Eğer karamsar biriyseniz şu günlerde ne yana baksanız karanlıktan başka bir şey göremezsiniz. Üstelik söz konusu karanlıklar gittikçe de koyulaşıyor, hiçbir yönde bir ışık belirtisi de yok.
Şöyle en yakınımızdan başlayalım, uzaklara doğru gidelim.
Katillerinin bulunması bir tarafa, Ubeydullah Durna kardeşimiz için bir dosya dahi açılmamışken bu defa eşkıya çetesi, Yüksekova’da bir Müslümanı daha şehid etti. Altmış yaşlarındaki Hacı İrfan Atsız kardeşimizin bir tek özelliği, Müslümanca yaşamasıydı.
Son şehitlerimizin katillerinden de bir haber yok. Yani emniyet ve yargıya baktığınızda sim siyah bir karanlıktan başka bir şey göremiyorsunuz.
Van’daki son olaylarda polis panzerinin minibüsleri iteleyerek yanmakta olan otomobillerin üzerine sürdüğünü gösteren fotoğraflar ise insanın kanını donduruyor.
Çünkü biz şu ana kadar polisi sadece vurdumduymaz olarak biliyorduk, bu fotoğraf insanımızı korumakla görevli olan polisin eşkıya ile birlikte olduğunu gösteriyor.
Çözüm sürecinin gereği olarak PKK’nin silah bırakacağı, olaylara karışmış olanların yurdu terk edeceği, diğerlerinin de dağdan inerek normal hayata dönmeleri ön görülüyordu.
Yurt dışına çıkmadıkları gibi inenler de silahlarıyla birlikte indiler, birçok yerde polisin ve zabıtanın yerini aldılar ve denetim görevi yapmaktalar.
Eşkıyanın vergi binaları, mahkeme salonları ve buraların nasıl hızlı çalıştığı da artık herkes tarafından bilinmektedir.
Bunca gelişmelerle birlikte çözüm sürecini yürüten iktidarın bölgedeki Müslümanlara karşı körlüğü ve duyarsızlığı da aynen devam ediyor.
Sınırlarımızın dışında da aynı karanlık tablodan başka bir şey göremiyoruz.
ABD öncülüğündeki haçlı sürüleri Irak ve Suriye’ye havadan ölüm yağdırırken bunun yetersiz olduğu iddiasıyla karadan da işgal hazırlıkları yapmakta. Öyle ya, karadan işgal olmayınca petrole nasıl el koyacak?
Suriye içimizi yakmaya devam ediyor, üstelik hiçbir hayırlı gelişme olmadığı gibi Halep ve civarını şimdiye kadar olandan çok daha büyük felaketler bekliyor. Bizim için Halep ve civarı bir yana, Suriye’nin tamamı bir yana.
İslam dünyası ve özellikle bölgemiz böyle bir karanlık tablo çizerken siyonist terör devleti bunu fırsat bilerek Mescid-i Aksa’ya en büyük darbeyi indirmeye, tamamen yok etmeye hazırlanıyor.
Bunu yaparken en büyük destek ve cesareti de Mısır’daki gasıp ve katil Sisi yönetiminden alıyor.
Peki, hepimizin şahit olduğu bu karanlık tablo Müslümanların her zamankinden daha aciz ve gafil olduklarından, düşmanlarının da en güçlü bir zamanda olduğundan dolayı mıdır?
Düşmanları Müslümanları en zayıf, en şuursuz, eli kolu bağlı bir pozisyonda yakaladıkları için mi bu şekilde üzerlerine çullandılar?
Ben bunun tam aksini iddia ediyorum. Dağılma döneminden sonra Müslümanların toparlanma süreci içerisinde en iyi günlerinde olduğuna inanıyorum.
Osmanlı’nın dağılmasından sonra Müslümanlar hiçbir dönemde bu seviyede bir İslamî şuura ve duyarlılığa ulaşmamışlardır.
Özellikle şu son yıllar Müslümanların Müslümanca ayağa kalkma, kaybettiklerini kazanma, kaptırdıklarını geri alma yıllarıdır.
Emperyalist Haçlı sürüleri de işte buna fırsat vermemek, büyük dirilişin önünü almak için saldırıya geçmiştir.
Sadece Türkiye’de değil, şu anda üzerlerine ölüm yağdırılan bütün İslam beldelerinde ciddi bir uyanış dönemi yaşanmaktadır.
Mesela PKK çevreleri bölgede bundan daha ileri gidebilecekler mi? Bırakın ileri gitmeyi, bugünkü azgın ve şımarık pozisyonlarını bu şekilde sürdürebilecekler mi? Müslümanlar buna müsaade edecek mi?
1 Kasım’daki fotoğraf onların efendiliğini, demokratlığını mı gösterdi yoksa acziyetlerini ve geldikleri son merhaleyi mi?
Eşkıyanın bölgedeki bugünkü azgınlığı Müslümanların gittikçe kötüye gidişinden mi yoksa iktidarın gaflet ve zaafından mıdır?
Bizler Müslümanların düne göre her konuda ileride olduklarına, şu anki karanlıkların çok kısa zamanda hem de bizzat Müslümanlar tarafından aydınlığa dönüştürüleceğine inanıyoruz.
Bölgede olduğu gibi başta Mısır, Suriye, Irak ve Afganistan’da da Allah’ın izniyle şu anki karanlıkların bizzat Müslümanların eliyle aydınlığa kavuşacağına inanıyoruz.
Çünkü bize göre emperyalist dünya son çırpınışlarını yapıyor, Müslümanların büyük dirilişini ve ayağa kalkışını engellemek için yapabileceği neyse onu yapıyor.
İslam dünyasının bugünkü fotoğrafının tersine dönmesi an meselesidir, çünkü Müslümanlar bugün buna layık olduklarını göstermekteler ve bunun bedelini ödemekteler.
doğruhaber