Aşağıda, dikkatli ve hassas bir okuyucumun katılım bankaları konusundaki endişe ve düşüncelerini ele alacağım. Bu konuda daha geniş bilgi elde etmek isteyenlere İz Yayıncılık'tan çıkan "İslam Düşüncesinde Ekonomi, Banka ve Sigorta" isimli kitabımı, aşağıdaki tartışma ile ilgili olarak da bu kitabın "Teori ile uygulama arasındaki farklılıklar" başlıklı kısmını (s.56-65) okumalarını tavsiye ediyorum.
Okuyucum diyor ki;
"Eğer bu bankaların faaliyetleri, gerek ticari yaklaşımları, gerek cari mevzuattan kaynaklanan sebepler ile İslam fıkhına göre tam manada faizsiz değilse; bu bankalara faizsiz bankacılık yapıyorlar demek, önemli mahzurlar taşımaz mı?"
Helal olana haram demek de, haram olana helal demek de sakıncalıdır, yasaktır, caiz değildir. Eğer bu bankalar "faizsiz yapıyoruz" dedikleri halde faizli yapıyorlarsa elbette onlara "faizsiz" ve "İslâmî" demek yalan olur. Ama katılım bankaları kesin olarak faizli kredi vermiyorlar ve mevzûat gereği diğer bankalar gibi doğrudan faizli kredi veremezler. Diğer -caiz ve meşru olan- banka hizmetleri dışında ana iştiğal konuları "ortaklık, kiralama ve peşin alıp vade farkıyla satma"dan ibarettir. Bu sebeple mezkür bankalara "Katılım Bankası" denmiştir ve manası "Kâr ve zarara katılım" demektir.
"Dünya finans sisteminin faiz üzerine kurulmuş olması, finansal hizmet veren kurumların bu sisteme entegre olma mecburiyeti sebebiyle bir zorunluluk hali söz konusu olabilir. Zorunluluk hali ile İslami sınırlar içerisinde kalan kurumların, bu halleri ile İslami olduklarını kabul etmek; kamil manada İslami bir finans sistemi arayışlarını bizatihi engellemez mi?"
Bu engelleme durumu İslami şuurun korunması ve buna yönelik eğitimin etkili ve kesintisiz olarak devam ettirilmesine bağlıdır. İçinde bulunduğunuz durumun İslam'a aykırı olduğunu bilir, bundan rahatsızlık duyar, buna alışmaz ve iyileştirmek için çaba gösterirseniz, zorunluluk yüzünden açılan ruhsat kapıları normal ve ideal düzene geçişi ve buna yönelik arayışı engellemez, aksine kamçılar.
"Eğer böyle bir zorunluluk hali varsa, bankacılık ve finans işlemlerinin, mevcut faizli sistem içinde hangi sınırlar ve kurallar içinde yapılmasının daha uygun olacağını tarif etmek, doğru olmaz mı?"
Elimizde iki banka çeşidi var. Birisi açıkça faizcilik yapıyor. Diğeri ise -bazı durumlarda zorunluluk yüzünden yaklaşsa da- genel olarak bundan uzak durmaya çalışıyor. Kesin olarak haramdan, kesin olarak helal ve ideal olana birden geçemiyorsanız, ideale en yakın olanı tercih etmek var iken haram olana niçin dönesiniz? Faizci bankalarla, zaruret dışında işlem yapılamaz. Zaruret halinde ne yapılacağını da zaten anlatıp duruyoruz.
"Faizsiz olduğu iddia edilen bankaların sundukları finansal hizmetler ile; Cenab-ı Allah'ın, faizi haram kılmakla emrettiği, ekonomik sistem değişikliği sağlanmış oluyor mu?"
Faizsiz bankalar ağırlığı ortaklığa verirlerse "emredilen ekonomik sistem"in önemli bir bölümü gerçekleşmiş olur. Bu bankalar potansiyel ve ilgili mevzûat bakımlarından buna müsait durumdadırlar. Engel "toplum ahlakındaki arızalardan" geliyor. Ortaklık ahlakına, kul hakkına, emanet duygusuna sahip olmayan veya bu konularda gevşek olan insanlarla -islami kurallara göre- ortaklık yaptığınızda sermayeyi kediye yüklemiş oluyorsunuz. Bu denendi ve böyle oldu. Çare ahlak eğitimidir. Ama genel olarak İslam'ın "rahmet ve şefkati de içeren" ekonomik sisteminin gerçekleşmesini sağlamıyor diye meşru olan işlemlerden vaz geçilemez.
(Devam edilecek).
Yeni Şafak