Hz. Muhammed'in(s.a.v) doğum günü münasebetiyle Moritanya'da yapılan mevlid etkinliklerine katılan Kaddafi, Müslümanların günümüzde maruz kaldığı sorunların çözümünün tek ilacının Fatımi Devleti olduğunu öne sürdü. Fatımi Devleti'ni Müslümanların rönesansının temeli olarak adlandıran Kaddafi, bu devletin özgürlükler ülkesi olacağını, kadınlara ve gençlere büyük özgürlükler tanıyacağını belirtiyor.
Yine Mevlit münasebetiyle 2007 yılında bu kez Nijer'deki kabile liderleriyle bir araya gelen Kaddafi, İslam dünyasında Sünnilik ve Şiiliğin emperyalistlerin bir entrikası olduğunu öne sürmüştü. İslam dünyasının günümüzdeki durumunun Abbasilerin çözülme dönemine benzediğini öne süren Kaddafi, bu çözülmeden hemen sonra Fatımilerin ortaya çıktığını ve Kuzey Afrika'da bir şemsiye haline geldiğini iddia etmişti. Kuzey Afrika'nın Şii geleneğinden geldiğini de öne süren Kaddafi, bu ülkelerde herkesin aşure etkinliklerinde bulunduğunu, Hz. Ali ile ilgili efsaneler anlattığını, ama kimsenin hiç Muaviye ile ilgili konuşmadığını da ileri sürüyor.
Geçtiğimiz yıl da Libya'da düzenlenen bu tür etkinliklere katılan İranlı din adamlarından Muhammed Ali el Taşkiri'nin Kaddafi'nin görüşlerine destek verdiğini açıklaması, Arap ülkelerinde sert tepkiye yol açmıştı. Konuyla ilgili olarak Şarkul Avsat'taki köşesinde Mişari el Zayidi ise Kaddafi'ye sert tepki gösteriyor. Dünkü yazısında Mişari yüzlerce yıllık gelenek, sosyal ve kültürel yapının Kaddafi tarafından sözü edilen hangi entelektüeller tarafından değiştirileceğini soruyor ve "Bu entelektüeller birer Süpermen mi?" diye ekliyor.
909-1171 yılları arasında Kuzey Afrika ve Akdeniz'in doğusunda hüküm süren Şii İsmaili mezhebinden olan Fatımiler, Selahaddin Eyyubi tarafından ortadan kaldırılmıştı. Şiiliği yaymak için kurulan Ezher Üniversitesi de daha sonra Eyyubiler tarafından geliştirilerek Sünni mezhebinin en önemli kalelerinden biri haline getirilmişti.
1988 yılındaki Lockerbie faciasından Libya'nın sorumlu tutulmasından dolayı yıllarca Batı ile ilişkileri gergin olan Kaddafi, sık sık tıpkı İranlı liderler gibi Batılı ülkeleri şeytana benzetmiş, ancak 2003 yılında 2.7 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti. 2008 yılında ise 1.5 milyar dolarlık bir ek tazminat ödemesinden sonra ABD, Libya'ya uyguladığı ambargoyu kaldırmış ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice bu ülkeyi ziyaret etmişti.
Arap liderlerle sık sık tartışan Kaddafi'nin en meşhur çıkışı ise, Mart 2003'te dönemin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah'a "12 yıl önce şeytanla anlaşma yaparak onları Arap Yarımadası'na getirdiniz" demesi oldu. Irak işgalini tartışmak için toplanan Arap Birliği Zirvesi'nde yaşanan gerginlik, görüşmeleri canlı olarak veren Mısır televizyonunun aniden yayınını kesmesiyle sonuçlanmıştı. Kaddafi'ye aynı sertlikle cevap veren Abdullah ise "Suudi Arabistan Müslüman bir ülkedir, senin ve ötekiler gibi sömürgecilerin ajanı değildir. Seni kim iktidara getirdi? İspatlayamayacağın konularda konuşma, sen yalancısın, mezarın yanı başındasın" demişti.
2004 yılında da Libya'nın yine dönemin Suudi veliaht prensi Abdullah'ı öldürmek için istihbarat birimine emir verdiği öne sürülmüş, ancak bu iddia Libya tarafından daha sonra reddedilmişti. Şubat ayı başında Afrika Birliği başkanlığına seçilen Kaddafi, yaptığı açıklamada 'Afrika Birleşik Devletleri'ni oluşturacağını söylemiş, bu ifadeleri başta Mısır olmak üzere pek çok ülkenin tepkisini çekmişti.
1970'li yıllarda yazdığı Yeşil Kitabı ile İslami sosyalizm getireceğini öne süren Kaddafi, bunun uygulamalarından biri olarak da geçtiğimiz günlerde ülkedeki petrol gelirini halka dağıtacağını açıklamış, ancak bu konuda herhangi bir adım atmamıştı.
İran-Irak Savaşı sırasında İran'ı destekleyen Kaddafi, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından 'Ortadoğu'nun deli köpeği' olarak adlandırılmıştı.
7'si erkek 8 çocuğu bulunan Kaddafi'nin dördüncü çocuğu Mu'tasım Billah'ın isminin Fatımi liderlerinin isimlerine benzemesi dikkat çekiyor.
Ajanslar