Kendimize nasıl yabancılaştık? Kendimiz olmaktan hangi noktada çıktık? “Kendimiz” dediğimiz nasıl bir şekle, şemale sahipti, nasıl oturur, nasıl kalkardı, nasıl konuşur, nasıl ağlardı? “Biz” dediğimizin kendimiz olmaktan çıkmasında neler rol oynadı? Kendi isteğimizle mi kendimiz olmaktan çıktık, yoksa bir zorlama mı vardı? Yoksa daha da farklı dinamikler mesela, yalan ve kandırma mı mevcuttu? Kendimiz dediğimiz homojen bir yapı mı? Nasıl bir heterojenlik arz eder Kendimiz? Tek bir Kendimiz yoksa, diğer Kendimiz olanların farklılıkları neye dayanır?...
Doğu Batı ve Kuzey Güney ikileminde farklı sınıflara ayrıştırılmış bir gezegende yaşıyoruz. Kavga, çatışma, ve savaş içerisinde... Ortada bir dizi pasta. Onlar üzerine üşüşmüş kalabalıklar.. Coğrafya pastası, doğal kaynak pastası, doğal olmayan zenginlik pastası, toprak pastası, dağ pastası, kara hava su pastası... Ve bütün pastalardan kaynaklanan şiddet.. Bu şiddet gösteriminin temelinde zemin bulan sınıfsal ayrımların, güçle gelen temsiliyetinin dışa vurumunun arka planında hiyerarşik yapısal düzenler vardır.
Kendi olmaktan çıkan, çıkartılan kalabalıklar, birbirlerini kıran, birbirlerine kırdırılan topluluklar bu hiyerarşik yapıyı her gün yeniden üretmek, güçlendirmek ve devamlı kılmak için belki bilerek belki de bilmeden konumlanıyor, konumlandırılıyor....
Türkiye’nin ilk ve tek postkolonyalizm merkezi olan PAMER olarak TİKA’nın verdiği destekle beraber ikinci uluslararası konferansımızı yine bağlı olduğumuz Üsküdar Üniversitesi’nde dün gerçekleştirmeye başladık. Kendimize nasıl yabancılaştığımızı konunun ülkemizdeki önemli isimlerinden Mahmut Mutman hocadan dinledik. Yeni Türkiye kavramının postkolonyalist pencereden nasıl şekillendiğini, ilim ve bilim dünyasındaki şarkiyatçı izleri, İslam dünyasında, fıkıhtan sosyal bilimlere kadar birçok alanda görülen entelektüel bağımlılığı bilgi üretimi kapsamında değerlendirdik.
Sömürgeci Avrupalı zihnin bir Fransız romanın sayfalarında nasıl tezahür ettiğini görüp, ülkemizdeki postkolonyal çalışmaların eleştirisi eşliğinde Kürt kültürel çalışmalarının ne boyutta olduğunu inceledik.
Konferansımızın bu ikinci gününde ise, postkolonyal çalışmaların mihenk taşlarını oluşturanlardan Robert Young’ın sunumuyla madun kavramının üzerinden gelişen diskurun aktörlerini tanıyacağız. Doğu Batı ikileminde Kuzey Güney hiyerarşisinde aşağıdakiler ve yukarıdakiler ayrımının nasıl meşrulaştırıldığını inceleyeceğiz. Müslüman kadınların başörtüsü üzerinden geliştirilen güç ve iktidar ilişkilerini ve Türkiye’ye yansımalarını öğrenip günlük hayat içindeki cinsiyet rollerinin yeniden okuyacağız.
Modern düşünce ve İslam düşüncesi arasında “an” kavramının nasıl farklı şekillerde tahayyül edildiğini konuşacağız. Kaşmir’de olanlar üzerinde postkolonyalist çerçeveden kafa yoracağımız kadar Fas’ın istiklalini kazandıktan sonra da kendi öz liderleri vesilesiyle Avrupalılaşma yolunda nasıl adım attığını irdeleyeceğiz.
Not: Üsküdar Üniversitesi’nin Altunizade’deki Merkez kampüsünde gerçekleşecek olan programımıza okurlarımız davetlidir.
yeniakit