Kıdem tazminatının garantiye alınması için, bana kalırsa bir kıdem fonu havuzu oluşturulmalı.
Bu fonlar Borsada işlem gören fonlar olmalı ve devlet bu fonları ayrı denetlemeli ve garanti altına almalı.
Bu maksatla ayrı bir fon yönetimi oluşturulmalı.
İşlemi basitleştirmek için, işletmeler kıdem tazminatı akçelerini belli bir hesap üzerinden bu fon havuzuna aktarmalı.
Hak sahibi, fon havuzunda biriken parasını özel olarak tanımlanmış fonlara aktarmalı. Bu fonların getirisinden memnun olmazsa, başka fona da aktarabilmeli..
Mesela bu fonlardan biri tamamen Riba’dan arındırılmış bir fon olabilir..
Bu maksatla oluşturulmuş yatırım fonları olabilir.. Kendi çalışanının kıdem tazminatını yatırdıkları bu fondan aynı işletmeler, yakın vadeli ya da uzun vadeli fon desteği sağlayabilmeli.
Kişiler adına yatırılan kıdem tazminatı akçelerinin tamamı, hiçbir zaman tek fona aktarılmamalı. Mesela bunların %25 kamu kaynaklarına aktarılabilir. %25’i değerli maden ve taşlarda tutulabilir. %25 yatırım fonlarında ve/veya menkul değerler, %25’i gayrimenkul üzerinde tutulabilir.
Bizim borsayı daha da canlandırmamız gerek. Böyle büyük bir fonun borsaya aktarılması ile BİST tavan yapar. Sanırım bu konu sadece Sosyal Güvenlik Bakanlığının değil biraz da Himmet Karadağ’ın “Himmet”ine muhtaç.
Mesela, şu otomotiv sanayi ile ilgili olarak, “Sarı Sertifika” çıkaralım. TÜRKİYE’DE 98.000 TAKSİ VAR. AYRICA BUNA İLAVE OLARAK 35.000 KORSAN TAKSİ VAR. BU TAKSİLERİN 18.000’İ İSTANBUL’DA. İSTANBUL’DA TAKSİ PLAKASI 1,5 MİLYON TL. TAKSİ ŞOFÖRÜ SAYISI 100.575. 100.000 TAKSİNİN %10’U BU FONA KATILSA, 10.000 YAPAR. AYDA 1000 TL’DEN, AYLIK KATILIM PAYI 10 MİLYON LİRA EDER. YILLIK 120 MİLYON LİRA. BUNUN YILSONU KÜMÜLATİF DEĞERİ YAKLAŞIK 150 MİLYON LİRA’DIR. %100’Ü AYLIK 100 MİLYON, YILLIK 1.2 MİLYAR EDER. BUNUN YILSONU KÂRI İLE DEĞERİ YAKLAŞIK 1,5 MİLYAR EDER.
Taksiciler, elektrikli otomobil fabrikasına bu şekilde ortak olabilir, ya da ön ödeme ile kendi ürettikleri otomobili çok düşük bir maliyetle satın alabilir..
Bunu sadece taksiciler değil, 2 yıl sonrasını planlayan her kişi ve grub da alabilir..
Bunu ille de bir ön ödemeli satış olarak görmeyelim. Bir yatırım fonu oluşturuluyor. Tasarruf ediliyor, Prefinansman sağlanıyor ve üretilen otomobilin hazır bir müşteri potansiyeli daha ilk günden örgütlenmiş oluyor. Taksi esnafı da, herhangi bir yatırım fonundan daha fazla kendine kâr sağlayacak bir kaynağa kavuşmuş oluyor.
Tahmini bir hesaplama ile AYDA 1000 TL’DEN YILLIK DEĞER 12.000, 3 YILLIK TOPLAM 36.000 LİRA YAPACAKTIR. NEMALANDIRILMIŞ DEĞERİ YAKLAŞIK 42.000 LİRA OLACAKTIR. KİŞİ BU PARAYLA YAKLAŞIK 60.000 LİRALIK BİR OTOMOBİL ALACAKTIR..
Bakın, elektrikli otomobiller gelince günlük yakıt parası 10-25 lira arası olacak. Bunlar akıllı otomobiller olacak.. Taksi plakasına milyon lira verenler için, özel kurumsal filo araç kiralama istasyonları kurabilecekler. Yahu bir araya gelin, petrol fabrikası da kurarsınız, akü fabrikası, yedek parça fabrikası, lastik fabrikası da kurarsınız.
Yeni sistemde taksi duraklarında bekleyen otomobiller var. Siz taksiye biniyor, direksiyona geçiyor gidiyorsunuz. Gideceğiniz en yakın taksi durağına aracı bırakıyorsunuz. Taksi durağı aracının nereden çıktığını, nereye gittiğini, kaç lira kazandığını biliyor. Müşteri de nerede araç var onu görebiliyor.
2. sistem yeni oluşuyor. Orada şoför de yok. Araca biniyorsunuz, tek kişilik, 2-3-4-5-7 kişilik araçlara, sesli olarak ya da yazılı olarak şuraya git diyorsunuz gidiyor. Şoför yok. Siz artık araçtan değil, büronuzdan, evinizden olup-biteni izliyorsunuz.
Eski hali unutun. Yarın bunları hep dışarıdan ithal edeceksek, çok pahalıya mal olur, taksi sahibi de, şoförü de, vatandaş da bu bedeli öder. Ama ihtiyacınız olanı siz üretirseniz tüketim kölesi değil, üretici efendi olursunuz.
Şimdi ayda bin lirayla geleceğinizi satın alabilirsiniz. İsterseniz 10 hisse alın, isterseniz bu fona daha fazla para yatırın fabrikanın kalıcı ortağı olun. Başkasının sarı sertifikasını alın ya da kendi sertifikanızı satın. Yarın bu yatırım için para ihtiyacı kalmadığında, fon yeni sertifika üretmeyecek. O zaman sertifikalar prim yapacak. Sarı sertifikaları toplayın, rayiç bedel üzerinden fabrikanın hisse senedini alın.
Bu şekilde halkın iştiraki ile birçok alana yatırım yapılabilir.
İsterseniz kendi aranızda bir kooperatif oluşturun, kooperatif olarak bu fona katılın. Hani, “ben bu işten anlamam” diyorsanız, 7-10-50-100, neyse taksi durağında kaç kişi varsa, kendi aranızda bir araya gelin, fona tek elden para yatırın.
Dahası bu arada kooperatif araç alımı, satımı, kiralaması, bakımı, petrol, lastik, sigorta işlemlerini de tek elden yapsın..
Bakın haber veriyorum, yarın sistem değişince taksiciliğe yatırım yapan da, taksi plakasına para yatıran da bu işin altında kalacak.. Şoförsüz otomobiller geliyor, elektrikli, bilgisayarlı otomobiller geliyor. Otopark sorunu da bitiyor. Ehliyete de gerek yok artık araç kullanmak için. Araba kapınıza geliyor, arabanıza, “kendine bedava park edecek bir yer bul git” diyorsunuz gidiyor. “Şu saatte, şuraya gel” diyorsunuz geliyor. İyi mi?
Bunlar hayal değil artık. Dron / Uçan otomobiller test aşamasında. İHA’lar gibi İKA (İnsansız kara araçları) yollara çıktı bile. Haberiniz olsun.. Sonra “tüh be” demenin faydası yok. Sonra eller aya giderken biz Kılıçdaroğlu gibi yaya gideriz. Kılıçdaroğlu’nun yol, yürüyen merdiven, tünel, tren ve uçakla arasının iyi olmadığını biliyoruz. Şoför olsaydı, kesin “ters yol”a girer ve sonra da “burada herkes ters yolda gidiyor” diye kıyameti kopartırdı..
Biz Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi yapmayalım. Düne dair ne varsa dünde kaldı, şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır. Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal! Selâm ve dua ile.
yeniakit