Kıpır kıpır kesilen kuponlar...
Kıyametin alameti olsa gerek. Geçmiş ve gelecek zaman diye bir şey yok artık hayatın içinde. Her an ve her saniyeyi şimdiki zamanın içinde yaşıyoruz.
Dertop edilmiş üst üste yaşanan zamanların ateş çemberinden geçiyoruz. Çok zamanlı hayatlarımızı, üst üste giyindiğimiz katmanlar gibi sırtımızda taşıyoruz.
Birden fazla iş yapmak zorundayız ve hepsinde de mükemmel olmamız bekleniyor.
Farzı muhal, Hayrunnisa Gül Hanımefendi"nin himayelerinde açılışını yaptığımız "konuşan kitap" etkinliğinden, Taksim"deki "darbeye karşı 70 milyon adım" etkinliğine, oradan da bir koşu liselerarası kompozisyon yarışmasının ödül törenine, derken telefonlar üst üste çalıyor; "sakın annemle babamın evlilik yıldönümünü unutma, seni bekliyoruz." Başka? Memleketten yeğenler geliyor akşama bizdeler, bu arada bir ara okula uğrayıp oğlanın fen bilimleri tercihini veli olarak imzala. Peki! Başka? Doksan dokuz yere yazı yolla, Hakkari"deki sempozyumu unutma, Ankara"da müzakereci, Erzurum"da kurdele kesicisin unutma, Gülden Zimbabve"ye, Hakan Şam"a, Hasibe Abla Kudüs"e çağırıyor, eski arkadaşların küsüyor, hastalar, taziyeler, doğumlar, Allah bir yastıkta kocatsınlar hep sırada hep sırada, program yap, durma, program yap, haplarını iç, tesbihini çek, bildiri hazırla, düdük çal, slogan at, tefsir dersine çalış, uyuma uyuma, kalk oku, tercüme yap, çamaşır as, kediciğin yemini suyunu kontrol et, dava aç, pankart aç, yol aç, radyo aç, hep gülümse, ama ne olursa olsun enseyi karartma, moralini yüksek tut, omuzlarını düşürme, rap rap rap rap rap"
-
Hepsini bir kenara bırakıyorum.
Bugün son günüymüş, "toparlayıp vermek lazım" diye hatırlatıyor kapı komşum. Derhal kupon kutusuna çevirdiğim şekerlikteki umre kuponlarımı çıkartıyorum. Başlıyorum kenarlarını düzelterek kesmeye: Kıtır kıtır, gırç gırç, kıpır kıpır" Her şey bir kenara, dünya, atmosfer, güneş sistemi, küresel ısınma, yaşlanma belirtisi olarak gözlerimin altına yerleşen tüm çizikler hepsi ama hepsi, bir köşede dursunlar. Benim kuponlarım var! Umre"nin hayalleri içinde keyifle kupon kesiyorum şimdi. "Kaaabenin Yooolları bööölük bölüktüüür, Benim yüüüreğim deeeelik deşiktir!" Onca kalabalığın ve zamansızlığın içine bembeyaz bir hayal yolu gibi düşüyor Kabe zihnime. Hayalini kurmak bile insanı değiştirecek derecede sihirli" "Bugün son günmüş, hemen yetiştirmeli."
Ama o da ne? Tam beş adet kuponum eksik. Derhal mırıldandığım ilahi kesiyor sesini. Nasıl olur bu? Kısa bir çığlık! Ardından ev içinde ilan edilen sıkıyönetim. Tropik bir adayı andıran çalışma odam (misafir odasını iki yıldır çalışma odası yaptım) ve masamda aranmadık dip köşe, kitap arası, kağıt arkası bırakmıyorum. Yok! Yok! Yer yarılmış da kuponlar sanki içine kaçmış" Az evvelki munis ilahi, yerini derhal birtakım tehditkar sloganlara bırakınca, çocuklar da arama kurtarma ekibi oluşturuyorlar. Derken kuponlardan birisi ekmek kızartma makinasının üstünde, diğeri inanılmaz bir şekilde çamaşır tozu kutusunda, ortaya çıkıyor.
Kaldı üç!
Uğurlu sayım bilirdim üçü, hey Rabbim demek ki hakikaten bid"atmış uğurlu sayı dedikleri şey, Sen bu derbeder kulunu uğurlu sayısı ile sınıyorsun anlaşılan. Aha da bulamadım, aha da yok kuponcuklarım" Dünya, ah dünya, simsiyah bir gezegenmiş meğerse, dünyam kararıyor, az evvel kıpır kıpır neşeyle konuşan makasım, ağzı açık kalakalıyor" Üç kupon eksik!
Doksan dokuz kere bilumum dağıtıcıları arayıp başımdan geçenleri tane tane anlattığım halde sonuç yok. Rıfat"ı arıyorum, beni Fazlı Bey"e, Raif Bey"e, Beylerbeyi"ne, binbir beye bağlandıktan sonra, ancak Balıkesir"e konferans sözü vererek üç kupona kavuşuyorum. Huuuh! Feci bir performans! Beşe beş saniye kala, alelacele evrakları ellerim titreyerek dolduruyorum, katılım kurası için numaralarımıza kavuşuyoruz Emine"yle"
Duyduğuma göre bu kupon işlerinden mütevellit pek çok evde hafif tertip itiş kakış peydah olmuş, yok ben gideceğim yok sen gideceksin diye. Hemen yetkililere buradan bildirelim ki, kadın okuyucularımız şikâyet etmekte yerden göğe kadar haklıdır, zira erkekler kesip biriktirmedikleri halde, kuponlara kendi isimlerini yazıp yollamaktadır. Şayet bu iş bu şekilde devam edecek olursa işte şuraya yazıyorum ki; kupon mağduru Vakit okuru kadınlarla acilen bir dernek kurup Taksim"de eylem yapma kararı alacağız. Ona göre! Ya Rabbi eylemsiz protestosuz bir işimiz olmayacak mı bizim?
vakit