Dugin yine niye geldi.. Biliyorsunuz 15 Temmuz’dan önce de gelmişti. “Türk derin devleti”nden birileri, Vatan Partisi yetkilileri, iktidara yakın birileri ile görüşmüş ve darbe iması yapmıştı..
Onu davet eden birileri benimle görüşmesi için randevu ayarlayabileceklerini söylemişlerdi. Ama benim başka toplantım vardı. O Ankara’dan Antalya’ya gitmişti bildiğim kadarı ile sonra da Rusya’ya uçmuştu.
Rus uçağının vurulması, Rus büyükelçisinin bir suikasta kurban gitmesini de bir kenara not edelim.
Bugüne gelelim. S400’ler gelmeye başladı. Açıklandığı tarihten önce gelmeye başladı aslında. Görünen o ki verilen tarihten önce de montajı tamamlanacak.
ABD önce “Alma, alamazsın” diyordu. Şimdi, “aktif hale getirme” diyorlar. Masada aktif hale getirilmesi söz konusu olan yaptırımlar varmış. Konu ABD ve NATO çevrelerinde sıkıntıya sebep olmuştu. Ama oldu. ABD’nin bu arada aba altında sopa göstermek için FED üzerinden ABD değişik ülkelere yönelik ve değişik kuruluşları kapsayan “Kara para ve terör örgütlerine yardım ve yataklık” başlıklı bir rapor yayınladı bundan birkaç ay önce. Bir takım insani yardım örgütlerinin adı geçen listede PYD ya da PDY yok tabi. İngiltere’de yayımlanan The Daily Telegraph gazetesinin savunma editörü Con Coughlin, “Türkiye’nin NATO üyeliğini iptal etme zamanı” başlıklı makalesinde “Türkiye aynı anda hem NATO silahlarına hem de Rus silahlarına sahip olamayacağını anlamalı” diyordu. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Türkiye’nin F-35 programından çıkarıldığını duyurdu. ABD’deki personel geri gönderildi. Öte yandan bir gelişme de Hindistan’da yaşandı. Hindistan, ülkesinin Rus S-400 füze savunma sistemlerinin satın alma anlaşması için tehditler savuramayacağını belirterek Washington’un bu durumu kabullenmek zorunda olduğunu belirtti. Türkiye ile Malezya ve Pakistan arasında savunma, uzay ve uçak üretimi arasında bir işbirliği sözkonusu.
Bu arada hatırlayın, bir Rus nükleer denizaltısında yangın çıkmıştı. G20 toplantısı sırasında ABD ve Rusya’da sıcak saatler yaşanmış, “ne oluyor” denmişti. Sanki dünya bir savaşın eşiğinden dönmüştü. Öyle bir hava uyandı. Son günlerde yaşananları hatırlayalım şimdi de:
- İngiltere Savunma Bakanlığı, Basra Körfezi›ne üçüncü bir savaş gemisi gönderileceğini, ancak bunun İran›la yaşanan mevcut gerilimle bir ilişkisinin olmadığını açıkladı. Ha bu arada Türkiye, yaptırım tehdidinde bulunan Avrupa’ya rest çekerek Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini artıracağını duyurdu. Fatih, Yavuz ve Barbaros’un ardından sismik araştırma gemisi Oruç Reis de rotayı Akdeniz’e çevirdi.
- Ursula von der Leyen’in Savunma Bakanlığı görevinden ayrılarak AB Komisyonu başkanlığına seçilmesinin ardından Hristiyan Demokrat Birlik /CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Almanya’nın yeni Savunma Bakanı oluyor. Daha önce kabinede yer almayacağını ve sadece genel başkanlık görevine yoğunlaşmak istediğini açıklayan 56 yaşındaki Kramp-Karrenbauer’in bu göreve getirilmesi Berlin’de sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı.
- Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili, “Siyasi ayak çıktı işte: Ali Babacan. Siyasi ayak CHP ve Akşener’in müttefiki. Abdullah Gül, Ali Babacan, Davutoğlu kimlerin yanında? Siyasi ayak temizleniyor AK Parti’den. Kimin yanına geçiyor?” ifadelerini kullandı. Perinçek’in durup dururken bu konular üzerinde konuşuyor olması hayra alamet bir işaret sayılır mı?
- NATO genel sekreterinin eski yardımcısı emekli general Heinrich Braus ve Kiel Üniversitesi Güvenlik Politikaları Enstitüsü Direktörü Joachim Krause’nin açıklamalarını aktaran Alman Die Welt Gazetesi, Rusya’nın yasaklı füzelerle silahlanmaya devam ettiğini, Avrupa’da savaş hazırlıkları yapıyor gibi göründüğünü ve bu şekilde NATO’yu harekete geçirmek zorunda bıraktığını, Kraus’e atfen Avrupa iklim ve göç kriziyle uğraşırken Rusya’nın savaşa hazırlandığını ifade etti.
Braus da demiş ki “Rusya dünya düzenini yok etmeye çalışıyor! Beklenmeyen bir darbe indirebilirler”. Bu zata göre “Rusya’nın, Batı devletleri ile kasten zıtlaştığını, ayrıca dünya düzenini yok etmeye ve NATO’nun birliğini bozmaya çalıştığını, ancak NATO ile bir çatışmadan galip çıkamayacağının farkında”.
Braus, Rusya’nın bu eylemleri sonucunda Avrupa ülkelerinin kapsamlı bir savaş ile statükolarını Moskova lehine radikal bir biçimde değiştirmek arasında seçim yapmak durumunda kalacaklarını ileri sürdü. Rusya’nın saldırma ihtimali bulunan ülkeler “Karadeniz bölgesi, Baltık ülkeleri, Polonya ve Ukrayna”. Artık şunu açıkça konuşuyorlar: “Almanya bir an önce orduyu savaşa hazır hale getirmeli.”
- Bir başka haber: ABD Başkanı Donald Trump tarafından savunma bakanlığına aday gösterilen Mark Esper, Amerikan askerlerinin Suriye’de kalacağını belirtti.
- ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, Türkiye’nin S-400 edinmesine yönelik, “Nasıl bir yaptırım uygulanacağı konusunda henüz bir değerlendirmemiz yok ve önceden de belirtemiyoruz. Bütün seçenekler masada’’ demiş. Bütün seçenekler! Onun ne olduğunu göreceğiz..
- Bomm! Gizli belge yayınlandı! İncirlik’te 50 nükleer bomba. Belçika’nın ulusal medya kuruluşu HLN, ABD’nin bazı NATO ülkelerindeki nükleer envanterini gösteren “gizli belge”yi yayınladı. İddiaya göre 5 ülkede 150 nükleer başlık ve bomba var. Bunların 50’si Adana İncirlik Üssü’nde bulunuyor. İncirlik’te 50 tane güncellenmiş B61-12 tipi nükleer başlık bulunduğu biliniyor. Bir B61-12 tipi nükleer başlık, Hiroşima’ya atılan nükleer bombadan 5 kat daha etkili imiş. NATO’nun nükleer başlıklarla ilgili envanteri 11 Temmuz 2019’de güncellenmiş.
- Mete Yarar’a göre: ‘’NATO aynı zamanda büyük bir istihbarat yapılanmasıdır. FETÖ, Türkiye’deki NATO gladio yapılanmasının birebiridir. Eğitimi de birebir benzeridir. FETÖ Türkiye’deki NATO gladiosudur. Dikkat ediyorsanız bu olay bittikten sonra NATO subaylarını özellikle NATO’ya bağlı devletlerden biz geri alamadık. Almanya, Hollanda, ABD, İngiltere, Fransa, Norveç. Hiçbirinden geri alabildik mi. NATO ülkesinde görev yapan bütün subaylar orada iltica talebinde bulundular ve göreve devam ettiler.’’
Artık İngiltere, Çin ve Rusya çok da ayrı değil.. Bunu da bir kenara not edin.
İstersen sulh-u salah hazır ol cenge! Belki de ilk işimiz siber güvenlik olmalı ve bunun altyapısı da Milli Bilgi Merkezi, hiper bilgisayar, kendi mainboard ve işletim sistemi arama motoru, sosyal medya, kendi milli güvenlik yazılımımız. O zaman ne duruyoruz. Az zamanda büyük işler başarmak zorundayız, yoksa işimiz zor. Ama tabi, önce bu işi yapacak daha milli, temiz bilgili ve cesur siyasi ve idari kadroları iş başına getirmemiz şart. Korkaklar ve işbirlikçilerle doğru bir yere varamayız.
Sanki birileri Türkiye’yi değil de NATO’yu bitirip faturayı Türkiye’ye çıkartmak istiyor. Türkiye’yi mayınlı tarlaya çekip sonra da yardım etmek bahanesi ile pazarlık masasına oturtmaya çalışıyor. Yeni Türkiye’nin siyasi profilini bu vesile ile yeniden dizayn etme adına pozisyon belirlemeye çalışıyorlar.
Hal ve gidiş böyle. Bakalım gelecek günler ne getirecek. Selam ve dua ile..