ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından kışkırtılan, acemi medyanın, İran’a yönelik dezenformasyon kampanyası gözler önüne serildi. Görünürde askeri amaç taşımayan 5 İran devriye botu, Hürmüz Boğazı’ndaki 3 ABD savaş gemisini taciz etmekle suçlandı. Pentagon Sözcüsü Bryan Whitman’ına göre İran botları tehlikeli ve potansiyel olarak düşmanca niyetler taşıyordu;
“6 Ocak 2008 tarihinde meydana gelen karşılaşma, 15-25 dakika sürdü. Whitman, ABD donanması ile İran savaş gemilerinin karşı karşıya gelmesi olayına atıfta bulunarak, “Şu ana kadar bu ciddi durumdan önemli bir olay doğmadı’ dedi.” (7 Ocak 2008-Bloomberg)
“Belli bir noktada ABD gemileri, İranlılardan tehditkar radyo mesajları aldı. Cosgriff ‘gerçekten gemilerimizi çeviriyorlar gemiler infilak edebilir, ABD gemileri patlayabilir’ dedi.” (7 Ocak 2008-Associated Press)
“Pentagon olayın ciddi olduğunu söyledi. İranlıların eylemini, ‘dikkatsiz, umursamaz ve potansiyel düşmanca’ olarak tanımladı ve Tahran’dan bir açıklama yapmasını istedi.” (7 Ocak 2008-Arab Times)
Medya dezenformasyonu
Bush’un, Ortadoğu gezisiyle örtüşür bir şekilde Pentagon’un yoğun propagandasının niyeti; İran’ı saldıran taraf olarak sunmak. Söz konusu İran botlarının devriye faaliyetleri “ciddi bir tehdit” olarak ve bir “provokasyon” eylemi olarak sunuluyor. “The London Times” daha da ileri giderek, 7 Ocak’taki sabah manşetinde İranlı sürat motorlarının, gelişmiş savaş silahlarıyla donatılmış ABD savaş gemilerine 10 kilometre uzaktan açıkça bir intihar saldırısı girişiminde bulunduğunu yazdı; “İran sürat motorları, Hürmüz Boğazı’nda ABD’ye intihar saldırısı girişimi tehdidinde bulundu” (7 Ocak 2008)
İran devriye botları, “Amerikan gemilerini infilak ettirmek” için kamikaze türünden bir “terörist” saldırı için mi kullanılmış? Peki biz burada hangi Amerikan savaş gemilerinden bahsediyoruz? Bu sürat motorları ile iddia edildiği gibi İran’ın meydan okuduğu ABD destroyerleri ve firkateynleri, hacim ve askeri güç bakımından nasıl karşılaştırılır?
Edinilen bilgiye göre olay esnasında, 5 İran sürat motoru ve Hürmüz Boğazı’na girmiş olan 3 ABD savaş gemisi vardı. Amerikan gemileri; füze güdümlü USS Hopper destroyeri, füze güdümlü USS Port Royal kruvazörü ve USS Ingraham firkateyni idi. USS Hopper, İran sürat motorlarını anında paramparça edecek bir iki Tomahawk füzesi taşıyabilecek Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze destroyeridir. İran intihar botları tarafından tehdit edilen ikinci gemi de üzerinde Tomahawk ve Harpoon füzelerini içeren gelişmiş cephaneler ve Phalanx CIWS 2 taşıyabilen Ticonderoga sınıfı güdümlü füze kruvazörüdür. Sikorsky SH-60 ve Seahawk LAMPS III helikopterlerini söylemeye ise hiç gerek yok. Tekrar ediyorum; tehditkar süratbotları, destroyerler tarafından anında yok edilebilirdi. İran devriye botları tarafından tehdit edilen üçüncü gemi ise bütün bu sayılanlara ek olarak Mark 46 torpidosu ve LAMPS III helikopterlerine sahip olan USS Ingraham firkateyni idi.
Öyleyse tehditkar olan kim?
Olayı, uluslararası sularda bir “intihar saldırısı” olarak değerlendiren Londra’nın Times gazetesi, “İran sürat motorları ABD savaş gemilerini rahatsız etti ve radyo üzerinden bu gemileri patlatacağına dair tacizde bulundu” diyor. Ancak gerçekte Tahran’ın itinalı bir dille inkar ettiği İran sözlü tacizi dışında, rutin devriye operasyonundan başka bir şey yaşanmadı.
Olay, tarihsel bir perspektifte ele alınmalı. Gerçek baş aşağı çevriliyor. 2003 yılından bu yana, bilindiği ve belgelendiği üzere Pentagon, İran’a ve Suriye’ye yönelik ABD destekli saldırıların, kesin ve ayrıntılı planlarını yapıyor. Bu macerada, İsrail ve NATO ortak.
Ayrıca, Batılı medya kuruluşları tarafından seyrek bahsedilse de, 2006 yazından bu yana savaş hazırlıklarının bir parçası olarak, ABD donanmasının Basra Körfezi ve Arap Denizi üzerinde büyük çapta yoğunlaşması söz konusu. Gelişmiş silah sistemleriyle donanmış ABD savaş gemileri, 2006 yılından beri İran karasularının çok yakınında konuşlanmış durumda. ABD’nin büyük çaplı savaş oyunları faaliyette. İran’a karşı yönlendirilmiş birçok provokasyon eylemleri yürütülüyor.
Bu savaş gemileri İran ile ilişkili olarak ABD-NATO-İsrail savaş planları bağlamında Körfez’e yığılıyor. Bu savaş planlarının ilk aşaması, “Yakın Dönem Savaş Arenası: İran” (TIRANNT) adlı senaryo dahilinde, daha Temmuz 2003’te ABD’nin öncülüğünde başlayan Irak işgalinin ertesinde formülize edilmişti.
Amerikan askeri yığınağı
Basra Körfezi’nde ve Arap Denizi’nde deniz gücü olarak büyük bir yığılma yaşanıyor. İran botları tarafından sözümona taciz edilen 3 savaş gemisine ek olarak, ABD 5. Filosu’nun tamamı, Hürmüz Boğazı yakınlarına, İran sahili boyunca konuşlanmış durumda.
5. Filo şu an Bahreyn açıklarında bulunan ABD Donanması Merkez Komutası’nın kontrolü altında. Büyük tophane kulesinde F-18 savaş uçakları ile uzun menzilli füzeler bulunan 5. Filo, İran süratbotları tarafından tehdit edilmiş. Bu, “Davut ile Calut” olayını hatırlatıyor.
“Acil Saldırı Grubu, Hazır Saldırı Grubu veya Seferi Saldırı Grubu, diğer gemiler ve savaş uçaklarıyla birlikte 5. Filo’da 20 bin insan görev yapıyor. 3 bin destek personel de karada bekletiliyor. Gerek savaş uçaklarını havalandırsın, gerek Bahriyelileri karaya taşısın, gerek kilometrelerce uzaktaki hedeflere füze saldırısı düzenlensin gerek de barış zamanı bölgede müttefikler ile askeri tatbikat yapsın, bu, deniz gücünün dünya prömiyeri ve Amerika’nın güç seçimidir. Bu güç, yüksek eğitimli, motive edilmiş, mobilize ve her an, her yerde saldırıya hazır kapasitedir.” (www.cusnc.navy.mil/command/index.html)
Buna rağmen 5. Filo Komutanı şimdi tutmuş, “tehdidin, İran botlarından gelip gelmediğini bilmenin yolu olmadığını” söylüyor ve ABD’yi taciz eden İran botlarının, daha geniş ve fazla tehditte bulunabileceklerini iddia ediyor. Tüm iletişim araçları, radar ekipmanı, uydu görüntüleme sistemiyle birlikte tehdidi “bilmemizin” imkanı yokmuş...
(globalresearch’ten kısaltarak çeviren Burak Ülker / Evrensel)