyorum ama devlet olarak bana ne sağlayacaksınız’ diye sorulduğunda arsa teşvikinden vergi teşvikine kadar bir sürü tedbir almamız lazım. Bunlar yeterince anlaşılamadığı için veya biz anlatamadığımız için, açık yürekli olalım, bugün basında da kamuoyunda da pek çok insan endişe içerisinde. Bu endişelerde haksız değiller. En azından bir kısmı.
Çocuklarımı Maltepe Dershaneleri’ne gönderdim: Bu dershanelerde benim çocuklarım da okudu. Hatta özel bir öğretmene ders verdirirken Maltepe Dershaneleri’ne de gönderdim. Zarar görmedim, fayda gördüm. Bütün Türkiye genelindeki dershanelerin de kendi alanlarında başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ama bir masraf gerektiriyor, bu bir. İkincisi, çocuklar okuldan farklı olarak niçin bir dershaneye gitmek ihtiyacı duysunlar? Bu da bizim için önemli. Çocuk okulda işini bitiriyor, ondan sonra dershaneye gidiyor. Yarış atı gibi dershaneden dershaneye, sınavdan sınava sürüklemek bu noktadan da kurtarmamız lazım.”
Taslakta etüt merkezleri ve okuma salonları yok: “Taslak, bir ön çalışma; üzerinde konuştuk. Etüt merkezleri ve okuma salonları konunun içerisinde yok. Dershaneler için düşündüğümüzü ne okuma salonları için ne etüt merkezleri için düşünmüyoruz. Özel okullara dönüştürülmesi konusunda teşviklerimiz olacak. Bu eskiden beri var. En azından 2008’den beri düşünülüyor. Sayın Başbakan’ımız bunu söyledi. Açık liselere, ortaokullara dönüşebilir. Bunların hepsi en ince detayına kadar görüşüldü ve konuşuldu. Yüreğinizi soğutun. Başkası söylese dikkate almayın da ben söyleyince… İnşallah güzel bir sonuç olacak.”
Genel af bugünün gündeminde değil
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, genel affın gündemde olmadığını açıkladı. Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Diyarbakır’da söylediği, “Dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak.” sözlerinin sorulması üzerine, “Paragrafın tümünü dikkate aldığınızda bir genel af beklentisinin hiçbir şekilde dile getirilmediğini görürsünüz. Genel af bugünün gündeminde yok.” dedi. Ardından Erdoğan’ın yazılı metne bağlı kalarak o sözleri söylediğini vurguladı. “Başbakan’ımız o konuşmasında geleceğe ait bir perspektif çiziyor. Gelecekte böyle bir Türkiye hayal ediyoruz, yasaklar kalksın, barış olsun, özgürlük olsun, kucaklaşma olsun, dağlarda ve cezaevinde kimse kalmasın diyor.” izahını yaptıktan sonra Amerikalı siyahi lider Martin Luther King’in ‘I have a dream (Bir rüyam var)’ sözüne atıf yaptı: “Bu sadece Amerika için değil, bütün dünya için, özellikle siyah-beyaz kavgasını sona erdiren, hâlâ duyulduğunda tüylerimizi diken diken eden binlerce insana karşı söylenmiş güzel bir sözdür. Bizim de Türkiye için böyle hayallerimiz var. Bizim de yeni Türkiye için böyle rüyalarımız var.”
Görevimin başındayım Başbakan’ımı yıpratmam
Bülent Arınç’a, Başbakan Erdoğan’la aralarında yaşanan karma öğrenci evleriyle ilgili çelişki de soruldu. Hükümet Sözcüsü, Erdoğan’la bu konuyu görüşüp görüşmedikleri sorusunu şöyle cevapladı: “Bugün belki karşınızda farklı bir hükümet sözcüsü görmeyi hayal ediyordunuz. Ben görevimin başındayım. 15 gün evvel yapılan konuşmalar, açıklamalar bunların hepsi kamuoyunun malumudur. Biz günü birlik bir siyasetçi değiliz. Geçmişten bugüne bir tecrübemiz var. Şu anda bir bakan, AK Parti’nin bir milletvekili olarak benim hiçbir sözüm, davranışım, eylemim hükümetime zarar vermemeli. Başbakan’ıma zarar vermemeli. Ben kendi şahsımla ilgili konuşmalarımda fikirlerimi ifade ettim. Bunların hükümete zarar verecek noktaya gelmesini, Başbakan’ı yıpratacak noktaya gelmesini arzu etmem. Bizim için hiçbir mesele kalmamıştır. Biz gereken her şeyi konuştuk. Ve görevimizi en iyi şekilde yapmak için söz verdik.”