Her güne yeni bir olayla uyanıyoruz. CHP’yi mi, İyi Parti’yi mi, 10. Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-Güney Afrika (BRICS) Zirvesi’ni mi, ekmek fiyatlarını mı, Yunanistan’daki yangın ve sel baskınını mı yazayım derken, güne Rahip Brunson ile başlayıp devam eden bir krizle başlıyoruz. Evengelical Pastör Andrew Brunson! Eskiden ABD böyle durumlarda darbe yapardı, şimdi tehdit ediyor, bildiri yayınlıyor. İyi, önemli bir gelişme bu. Erdoğan ne zaman yurt dışına çıksa birileri bir şeyler yapıyor. ABD’den gelen açıklama, tam da Erdoğan’ın Çin Devlet Başkanı Şi ile görüşmesinin başlama anına denk geldi. Bu arada, Çin’den 3.6 milyar dolarlık bir kredi anlaşması haberi geldi. Erdoğan’ı Güney Afrika’da protesto edenler Amerikano FETÖ’cüler. FETÖ ABD’de oldukça güçlü. Erdoğan bu konuda, açık ve net açıklamalarda bulundu ve beklentilerini dile getirdi. Trump’ın bu akılsızca açıklamalarının sebebi Rahip Brunson mu? Brunson ilginç bir karakter. Böyle bir zamanda ev hapsine çıkartılma kararı da ilginç. Bunun da incelenmesi gerek. Brunson, Siyonist, Kripto bir Hristiyan papaz. ABD’de Evengelical’ler baskın bir Hristiyan topluluk. Bunlar “Tanrıyı kıyamete zorlama” gayretinde olanlar.. “Kanlı ay” da bunlar için kıyamete doğru gelişen süreçte bir milad. Bir işaret. Bu adam sıradan bir papaz değil. Papazlık yan işi, PKK’lıların, FETÖ’cülerin gazeteciliği gibi bir iş. Bir kamuflaj. FETÖ ile ilgili, İsrail ile ilişkili, PKK ile ilişkili, PYD ile ilişkili. İncelense, ilişki kurduğu adamların CHP ile de, İyi Parti ile de, HDP ile de, kripto Ortodokslarla da ilişkisi çıkar. Adam santral görevi yapıyor. ABD buradan yola çıkarak verdiği mesaj bütün bu çevrelere verilen bir mesaj olsa gerek. Aynı zamanda bu mesajın ABD için iç politikada da karşılığı var. ABD açık açık Türkiye’ye karşı ambargo uyguluyor. Kendi bürokrasisine ve uluslararası örgütlerdeki temsilcilerine “Türkiye’ye yapılacak her türlü yardımı engelleyin” diyor. Bu Türk-Amerikan ilişkilerine telafisi zor zararlar verir. NATO’ya zarar verir. Türkiye alternatifsiz değil. Bu işten ABD daha fazla zarar görür. ABD zaten giderek yalnızlaşan bir ülke. ABD İsrail konusunda köşeye sıkıştı. Membiç’te köşeye sıkıştı. Afrin’de suçüstü oldu. Sincar’da, Kandil’de, FETÖ konusunda PKK konusunda, PYD konusunda, her konuda köşeye sıkıştı. ABD bölgede zaman kazanma çabasındaydı. Geçen zaman çözümsüzlüğünü daha da artırdı. Bir bakıma köşeye sıkıştı. Düşünebiliyor musunuz, siz bir ittifak içinde yer alıyorsunuz. İttifak üyelerinden birileri size karşı darbeyi destekliyor, darbecileri koruyor. Yine o birileri size karşı terörü destekliyor ve teröristleri himaye ediyor. Şimdi de size boykot ve ambargo uygulamaya kalkıyor. Böyle bir ittifakın ne anlamı var. NATO ve AB’nin Türkiye’ye karşı tavrı hukuki olmadığı gibi, ahlaki de değil. Yunanistan’la asırlarca beraber yaşadık. Bugün bir felaket yaşanıyor. İnsani anlamda yardım etmek istiyorsunuz kabul etmiyorlar. Yanıyorlar, selde boğuluyorlar ama yardım teklifini cevapsız bırakıyorlar. Bunlarla mı tek devlet olacağız. Üstelik Yunanistan’da işbaşındaki iktidar da en demokratları. Bizim medyada da, Brunson konusunda, ABD ile Gülen ile takas yorumları yapılıyordu. “Al papazı-ver papazı” esprileri yapılıyordu. Brunson ev hapsine çıkınca ABD’nin de Gülen’i “ev hapsi”ne alması bekleniyordu. Ankara ABD’den gelen açıklamaya sert tepki verdi. Kamuoyunda da tepki var. Bakarsınız savcılık itiraz eder ve mahkeme uygun görürse Brunson tekrar cezaevine gönderilebilir. Tabi, ABD ile gerilim birçok konuda etkisini gösterebilir. Herhalde artık S-400, F-35 konusu yeniden değerlendirilecektir. Membiç, Sincar yeniden değerlendirilecek. ABD’nin peşine takılan ülkeler ve çevreler, örgütler de bu durumda Türkiye’ye saldıracaklar. İçerideki işbirlikçi unsurları Türkiye’ye karşı provoke edeceklerdir. Mesela, İsrail bu durumu fırsata dönüştürmek isteyecektir. İsrail’in kontrolündeki “Dahlan lobisi” de boş durmayacaktır. Bakalım “Kanlı ay” CHP ve İyi Parti’deki kargaşayı nasıl etkileyecek! Astrologlara göre ortam her ne halde ise, ayın etkisi 6 ay süre ile o durumu provoke edecek. CHP’de de, İyi Partide de “Ne şiş yansın ne kebap”çıların sesi pek çıkmayacak. Değişim yanlıları da muhazakârlar da seçim sürecini parti için bir risk olarak görse de aynı zamanda bunu vazgeçemeyecekleri bir fırsat olarak görüyorlar. Bu arada kanlı ay, 21. yüzyılın en görkemli ay olayı gerçekleşti. En uzun süreli dolunay kan kırmızı görüntüsü ile yoluna devam etti. İncil’deki “kanlı ay” uyarısı Hristiyan dünyasında kendileri için felaket habercisi kehanetlere sebep oldu. Biz husuf namazı ile yüzümüzü ayın ve güneşin Rabbine döndük. Doğu da, batı da Allah’ındır. Ay ve Güneş Allah’ın iki şeairidir. Her ikisinin de hareketleri, bizim ibadetlerimizin zamanının tayininde bizim için ilahi bir ölçüdür. Alemlerin Rabbi’ne hamdolsun, O gören, duyan, bilen, hüküm sahibi olandır. Yalnız O’ndan yardım diler, yalnız O’na sığınırız. O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olacağız. O bizi nimet verdiklerinin yoluna iletmesi için O’nun yolunda ilerleyeceğiz ve böylece gazaba uğrayanlardan olmayacağız inşallah. Gazaba uğrayanlar kimler mi? Cahiller, zalimler, kâfirler, fasıklar, münafıklar.. Yeryüzünü fesada verenler, kan dökenler, yeryüzünde kibirlenerek yürüyenler, haddi aşanlar.. Onlar her yerdeler. Ve onlar da kendi başlarına bir toplulukturlar. Onlar Hizbuşşeytan’dırlar. Allah müminleri ve mazlumları onları şerrinden ve fesadından emin kılsın. Ve biz de o eminliği hak edenlerden olmak için üzerimize düşeni yapalım. Selam ve dua ile. Yeniakit