Keşke Tatlıses de anılarını yazsa!

Abdurrahman Dilipak

Tatlıses"i, hep uzaktan uzağa izlerim.. Urfa"dan gelip, kendi piyasasında zirve yapan bir isim.
Magazin merakı değil bu. Ama bazılarını izlerim işte. "Minik Serçe"yi mesela.. Ya da Yıldız Tibe"yi de mesela.. Başkaları da var, ama daha çok bu isimler.
Hepsinin dünyaları farklı..
Tatlıses türküleri, Tv programları ile tanınmıyor sadece. Mesela Tatlıses otobüs şirketi, lahmacun.. "Bir sa, bir ba, bir iboya.."
İbo"yu aşkları, skandalları, hazırcevapları ile de tanır toplum..
Kavgaları, tehditleri.
İlk İstanbul"a geldiğinde çocukları, kardeşleri, için Kur"an kursu arayan bir adam, bugün bu noktalara savruldu.
İbo"nun PKK"ya yardım ve yataklık ettiği söylendi, birilerini tehdit ettiği söylendi, ama bütün bu iddialarla baş etmeyi becerdi.
Özal suikastını bildiği, Simavi"lerin Türkiye"den ayrılması süreci içinde önemli roller üstlendiği de söylenir üstü kapalı bir şekilde.. Derin iddialardır bunlar..
Tatlıses adını son olarak Balçiçek İlter olayı ile duyurdu..
Kendi tehdit etmedim diyor ama, toplumdaki genel kanaat belli.
Patavatsızlığı, bir küçük kıza karşı kullandığı sözcükler ciddi tepki aldı, almaya da devam ediyor..
"Minik Serçe" de Yıldız Tilbe de keşke bu "alem"de yaşadıklarını anlatsalar.. Hatıralarını yazsalar..
Ben bir dönemin anlaşılması için bu kişilerin tanıklıklarının çok açıklayıcı ve öğretici olduğunu düşünüyorum.. "Küçük Hanımefendi"den "Yumurcak"a kadar sinema dünyasında derin bir yan her zaman olmuştur. Basın ve sanat dünyasının bir yanı hep karanlıktır. Kripto ilişkiler hep olagelmiştir..
Fuhuş dersiniz de işin içinde sermaye, siyaset, bürokrasi olmaz mı? Uyuşturucu dersiniz de Mafia olmaz mı? Kimileri sadece politikacı, gazeteci, sanatçı değildir. Daha fazla bir şeyler ifade ederler. Hatta bilinen işleri ikinci işleridir. Yani o işler; işin kandırmacasıdır..
Ergenekon, Balyoz, Karargah evleri derken, bazı gerçekleri bu şekilde biz de öğreneceğiz..
Gün gelecek arşivler de açılacak, tarih yeniden yazılacak..
Dostluklar, düşmanlıklar yeniden şekillenecek.. Pişmanlıklar yaşanacak.. Sıvas"ın, Maraş"ın, Çorum"un, Başbağlar"ın arkasındaki gerçeği öğreneceğiz. Başımız önümüze eğilecek. Kürt-Türk kavgasının arka plânını öğrendiğimizde bir kez daha eğilecek başlar..
Birileri neden çocuklarına bu ülkeyi terk etmelerini vasiyet ediyor, şimdi daha iyi anlaşılıyor. Halk gerçekleri öğrendiğinde çünki birilerini affetmeyecek..
Hele şu bütçe dedik. Sonra Anayasa değişikliğinin uygulamasına dönük yasa değişiklikleri, ardından seçimler, ardından yeni Meclis ve yeni anayasa.. Ağustos"ta yine şûra var. Eylül"de bakarsınız yeniden Anayasa referandumuna gideriz. Ama 2012 bütçesinden önce ne olacaksa olur.. Bugün açılan davalar o gün sonuçlanır mı bilmem ama, o gün, bugünki davalardan çok daha önemli yeni davalar açılır.. Açılması gerekir.. Kozmik odaya girildiğinde, gizli arşivler ortaya çıkarıldığında birçok şey radikal bir şekilde yeniden biçimlenir..
Daha Arınç suikastı plânı ile ilgili davası açılmadı. Kozmik Odadan ne çıktı, onu da bilmiyoruz.. 2 kamyon dolusu el bombasının sırrı da hâlâ çözülmüş değil.
Bakalım o zamana kadar kimlerin kirli çamaşırları ortaya dökülür, kimin kasetleri çıkar ortaya, kim tasını tarağını toplar gider bir yerlere göreceğiz..
Bu işin henüz çok başındayız, ama, birileri bunu kabul etmek istemese de, geri dönülmez nokta çoktan aşıldı..
Aslında meydan okumaları, tehditkâr açıklamaları ile daha fazla şimşekleri üzerilerine çekiyorlar..
Bazı gerçekleri kabul etmek istemiyorlar. Çünki o gerçekleri kabul ettiklerinde, kabul etmek zorunda kalacakları başka gerçekler de var. Ama işte bunu kendilerine bile itiraf etmek istemiyorlar..
Terör, ekonomik kriz, bir büyük afet, aceba yeni bir umut olabilir mi, kurtuluş için! Bana kalırsa bu ham bir hayalden başka bir şey değil.. Cesaret ve kararlılık gösterelim derken aslında kendilerini daha da zor bir durumda bırakıyorlar.. Ama artık sanırım, yakın bir gelecekte herkes bu ülkede artık bazı şeylerin geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde değiştiğinin farkına varacak. Selâm ve dua ile..

 
yeni akit