Kardeşliğe Hançer ve Sonu

İmam-ı Malik Hazretleri'nin Muvatta'ından öğrendiğimize göre...

İmam-ı Malik Hazretleri'nin Muvatta'ından öğrendiğimize göre, Kays bin Mutata adında bir Arap, Medine'de sahabelerin oturduğu bir meclise gelmiş, Evs ile Hazreç kabilelerine mensup Arapların başka ırktan insanlarla oturup kardeşçe sohbet ettiklerini görünce bir hayli kızmış, kızgınlığını da şu sözleriyle oradaki Araplara aksettirmişti:

- "Evs ile Hazreç Peygamber'e hizmet eden Araplar. Ama şu Habeşli Bilal, şu Rum memleketinden gelme Suheyp, şu da Farslı Selman!. Bunlar Arap değiller ki? Nasıl oluyor da Arap olmayan bu yabancılar Araplarla eşit şekilde oturup sohbete kabul edilebiliyorlar? Bunlar bu eşitliğe ne zaman ulaştılar?"

Bu ırkçı ve ayrılıkçı sözler orada bulunan büyük sahabe Muaz bin Cebel'in hiddetlenmesine sebep olmuş, hemen oturduğu yerden kalkan Muaz, ırk ayrımcılığı yapan adamın yakasına yapışarak:

- Seni Resulullah'ın huzuruna götüreceğim, bu söylediklerinin doğruluğunu ona soracağım. Ondan sonra seninle hesaplaşacağız. Bu ne biçim değerlendirme böyle. Arap olanları yüceltiyor, Arap olmayanları aşağılıyorsun. İslam'da böyle bir ırkı yüceltip ötekini aşağılamak var mı? Diyerek adamı alıp doğruca Efendimiz'in mescidine götürmüş ve bulduğu ilk fırsatta da hemen sorusunu sorarak:

- Ya Rasulallah, demiş, bu adam için ne buyurursunuz? Biz Araplar oturmuş Arap olmayanlarla kardeşçe sohbet ediyorduk, gelip aramıza ırkçılık fitnesi soktu. Arapların üstün ırk olduğunu ileri sürdü, İranlı Selman'ı, Rum'dan gelen Suheyb'i, Habeşistan'dan gelen Bilal'i, aşağı ırktan kabul ederek Araplarla sohbete layık olmadıklarını iddia etti?

Anlatılanları dinleyen Rasulullah'ın (s.a.s) yüzünde seyrek görülen öfkelenme işaretleri görüldü. Hemen kalkıp mühim gördüğü konularda konuşma yaptığı minberine çıkarak İslam'ın ölçüsünü anlatan ikaz dolu bir açıklama yaptı. Şöyle ölçü veriyordu ırk ayrımı yapanlar için:

- Ey insanlar! Sizin Rabbiniz birdir. Babanız, ananız da birdir! Araplık ne ananızda vardır ne de babanızda. O sadece sonradan meydana gelen dil farkından ibarettir. Bu sebeple Arap'ın Arap olmayanlardan üstünlüğü yoktur. Üstünlük, Allah'a iman ve itaattedir. Allah'a iman ve itaat edenler hep birlikte üstündürler. Bunu herkes böyle bilmeli, aranıza ırka dayalı üstünlük ayrımcılığı sokmamalısınız!

Gariptir ki, bu hutbeyi dinleyenlerin hemen hepsi de Arap'tılar. Hiçbiri, Arap'ın öteki ırklardan üstün olduğunu iddia etmedi. Fazla olarak Arap'ın üstün olduğunu ileri sürmek isteyen adamın yakasına sarılarak oraya getiren Muaz bin Cebel de Arap'tı:

- Ya Rasulullah, dedi, öyle ise ne yapayım aramıza ırk ayrımcılığı fitnesi sokmak isteyen bu adama?

Efendimiz bu soruya da, pek kullanmadığı ağır bir azarlama cümlesiyle cevap verdi. Ne dedi biliyor musunuz?

- Da'hü ilennar! Bırak o ırkçı adamı, cehenneme kadar yolu var!

Evet, ırkçılık yapan adamın cehenneme kadar yolu vardı... Bundan dolayı İslam, bir ırkın değil, tüm ırkların dini olmuş, hiçbir kavim ve kabileyi dışarıya itelememiş, hepsini de eşit bir şekilde bağrına basmış, tüm ırkları kucaklayıp kardeş yapmıştır.

Abbas Erdoğan

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı
Abdurrahman Dilipak: Gelin yeniden iman edelim