Paketin oluşumuna katkı sağlayan çalışma arkadaşlarına, ilgili kurum ve kuruluşlara şükranlarını ifade eden Erdoğan, "3 Kasım 2002 seçimlerinde ve sonraki her seçimde bizi destekleyen, bu 11 yıllık reform sürecinin bizzat sahibi olan, reform kararlılığımızı her daim diri tutan ve bizi muhafaza eden bu noktada desteklerini esirgemeyen aziz milletimize, konuşmamın en başında teşekkür ediyorum. Gazi Mustafa Kemal'den, bir demokrasi şehidi olarak gönüllerimizde silinmez yer edinen merhum Adnan Menderes'e, değişim sevdalısı merhum Turgut Özal'dan, bütün bir ömrünü Türkiye'nin özgürleşmesine adamış merhum Erbakan'a kadar, Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, demokratikleşmesi ve özgürleşmesi için mücadele vermiş herkese buradan milletçe minnettarlığımızı ifade ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, özellikle, 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan, 11 yıl boyunca da aynı istikamet doğrultusunda fedakarca görev yapan, milli iradeyi en güçlü şekilde savunup, milletin talepleri doğrultusunda çalışan Meclis'e, milletvekillerine, şu an görevde bulunan ya da 11 yıl içinde çeşitli görevlerde bulunmuş, Türkiye'nin reformlarına katkılar sağlamış, Türkiye'nin demokratikleşmesi için çalışmış herkese teşekkür etti.
"Uzun soluklu bir sürecin sadece bir safhası"
"Birazdan açıklayacağımız paket, elbette 11 yıllık uzun soluklu bir sürecin sadece bir safhasıdır" diyen Erdoğan, uzun soluklu sürecin bu safhasında, paketin hazırlanmasında emeği geçen Başbakan yardımcılarına, bakanlara, genel başkan yardımcılarını, milletvekillerine, bürokratlara ve tüm kurumlara da şükranlarını ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin, terörle mücadele kadar, demokratikleşme hafızasını da kaydeden ve değerlendiren, bu paketin oluşumunda koordinasyon görevi yapan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına ayrıca teşekkürlerini iletti.
Türkiye için gerçekten tarihi bir anı yaşarken, özellikle teşekkürü hak eden, özellikle şükran ve minnet ifadelerini hak eden bir kesim olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tarih sahnesine çıktığımız andan bugüne kadar, hürriyet ve istiklalimiz için sayısız şehitler verdik. Her bir şehidimiz, fedakarca ve kahramanca canını ortaya koyarken, arkasında kalan ülkesinin ve milletinin, huzur, hürriyet ve istiklal içinde yaşamasını hep arzu ediyorlardı. Bugün biz, bu demokratikleşme paketini açıklarken, aslında, işte tüm o şehitlerimizin de arzularını bir kez daha yerine getiriyoruz. Terörün son bulması, akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesi öncelikli olarak şehit ailelerinin, şehit yakınlarının arzu ve temennisidir. İç barışımızı güçlendirecek, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü geliştirecek, huzurumuzu tahkim edecek her adım, milletimizin en büyük temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle, Türkiye'nin istiklalini güçlendiriyor, özgürlük alanını daha da genişletiyor, ufkunu daha da açıyor ve umudunu daha da çoğaltıyoruz. En önemlisi de bu paketle, şehitlerimizin uğruna can verdikleri milletimizin, birliğini, kardeşliğini, dayanışmasını daha da pekiştiriyoruz. Böylece vasiyetlerini yerine getirdiğimiz tüm şehitlerimizi, bu anlamlı günde bir kez daha rahmetle ve minnetle yad ediyor, Allah onlardan razı olsun, mekanları inşallah cennet olsun diye dua ediyoruz."
"Paket, ilk değil, bir son da değil"
"Bugün ülkemiz ve milletimiz açısından tarihi bir anı yaşıyor, çok önemli bir aşamaya geçiyor, Türkiye'yi daha da büyütmek için önemli adımları atıyoruz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum, bugün açıklayacağımız demokratikleşme paketi, bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır. Bu paket bir ilk değildir. Zira, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in devrim niteliğindeki adımları Türkiye'yi her yönden ileri standartlara ulaştırmayı, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmayı hedeflemiştir. 1950'de başlayan demokratikleşme tarihimiz boyunca da nice önemli adımlar atılmış, nice cesur reformlar gerçekleştirilmiştir. Özellikle, 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan parlamento ve iş başına gelen Hükümetimiz, 11 yıllık süreç içinde çok önemli reformlar gerçekleştirmiş, demokratikleşme yolunda çok cesur adımlar atmıştır. Bugün açıklayacağımız paket, Türkiye'nin demokratikleşme tarihinin, özellikle de son 11 yıllık sürecin tabii bir sonucudur.
Bu paket, bir son da değildir. Zira, insanoğlu var oldukça değişim ve tekamül devam edecek, şartlar değiştikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Dahası, Türkiye, demokratikleşme sürecinde yaşanan kesintiler nedeniyle, ayağında prangalarla, zincirlerle, ağırlıklarla bugüne kadar ulaşmıştır. Açıklayacağımız paket, elbette Türkiye'yi bütün prangalarından kurtaracak, bütün tortuları temizleyecek bir paket değildir; ancak, bu istikamette, bu hedef doğrultusunda çok önemli bir aşamadır, nihai hedefe ulaşmak için de çok önemli bir eşik noktasıdır."
"Son nokta olarak asla görmüyoruz"
Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca, yaptıkları reformları nasıl bir son nokta olarak görmediyseler, bugün açıklayacakları ve başlatacakları reformları da bir son nokta olarak asla görmediklerini bildirdi.
"Türkiye değiştikçe, şartlar iyileştikçe ve olgunlaştıkça, dirençler ortadan kalktıkça; siyaset, bir hak arama yöntemi olarak, bir sorun çözme yöntemi olarak daha fazla güç kazandıkça, yeni reformlar, yeni hak ve özgürlükler Türkiye gündeminde kaçınılmaz olarak yerini alacaktır" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Milletim de, sizler de takdir edersiniz ki, Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük ihtiyaçlarına, bir kerede ve bütün zamanlar için cevap verecek bir paket talebi, makul ve rasyonel bir beklenti olamaz. Böyle bir beklentinin, siyasetin ve toplumun tabiatıyla çelişeceği açıktır. Bunu ben geçtiğimiz haftalarda da ifade ettim. Gönül isterdi ki, 11 yıl önce, Hükümet görevini devraldığımız gün, bir tek paketle tüm yasakları kaldıralım, tüm kısıtlamalara son verelim, bütün özgürlüklerin önünü açalım. Ancak, özellikle Türkiye siyasetinin buna müsait olmadığını aziz milletim çok iyi gördü ve görüyor. Çözüm, demokrasi, hak ve özgürlükler, barış kavramlarını dillerinden düşürmeyen parti ve siyasetçilerin, 11 yıl boyunca bu kavramlar karşısında, değişim karşısında nasıl bir direnç oluşturduklarını milletim gördü, yaşadı ve bugün de görüyor, yaşıyor."
Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin, çözüm değil, çözümsüzlük arayışı içinde üretildiği bir siyasi ortamda, reform yapmanın son derece zor olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz, 11 yıl boyunca işte bu zora rağmen, bu dirence rağmen reformlar yaptık" dedi.
"Milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykusunu kaçırır"
Erdoğan, "Sadece siyaset, sadece muhalefet değil; Anayasadan yasalara, bürokrasiden sivil topluma, medyadan iş dünyasına, devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelerden, uluslararası tertiplere kadar, çok geniş bir yelpazede karşımıza çıkan çok büyük dirençlere rağmen, biz cesaretle reform süreçlerine sahip çıktık" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Darbe senaryolarına, tertiplere rağmen kararımızdan vazgeçmedik. Partimizi kapatma tehditlerine rağmen yolumuzdan dönmedik. Tahriklere, kanlı provokasyonlara rağmen değişim iradesinden geri adım atmadık. Partimize yönelik doğrudan terör eylemlerine rağmen, tehditlere rağmen biz boynumuzu eğmedik. Milli iradeye, sandığa, demokrasiye yönelik her türlü saldırıya, her türlü kışkırtmaya rağmen, milli iradeden, sandıktan ve demokrasiden taviz vermedik. Millet bize bir emanet yükledi, biz de bu emanetin hakkını vermek, bu emanetin gereğini yerine getirmek için cesaretle, kararlılıkla, dimdik durarak, aldatmayarak, Türkiye'yi bu seviyelere taşıdık, Türkiye'ye gerçekten büyük başarılar yaşattık. Çok açık söylüyorum, demokratikleşme paketleri milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykusunu kaçırır. Reformlar, özgürlüğe susayan toplum kesimlerini sevindirir, milletin iradesine musallat olan baskıcı, ceberrut vesayetçi odakları rahatsız eder. İleri demokrasiye doğru attığımız her adım, mağdur ve mazlum kesimleri mutlu eder, tektipçi seçkincileri, yasakçı zihniyetleri tedirgin eder. Biz, milletimizi memnun edecek, razı edecek, mutlu edecek, sevindirecek ne varsa onu yapmaya devam edeceğiz."
Paketin bir son olmadığını tekrarlayan Erdoğan, "Türkiye, artık geri döndürülemez biçimde demokrasi istikametinde ilerlemektedir. Bu paket, işte bu ilerleyişin çok mühim, tarihi bir aşamasıdır. Bundan sonra da hak ve özgürlük talepleri olacaktır, bundan sonra da demokrasimizin daha da derinleştirilmesi için tartışmalar yaşanacaktır. Esas olan, hak ve özgürlük taleplerinin, altını çiziyorum, burada siyasi bir zeminde, demokratik bir kültürle veyahut da böyle bir kültür diline getirilebiliyor ve muhatap bulabiliyor olmasıdır. Esas olan, hak ve özgürlük taleplerinin, şiddetin, silahın dışlandığı bir ortamda, siyasetin meşru araçlarıyla dillendirilmesi ve mücadelenin de siyasi zeminde verilmesidir" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
"İstiklal Marşı’mızın ilk kelimesi, korkma diyor…Korkaklar, zafer anıtı dikemezler…Değişimden, yeniliklerden, ileri standartlardan korkanlar, bir milim dahi ilerleme kaydedemezler.
Türkiye’nin bölünme, parçalanma, gerileme diye bir meselesi asla yoktur, ama Türkiye’nin muhalefet diye bir sorunu vardır.
Bu paket, bir dayatmanın eseri değildir. Bu paket, bir müzakerenin, bir pazarlığın eseri asla değildir. Demokratik hak ve özgürlükler, müzakerenin, pazarlığın, dayatmaların konusu olamaz.
Paketin gizlendiği, saklandığı, kamuoyunda tartışılmadığı eleştirisinin son derece temelsizdir. Pakette yer alan sorunlar, çoğunluğu son 30 yılın olmak üzere, Cumhuriyet tarihimiz boyunca var olan ve sürekli konuşulan sorunlardır.
Seçim sistemi
Yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. Barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemini uygulayabiliriz. Üçüncü seçenek olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, Dar Bölge Seçim Sistemini getirebiliriz.
Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştiriyor, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3’e çekiyoruz.
İlçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırıyoruz.
Tüzüklerde yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanı getiriyoruz.
Demokratikleşme paketiyle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanı getiriyoruz.
Nefret suçlarına düzenleme
Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak.
Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruyoruz.
Yaşam tarzına saygıyı TCK ile güvence altına alıyoruz.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini uzatıyoruz.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz... Yükümlülükler düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek.
Eğitim
Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz.
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırıyoruz.
Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engeli kaldırıyoruz.
Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getiriyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.
Başörtüsü yasağı
Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek, kamu kurumlarında başörtü yasağını kaldırıyoruz.
Azınlıklar
Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi manastır vakfına iade ediliyor.
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruyoruz.
Anadolu Ajansı 6 ayrı dilde dünyaya duyuruyor
Başbakan Erdoğan'ın yeni "Demokratikleşme Paketi"ni açıkladığı basın toplantısı Anadolu Ajansı'nın 6 ayrı haber yayın dilinde tüm dünyaya duyuruluyor.
Erdoğan'ın Başbakanlık Yeni Bina'da yaptığı basın toplantısı AA'nın Türkçe, İngilizce, Arapça, Rusça, BHS (Boşnakça, Hırvatça, Sırpça) ile Kürtçe'nin Kurmanca ve Soranca lehçelerindeki Twitter hesaplarından canlı olarak yayınlanıyor.