Amerika’da yeni açıklanan bir araştırma ilginç ve şaşırtıcı. Sanılanın dışında sonuçlar vermesi sebebiyle şaşırtıcı. Aslında bu yönü ile Türkiye’ye de benziyor denebilir. Konu kadın istihdamı ve güçlenmemesi. Türkiye de malum kadın hakları konusunda eşi benzeri olmamakla övünen bir ülkedir. Daha doğrusu cumhuriyet rejimi kadın alanında kendine çok güvenmiş ve çok ilerlemeci olduğunu iddia etmiştir. Bu iddia ile de kalmamış hem kendini hem de batı dünyasını buna inandırmıştır. Bu alanda üretilen literatüre bakınız hiç istisnasız gördüğünüz şey Türkiye’nin diğer İslam ülkelerinden farklı olarak çok ileride olduğu ve kadınlara eşit vatandaşlık hakları verdiği bilgisidir. Okuyan da zanneder ki Türkiye’de kadınlar Cumhuriyetle birlikte hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmaz hale geldiler. Burada, Cumhuriyet öncesi yani Osmanlı döneminin kadınlarının ne denli güçlü ve aktif oldukları konusunun nasıl göz ardı edildiğine veya modern Türkiye’nin Müslüman başörtülü kadınlara yıllarca nasıl eziyet ettiğine değinmeyeceğim. Sadece şunu söylemekle yetineceğim: Sanılanın aksine Cumhuriyet rejimi kadın konusunda sınıfta kalmıştır. Bunun içindir ki 2012 Cinsiyet arası uçurum raporunda 134 ülke arasında sondan 126. olabilmiştir. Uluslararası literatürdeki övgü neyedir bu sıralamaya bakıp anlamak mümkün değil….
Şimdi gelelim ABD’ye. Amerika da bir süredir süper güç olmanın getirdiği şımarıklıkla birlikte haklar konusunda kendi ile övünür durur. Diğer ülkelere nazaran ileridedir, bunu kabul etmek lazım. Yani kurumsallaşmış bir haklar diskuru vardır. Tabii o da belli bir sürecin ürünüdür. Hiç şüphesiz nasıl ki şimdi bizde daha rahat bir şekilde insan hakları konuşulur olmuştur son yıllarda, ABD’de de sivil hareket tarihi ile gelen, zenci-beyaz çatışması ile gelen bir haklar diskuru yıllar önce başlamıştır. Bugün Amerikan halkının tadını çıkardığı da o günlerin çatışmalarının eseridir. Çok ilginç, kadın konusunda da zannedersiniz Amerika her alanda iddia ettiği gibi bu alanda da liderliğe soyunur. Çok tuhaf bir ataerkillik mevcuttur Amerikan kültüründe. Bunu dışarıdan ilk anda anlamazsınız ama gerçek hayata girince gözlemlemek kolaylaşır.
Mesela kadınların başkan olmasına karşı olan geniş bir kitle vardır Amerika’da. Önümüzdeki dönem Hillary Clinton’ın Demokrat Parti’den aday olması durumunda önüne çıkacak en büyük engeller bu gruptan gelecektir. Zaten şimdiye kadar kadın siyasetçilerin fazla yükselememiş olmasının sebebi de cumhuriyetçi yapının bakış açısıdır. Oysa ABD dünyaya demokrasi “dağıtmayı” pek sever. O beğenmediği birçok küçük ülkede bile kadınlar Cumhurbaşkanı da başbakan da olmuştur. Ama henüz böyle bir şey ABD’de görülmemiştir. Sanılanın aksine ABD’de kadınlarla erkekler arasında aldıkları maaşlar konusunda da açık bir farklılık vardır. Çıkan yeni bir araştırma bunu teyit eder konumda. Bu araştırmanın detaylarıyla devam edeceğiz inşallah.
yeniakit