Kanlı İdeolojilere Selam Çaktılar

Van’da yaşanan depremin hemen ardından gündeme getirilen “Ayrımcı ve Irkçı” söylemlere köşesinden cevap veren Gazeteci Aslan Değirmenci...

Van'da yaşanan depremin hemen ardından gündeme getirilen "Ayrımcı ve Irkçı" söylemlere köşesinden cevap veren Gazeteci Aslan Değirmenci, ırkçı dalgaya kapılanların Firavun, Hitler ve Mussolini'den farklarının olmadığını yazdı.

İşte o yazı:

Kanlı ideolojilere selam çaktılar

Sisli bir hava, korkunç bir gürültü, toz-duman, yıkım ve feryatlar"

Kaç gündür yazamıyordum.

Dilim varsa gönlüm el vermiyordu.

Söylenecek çok söz vardı da yürekler yanarken,

İnsanlar yardım beklerken,

"Kimse var mı?" çığlıkları kulaklarımızı çınlatırken,

Bu köşeden ırkçılara cevap vermek olmazdı!

Sosyal ağlar aracılığıyla Van'a yönelik yardım seferberliği oluşmuşken,

İnsanlar köy köy ihtiyaç listelerini bir birlerine ulaştırırken,

Elleri nasır tutmuş fedakâr insanlar, bir umutla enkaz ile mücadele ederken,

Halk arasına fay döşemeye çalışanlarla uğraşamazdım"

Yardım ekiplerinin müjdeleri gözyaşlarına karışmışken,

"Kurtar Yarap" duaları 'Sema'ya yükselirken,

Ekran karşısında olup biteni izleyen küçük kızım ağlarken,

Irkçılığı tetiklemek isteyenlerin peşine düşemezdim"

Nasıl bir adalet bu?

Nasıl bir anlayış?

Nasıl bir yok sayış?

Ve Nasıl bir vicdan?

Millet can derdindeyken, malum çevreler ırkçılık peşindeydi.

Deprem kadar etnik ön yargıda yıkım meydana getiriyordu.

Kapitalist sistemin ürettiği kara bela ırkçılığa karşı mücadele verenler Van için ayakta, diğerleri sadece büyük drama kayıtsız kalmıyor bir de karşı atağa geçerek enkaza bir tuğla daha koymaktaydı.

İnsanları diri diri gömmek için mücadele edecek kadar ileri gidecek sözler üretiyorlardı.

Enkaz altında bizim insanlığımız ölürken, ayrımcı ve ırkçı yorumlar ile faşizmin kurucusu Benito Mussolini'yi aratıyorlardı.

İnsan olmak gibi zor bir sınavda ter dökmek dururken, onlar Firavun'dan ve Hitler'den farksız olduklarını ispatlıyorlardı.

Dayanışma ve yardımlaşma sürdükçe çileden çıkarak, kanlı ideolojilere selam çakıyorlardı.

İHH ekipleri enkaz altından Nazan Altunışık isimli 12 yaşında bir kız çocuğunu daha kurtarırken, zulümü duygusuzluğu ve merhametsizliği çağrıştıran eylemlerine devam ediyorlardı.

Deprem sonrası Erciş sokaklarından görüntüler her eve yıkımı yaşatırken, kapkara, yoğun bir kin duygusu halen onları rahat bırakmıyordu.

Van'da halk sokakta yaşarken, Mazlumder üyeleri ise insanların halini anlamak için sokakta sabahlama kararı alırken, onlar nefret suçu işlemeye halen devam ediyorlardı.

Irkçılık genlerine işlemiş.

Şiddet dili dışında hiçbir dilde birleşemezler.

Bütün vücutlarını ayrımcılık virüsü sarmış.

Tıbben kesin tedavisi olmayan bir hastalık.

Bilgisayar değiller ki antivirüs programı kullanalım.

Irkçılık ve şovenizm bataklığına saplanmışlar.

Can çekişiyorlar ama halen canımızı sıkmayı başarabiliyorlar.

Aynı şey başlarına gelse ilk koşan, nasırlı ellerle ölümden çekip çıkarılan "O" 12 yaşındaki kızımız olacaktır.

O masum insanlar ırkçılık yapan insanlar kadar gözü dönmüşlük yapamazlar.

Aslan Değirmenci

degirmenciaslan@gmail.com

haber duruş

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı
Abdurrahman Dilipak: Gelin yeniden iman edelim