Iraklı Doktor Cevat El Ali, uzun süreden beri, bir kere vücuda girdi mi yıllarca orada kalan ve korkunç sorunlara yol açan radyoaktif madde "uranyumoksit"in izini sürüyor. Irak'ın güneyinde bulunan Basra kentindeki Kanser Hastalığı Merkezi'nin başkanı olan El Ali, daha Körfez Savaşı'nın bitiminde artış gösteren kanser hastalarının yeniden arttığını ifade ediyor. El Ali bu durumu şöyle izah ediyor.
"Gizli tutulan bilgi "
"O zamana kadar ayda bir - iki yeni kanser hastasının gelmesine alışmıştık. Ancak savaş sonrasında hastanede doktor başına yeni bir hasta düşmeye başladı. Meslektaşlarıma 'Kanser hastalarında neden bir anda böyle büyük bir artış oldu?' diye soruyordum. 1996 yılında bir gün gizli servis çalışanlarının eşlik ettiği, Irak hükümetinden bir heyet geldi ve bize şöyle dedi: 'Bize savaş sırasında uranyumla güçlendirilmiş cephaneyle ateş edildi. Ancak bu bilgiyi gizli tutun.' O gün, neden bu kadar çok kanser hastamız olduğu sorusunun yanıtını almıştım."
"Kanser hastaları dört katına çıktı"
Iraklı doktor, yaşanan her iki savaş sonrasında, Basra'da kanser hastalarının sayısının dört katına çıktığını belirtiyor. El Ali, hastalıkla ilgili ilk çalışmalarının sonuçları üzerine konuşmak için Iraklı meslektaşları ile Alman ve Japon uzmanlarla da kısa bir süre önce İstanbul'da bir araya geldi. Uzmanlar, yaptıkları bir basın toplantısı ile İngiliz ve Amerikan orduları tarafından kullanılan ve uranyum içeren cephaneliklerin sayısız deformasyona ve kansere bağlı ölümlere yol açtığına dikkat çekti.
Gerek 1991'deki Körfez Savaşı sırasında, gerekse 2003'te, müttefikler Iraklı karşıtlarını uranyumoksit içeren cephanelerle vurdular. Bazı askeri atıklar bölgede bırakıldı. ABD yetkilileri her ne kadar bunların radyasyon yaymadığını savunsa da, bölgede lösemi ve akciğer kanserinde yaşanan patlama, bu atıkların radyasyon yaydığının en kesin kanıtlarından birini oluşturuyor. Örneğin bundan altı yıl önce uranyum içeren bir top mermisinin isabet ettiği evde oturan tüm aile fertleri kanser hastalığına yakalandı.
Nükleer savaşların önlenmesi alanında mücadele eden Alman doktor Angelika Claussen, bu konuda hala yanıtlamaları gereken bazı sorular olduğunu belirtiyor. Claussen şöyle diyor: "Henüz kanser olmak için buna ne kadar maruz kalmak gerektiğini bilemiyoruz. Çünkü her insandaki kansere neden olan maddelerle mücadele etme koşulları farklı. Bu kişiden kişiye değişiyor."
Bilim insanları da dünyanın ilgisini uranyumla güçlendirilmiş cephane kullanımı üzerine yoğunlaştırmaya çalışıyor. Bu bağlamdaki bir Birleşmiş Milletler kararına geçtiğimiz yıl aralarında Almanya'nın da bulunduğu 141 ülkeden destek geldi. Sadece ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail karara 'hayır' dedi.
"En azından şimdi yardım edin"
Doktor Cevat El Ali bu silahları üretenlerden, en azından etkileriyle mücadelede yardım talep ediyor. El Ali, "Basra'da kanser hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir hastane yok. Bunun dışında elimizde artan hasta sayısına yetecek ilaç da bulunmuyor. Ayrıca askeri atıkları ortadan kaldırmak için yardıma ihtiyacımız var. Şimdiye kadar sadece şehir merkezindekileri temizleyebildik. Ancak radyasyon bulaşmış toprağın da taşınarak, şehrin dışına gömülmesi gerekiyor." diyor. Bundan yaklaşık dört hafta önce Belçika ise uranyum içeren cephane kullanımı ve ticaretini yasaklamayı kararlaştırarak, bu konuda dünya çapında bir ilke imza atmış oldu.