Savcı Mehmed Selim Kiraz’ın şehadeti bazı gerçeklerin daha iyi bir şekilde anlaşılmasına vesile oldu. Kiraz şehadeti ile bir milletin ufkunu aydınlatan, yakıtı kendi kanı olan bir meşaleyi tutuşturdu..
M. Selim Kiraz’ın muhterem babası Hakkı Kiraz’ın cenaze törenindeki asil duruşu, vakarı, saldırıya ilişkin mesajı her türlü övgüye layıktır. Allah kendinden razı olsun.
Hemen belirtelim ki, bu kanlı saldırı karşısında, CHP, MHP genel başkanları ve bazı BDP’lilerin mesajları skandal mahiyetinde, ruhsuz, vicdansız, erdem içermeyen, hezeyanla ifade edilebilecek bir rezaletti. Aynı rezalet, Doğan mediası, paralel media ve iktidara karşı bir çatı oluşturan malum media için de sözkonusu idi..
Sosyal mediada, paralel mediada kriz çıkacak, ortalık karışacak beklentisi içindeki paralel tetikçiler neredeyse zil takıp oynayacaklardı. Elektriklerin kesilmesi, terör saldırısı nisan ve mayıs ayı ile ilgili felaket beklentilerine ilişkin kehanetlerinin gerçekleşmekte olduğuna ilişkin umutlarını artırdı.
48 saatte kim kimdir, kim nerede duruyor gördük.
İnsanlar keder ve neş’e anında kendini çabuk ele veriyor. Kimi siyasetçiler ve basın mensupları, kendilerini ele verdiler. Kimi güya sanatçı idi ve toplumun tanıdığı isimlerdi bunlar.. Bu politikacılar, sözde aydınlar ve basın mensupları cenaze törenine katılmadılar. Katılamadılar.
Nazlı Ilıcak, Mirgün Cabas, Ferhat Tunç, Barış Atay, Ceyda Karan, Banu Güven, Fehim Taşdelen sosyal mediadaki o mesajlarından sonra şimdi nasıl milletin huzuruna çıkacaklar..
İç güvenlik yasasında kol kola girerek direnenlerin gerçek niyetleri şimdi daha iyi anlaşılıyor.. Yüzlerine maske takan militanları kim niçin korumaya çalışıyor şimdi daha iyi anlaşılıyor.. Kimi, teröristlere “eylemci” diyor operasyonu “infaz” olarak tanımlıyor.
Farkında mısınız, 3 günde 4 THY uçağına bomba ihbarı yapıldı. Rahat birilerine batıyor anlaşılan. Birileri sisli hava peşinde, suyu bulandırmak isteyen birileri var. Bunların yerli ve yabancı işbirlikçileri kim onları biliyoruz artık.
Bu saldırılar seçime kadar sürebilir. Ama daha ilk hamlede kirli oyunları geri tepti. Millet bu kirli oyunların arkasındaki karanlık yüzleri ve bu hainlere alkış dağıtan alçakları bir kez daha yakından tanıdı. Birtakım saflar da yaşanan gerçekler karşısında bulundukları yeri gözden geçirmek için bir fırsat yakaladılar.
Katil Şafak’ın ilk vukuatı değil bu. Şafak’ın anne babası daha önce çocuklarının yakalanmasına sevinmişler. Çocukları ilk kez terör olayına karışmıyor.. Bu konuda ailelerin, istihbarat örgütlerinin, polis ve savcıların ve tabii hakimlerin daha dikkatli davranması gerekiyor..
Muhalefetin teröre karşı iktidarla daha ciddi ve samimi bir işbirliği içinde olması gerek. Parlamentoda grubu bulunan partilerin bu konuda durumları ortada.. CHP zaten bir felaket, Kılıçdaroğlu deseniz, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Hatta daha beter.
BDP’nin zaten kimin sesi olduğu belli. Peki MHP nerede duruyor. MHP’nin derdi ne? AK Parti karşıtlığı onu da CHP’nin yanına savurdu.. Bahçeli, MHP’yi CHP ile aynı çatının altında yan yana getirdi. Ekmel bey projesindeki işbirliğinin bu seçimde de devam edeceği anlaşılıyor.. MHP’nin iç güvenlik yasasında BDP ve CHP ile aynı yerde duruyor olması oldukça düşündürücü.. Bu kirli koalisyonda paralel yapının önemli bir yeri olduğu görülüyor.
Bu terör olayı ile bir küçük not daha. Terörün içeride ve dışarıda hamileri, işbirlikçileri, destekçileri de vardır. Terörist ya bir biyonik robot, kukladır ya taşerondur.. Bu kör şiddet kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olacağız. Bu anlamda batılı ülkeler ucuz, bayat, ruhsuz kınama mesajı yerine, ülkelerindeki, elleri altında tuttukları teröristleri daha fazla himaye etmekten vazgeçmelidir. Böyle bir dostluk olmaz..
Bu olay hepimiz için ders olsun. Şimdi bu cinayetin arkasındaki yerli yabancı, iç ve dış bağlantılarının bir an evvel araştırılıp, sonuçlandırılması gerek. Selâm ve dua ile.
yeniakit