-Selamun aleyküm kardeş. Ahmet Davutoğlu’na Amerikancı demeye utanmıyor musun?
-Aleykümselam. Niye utanacakmışım? Düpedüz Amerikancı işte. Öyle olmasaydı, Amerika’nın istemediği Erdoğan’a muhalefet etmezdi. Joe Biden, Erdoğan’ı devirmek için muhalefeti destekleyeceklerini söylemiyor mu? Davutoğlu da muhalif değil mi? Bitti gitti işte.
-Bu mudur yani?
-Budur. Bir de şey var; Davutoğlu başbakanlıktan alınınca bir Amerikan gazetesi “Amerika, Ankara’daki adamını kaybetti” diye başlık atmıştı.
-Ve başlığın altındaki spotta, o yakışıksız ifadeye, IŞİD’le mücadeledeki müttefik diye açıklık getirmişti.
-Neyse işte…
-Neyse işte… Vaktiyle Erdoğan’ı Amerikancılıkla suçlayanların argümanları daha çarpıcı şeylere dayanıyordu. Erdoğan’ın daha başbakan olmadan Beyaz Saray’da ağırlanması, Irak’ı işgal için ABD’nin Türkiye’den istediği desteği vermeyi taahhüt etmesi, “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin eş başkanlarından biriyiz” demesi, bir Siyonist lobi örgütünden cesaret madalyası alması vs, vs, vs… O dönemin şartlarında, Türkiye'nin menfaatleri ve bölgenin selameti öyle gerektiriyor diye düşünerek yaptığı şeylerdi bunlar. Fakat bunlara dayanarak Erdoğan’a “Emperyalist/Siyonist işbirlikçisi”, “Amerika’nın adamı”, “Amerikan ajanı” diyenlerin bini bir paraydı. Sen de onlardan mıydın?
-Tabii ki hayır.
-Böyle şeyler de söz konusu olmadığı halde, sırf Erdoğan’a muhalefet ediyor diye Davutoğlu’nu Amerikancı diye yaftalayabiliyorsun ama. Çünkü Davutoğlu ve arkadaşlarına duyduğun kin, seni adaletli davranmaktan alıkoyuyor. Adalet, her şeyi yerine koymaktır. Türkiye ABD’nin Irak’ı işgaline alet olmasın diye “1 Mart Tezkeresi”ne canla başla direnmeyi, Filistin’in seçilmiş hükümeti olan HAMAS hükümetiyle resmi temasları başlatmayı, “One Minute” sürecinde Erdoğan’a “Bundan böyle ‘Onlar ne der?’ diye düşünmeyeceğiz, onlar ‘Türkiye ne der?’ diye düşünecekler” dedirtmeyi, ABD ve AB ile stratejik ilişkileri dengelemek için Rusya ile de stratejik bir bağın kurulmasına ön ayak olmayı, Türkiye’nin uluslararası manevra kabiliyetini artırarak emperyalist cendereden kurtulmasına yönelik Afrika ve Latin Amerika açılımlarına imza atmayı, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın -Wikileaks tarafından ifşa edilen- gizli belgelerinde "son derecede tehlikeli" olarak anılmayı vs, vs, vs yerine bir koy da ondan sonra konuş istersen. AK Parti iktidarında etkili olmaya başladığı andan itibaren malum çevrelere daima “Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırıyor, Türkiye’nin eksenini kaydırıyor” dedirten adam ne ara Amerikancı oldu?
-Muhalefete geçtiği an.
-Amerikan emperyalizmiyle mücadeleye mi muhalefet ediyor Davutoğlu? Bilakis; Türkiye’yi zayıflatan ve emperyalist manipülasyonlara müsait hale getiren kötü ekonomi yönetimine muhalefet ediyor. Hukuk ve adalet sahasındaki yanlışlara muhalefet ediyor. AK Parti’nin kuruluşundaki “3Y (Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar) ile mücadele” ilkesinin yerlerde süründürülmesine muhalefet ediyor. Etmesin mi?
-İktidarın hiç yanlışı yok demiyorum… Ama… Bunlar tartışmalı konular.
-İyi ya işte; bu tartışmalı konularda herkes tavrını özgürce belirlesin ve siyasete özgürce yansıtsın; Erdoğan ve arkadaşlarının ekonomiyi iyi yönettiğine, hukuka riayet ettiğine, adalete bağlı kaldığına, 3Y ile mücadele ilkesini koruduğuna inananlar -veya bu konuları umursamayıp "beka" söyleminin cazibesiyle yetinenler- AK Parti’yi desteklemeye devam etsin, Davutoğlu ve arkadaşlarının görüşlerine katılanlar ise -‘Bu sorunları çözerse bunlar çözer’ de diyorlarsa şayet- Gelecek Partisi’ne yönelsin; ne var bunda? Amerikancılık bunun neresinde?
-Söz konusu vatansa gerisi teferruat. Erdoğan bu vatanın bekası için savaşıyor. Joe Biden gibilerin Erdoğan’a diş bileyip muhalefete oynamaları bundan. Davutoğlu onların oyununa geliyor.
-Joe Biden’ın o konuşmasında mevzu PKK ve Doğu Akdeniz meselesi; Erdoğan’a bu meseleler üzerinden yükleniyor, dolayısıyla bu meselelerde ABD’nin dümen suyunda gidecek bir iktidar tahayyül ediyor Türkiye için. PKK terörüne karşı en sıkı mücadelenin verildiği dönemin başbakanı olan ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını müdafaaya yönelik bütün hamlelerinde Erdoğan’a destek veren Davutoğlu’nun cumhurbaşkanlığı mı teşkil edecek öyle bir iktidarı? Dışişleri bakanlığı ve başbakanlığı döneminde Türkiye'nin istiklâline zerre kadar gölge düşürmeyen ve Joe Biden'in hezeyanıyla ilgili açıklamalarnda da bu hassasiyeti sergileyen Davutoğlu'na yakıştırılacak şey mi bu?
-Davutoğlu’nun kendisi cumhurbaşkanı olamaz ki. Davutoğlu, Erdoğan’ın oylarından az bir miktar da olsa alarak ona cumhurbaşkanlığını kıl payıyla kaybettirmeye hizmet edebilir ancak.
-Erdoğan’ın potansiyeli ilk ve son tahlilde Erdoğan’ın potansiyelidir. O potansiyelin yüzde 50+1’i bulduğunu düşünüyorsan endişen yersiz. Davutoğlu cumhurbaşkanı adayı olup seçimin ilk turunda Erdoğan’ın potansiyelinden senin ifadenle az bir miktar aldı ve elendi diyelim; ikinci turda o oylar Erdoğan’a dönmeyecek mi? Bu bir yana; deminki argümanıma ilk tepki olarak “Davutoğlu’nun kendisi cumhurbaşkanı olamaz ki” dedin. Yani “Davutoğlu’nun kendisi cumhurbaşkanı olabilse sorun olmaz” diye mi düşünüyorsun?
-Hayır, hayır!
-Belki içten içe “Aslında iyi de olur. Terörle mücadeleye yahut Doğu Akdeniz’deki haklarımızı koruma mücadelesine halel gelmez; ama israf, yolsuzluk, usulsüzlük, adaletsizlik gibi sorunların üstünün beka söylemiyle örtülmesi sona erer ve bu sorunların üstüne gidilir” de diyorsun.
-Hayır, hayır!
-Öyle diyorsan, Davutoğlu’na çamur atmayı bırak da, tam tersine onun ve partisinin güçlenip iktidar namzedi olması için elinden geleni yapmaya bak.
-Hayır, hayır!
-Tamam. Davutoğlu’nun muhalefetine iktidarı yanlışlarından döndürmek için bir imkân nazarıyla bakmaya ne dersin peki? Hani “İktidarın hiç yanlışı yok demiyorum” demiştin ya demin.
-Yanlışlarından dönse de dönmese de ben bu iktidarın devamından yanayım ve onun riske girmesini asla istemem.
-Davutoğlu’nun haklı eleştirilerinin gereğini yaparsa riske girmez. Millet “İsraf ve yolsuzluğu niye bitirdiniz?” filan diye hesap soracak değil herhalde! Ama ille de riske gireceğim diyorsa, kendisi bilir. Erdoğan ve AK Parti iktidarı kaybedecekse, kendi hataları yüzünden kaybedecek; Davutoğlu Gelecek Partisi’ni kurduğu için değil.
-Joe Biden’ın dediğine dönecek olursak…
-İyi hatırlattın. Davutoğlu’nun bu konuda ne dediğini okumanı isterim. Nihal Bengisu Karaca’nın konuyla ilgili mülahazalarını da okumalısın bence. Linkleri veriyorum: