Taraf gazetesinde "Dünyanın en zengin askeri savcısı" başlığını ve altındaki "çok tanıdık" resmi görünce heyecanlandım. "Serveti üç yılda bir trilyon artan savcı" bizim Mehmet Çelik'ti. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden arkadaşımızken yıllardır görüşmediğimiz Çelik, şimdi Yüzbaşı Hakim Mehmet Çelik'ti ve Ergenekon operasyonu çerçevesinde yürütülen Karargah Evleri soruşturmasını yürüten askeri savcılardan biriydi.
Haberde, bu kadar kritik bir görevde olan bir askeri savcının mal beyanındaki artışa dikkat çekiliyor, 2005'te 123 milyar olan servetinin 2008'de nasıl 1 trilyon olduğu sorgulanıyordu. İki mal beyanı arasındaki büyük fark, elbette herkesin dikkatini çekecek türden. Bir savcının, bir Yüzbaşı'nın Türkiye şartlarında edineceği malvarlığı az çok takdir edilebilirken, böylesine zenginlik elbette herkesin dikkatini çekecektir. Hele bu kişi, Ergenekon gibi çok büyük bir operasyonun önemli bir aşamasını oluşturan Karargah Evleri Soruşturmasını yürütüyorsa...
Mehmet'i iyi tanırdım, arkadaşımızdı. Delikanlıydı, mertti. Kara Harp Okulu'nu bırakıp Hukuk Fakültesi'ne girmişti. Beraber okuduk. Bitirince askere gitti. Meslek kurasıyla da askeri savcı oldu. O günden sonra da iletişimimiz koptu. Öğrenciyken bildiklerim; zengindi, kendi ifadesiyle Malatyalı bir "Ağa Çocuğu"ydu. Ailesinin kayısı üretiminden gelen zenginliğini yaşıyordu, iyi para harcardı.
Haberde, bir askeri savcının jiplerine, lüks arabalarına, gayri menkullerine dikkat çekiliyordu. Ortak arkadaşlarımızı aradım. Bildikleri kadarıyla Mehmet'i onlardan tekrar dinledim. Zenginliği te'yid ediliyordu. Zaten öyle biliniyordu. Sonra kendisiyle görüştüm. Söz konusu haber, yıllar sonra tekrar görüşmemizi sağlamıştı. Karargah Evleri Savcısı'nın söyledikleri özetle şunlar:
1- Önümüzdeki günlerde bize yönelik daha farklı saldırılar olabilir.
2- Benzer haberlerle önümüzü kesmeye çalışıyorlar.
3- Bu soruşturmayı yürütürken adaletli, dengeli olmaya çalışıyorum. İnsanları ideolojik kimliklerine göre sınıflandırmıyoruz. Gerçeği bulmaya çalışıyoruz.
4- Kanun dışı hiçbir şey yapmadım. Mal varlığım dahil, veremeyeceğim hiçbir hesap yok. Sahip olduklarımı gizlemek isteseydim mal beyanına yazar mıydım? Bugüne kadar malvarlığımdaki her değişikliği bildirdim. Hepsinin kaynağını açıklayabilirim. Benzer haberlere karşı hukuki yollara gideceğim.
5- Ben aileden zengin biriyim. Benim yıllık 400 milyara yakın aileden gelirim var. Bu miktar kayısı üretiminden geliyor. Mesela 400 bin TL'ye sattığım arsayı 2005 yılında 35 bin TL'ye almıştım. İmar değişti fiyatı arttı. Mesela; İsmet Akyol'dan 50 bin TL alacağım vardı. Bu alacak 1999'dan kalmıştı. (Ankara'daki 360 bin TL'lik ev Ağustos ayında banka kredisiyle alınmış.)
6- Malvarlığına ilişkin açıklamalarını dinledim. Para meselelerinden anlamadığım, verdiği rakamları da kavrayamadığım için üzerinde çok durmadım. Zaten bir hak ihlali, hesabı verilmeyecek bir zenginlik varsa bir şekilde üzerine gidilecekti, gidilmeliydi de. Kendisi, "Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok" diyordu. "Karargah Evleri Soruşturması" önemliydi. Bu konuyu konuşmak istedim.
7- Karargah Evleri soruşturmasının çok önemli olduğunu, Ergenekon'un parçası olduğunu, çok yoğun ve dikkatli bir çalışma yürüttüklerini, adil olmaya çalıştıklarını, bu konuda kendilerinden emin olduklarını söyledi ve "bir mazlum benim gücümün yettiği yerde mazlum olmayacak" dedi.
8- Peki soruşturmada bir karartma, soruşturmayı boşa çıkarma söz konusu olabilir miydi? "Soruşturmayı yapan benim. Ne varsa çıkacak ortaya. Karartma olamaz. Düşünceleri uymuyor diye kimseye zulmedilmeyecek. Ergenekon neyse Karargah odur. Adil olmadığım yerde durmam. Fotomontaj resimlerle şantaj yapıyorlar. Önümüzdeki günlerde başka şeyler de çıkabilir. Önemli gelişmeler olabilir. Bu haberler çıkacak sonuçları önlemek, soruşturmayı yönlendirmek için yapılıyor."
9- İşçi Partili Sami Toprak konusunu sordum: "Onu, ifadesini almak için çağırdık. Telefon görüşmelerinin üçüncü bir kişi tarafından yapılabileceği belgelendi. Ben şu an istersem İbrahim Karagül'ü kendi telefonundan Abdullah Öcalan'la görüşmüş gibi yaparım. İstersem Demet Akalın'la görüşmüş gibi yaparım. Bütün bu görüşmeler Turkcell'de "İbrahim Karagül bu kişilerle görüştü" şeklinde kaydedilir. Bunu biz ortaya çıkardık" dedi.
10- "Bize karşı kapsamlı saldırılar gelebilir" sözü önemliydi. Sanki önümüzdeki günlerde hem soruşturmayla ilgili ilginç sonuçlar ortaya çıkabileceği hem de kendilerine yönelik saldırıların artacağı izlenimini edindim.
Yüzbaşı Mehmet Çelik, çok önemli bir soruşturmanın başındaki isimlerden biri. Bu haldeyken malvarlığı elbette tartışılabilecek. Kendisi bu soruların cevaplarını verecektir, vermeli. Ama burada esas konu, söz konusu soruşturmanın kendisi, sağlıklı ilerleyebilmesi. Dış etkilerden azami ölçüde etkilenmeden sonuç alınabilmesi için herkesin çok dikkatli olması gerekiyor. Türkiye tarihinin en karmaşık, en zor, en hayati soruşturması söz konusu. Türkiye'nin yakın tarihinin en karanlık olaylarının aydınlatılması söz konusu. Mehmet Çelik. "Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok" diyor ama söz konusu haber, kendisinin açıktan hedef alındığına işaret ediyor. Kendi ifadesine göre saldırılar daha da artacak.
Bazı çevrelerde, Karargah Evleri Soruşturması'nın yolundan çıktığına, gerçeklerin karartıldığına, yönlendirildiğine dair iddiaları doğrudan kendisine sordum. Çünkü burada en önemli tartışma konusu buydu. Kesin bir dille reddetti. Tam tersi, bazı çevrelerin tek yanlı soruşturma istediklerini, saldırıların bu yüzden yapıldığını düşündüğü izlenimini edindim kendisinden