Vakit gazetesi yazarlarından Sibel Eraslan Lal Üniversitesi saldırısı ile ilgili bilgilendirici bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...
Lal...
Kırmızıya boyanmış yüzünden dolayı "LAL" adı verilen külliye (kampus) artık yok. Kırmızı Üniversite"yi boynundan vurdular, kıpkırmızı bir kan gölüyle hafızalarımızda oturacak dilsiz haliyle bundan sonra"
Lal; biraz dilsiz, biraz utangaç" Lal: biraz yakut, biraz hayal, kiminle evleneceğini görmek isteyen genç kızların yastıkları altına koyup da rüyaya yattıkları kızıl taş" Lal: Dünyaya en tehlikeli teröristler olarak tanıtıldığı halde ellerindeki tek silahı; uzun bambu sırıkları ile çarşafın altından giyindikleri spor ayakkabıları ve çok hızlı koşmaları ile ünlü -şimdi hepsi ölü- üniversiteli kızların okulu"
Sekiz günlük ablukadan sonra, en nihayetinde 50 üniversite öğrencisini feci şekilde öldürerek, şeriat tehlikesini bertaraf etti Pakistan" Yetkililerin ifadesiyle Kırmızı Medrese"yi, "radikal dincilerden temizlemek istiyorlardı". Temizlediler.
1965"de kurulmuş Lal Medresesi, o tarihten beri eğitim veriyordu, kampüste iki büyük üniversite yer alıyordu, birisi Mescid"e bitişik erkeklerin devam ettiği fakülteler olarak bilinen Lal Üniveristesi, diğeri ise hemen karşısındaki Hafsa Fakülteleri ki buraya kız öğrenciler devam etmekteydi. Lal Üniversitesi, 1923"te kurulmuş Hakaniyye Üniversitesi"nden sonra Afganistan"a mücahid yetiştiren dünyanın en büyük ikinci okulu olmakla da ünlüydü. Lal Medresesi"nin, Pakistan siyasal yapısında da önemli bir yeri vardı. Zira Zülfikar Ali Butto"ya yönelik öğrenci eylemleri ve halk hareketleri çoğu kez başlangıcını bu kampusten yapardı. Ziya ül Hak döneminde mescidin kurucusu Üstad Muhammed Abdullah devlet yönetimiyle çok yakın ilişkiler içindeydi, hatta Pakistan"da başka mühim üniversiteler de kurdu" Fakat Ziya ül Hak sonrası yönetimler ve bariz ABD etkisi altında şekillenen ülke siyaseti ile Lal Üniversitesi'nin yolları giderek ayrılıyordu. 1998 yılında Rektör konumundaki Muhammed Abdullah bir suikast sonucu öldürülünce, şii-sünni bloklaşmasını da gündeme taşıyacak bu cinayet, kabileler arasında da ciddi kutuplaşmalara sebep olacaktı maalesef"
2005 yılında Lâl Mescidi imamı Abdulaziz'in öncülük ettiği ve 500 Pakistanlı âlimin imza attığı fetva sorunların başı oldu. Bu fetvada Pakistan ordusunun kabilelerin yoğunlukta olduğu Veziristan bölgesindeki saldırıları şiddetle kınanıyor ve öldürülen kabile üyelerinin şehid, öldürülen Pakistan ordusundaki askerlerinse cenaze namazının dahi kılınmasının caiz olmadığı kaydediliyordu. Bu fetvanın yayımlanmasından sonra Pakistan yönetimi ile Lâl Mescidi arasındaki sorunlar kopma noktasına geldi.
Lal Üniversitesi"ndeki protestocu öğrencilerin lideri olarak takdim edilen Abdürreşid Gazi, üniversitenin kurucusu Muhammed Abdullah"ın oğluydu. Hafız olarak yetiştiği halde babasına muhalefet ederek dini okullarda değil de devlet okullarında tahsilini tamamlayan Abdürreşid, Kaidi Azam Üniversitesi mezunu idi ve tarih bölümünde master yapmıştı. Çok iyi derecede İngilizce bilen Abdürreşid, 1989 yılında Pakistan Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalıştı, Birleşmiş Milletler"in (UN) İslâmabad Bürosunda eğitim müsteşarlığı yaptı. Fakat 11 Eylül Saldırılarından ve Afganistan işgalinden sonra bu görevlerinden ayrıldı. Dünya onu, genç üniversitelileri Afgan işgaline karşı koymaya çağırışıyla tanıdı" 2001"de kurduğu "Afganistan"ı Savunma Hareketi" Amerikan medya gücü tarafından derhal Taliban ilişkisi şeklinde değerlendirildi. Bu aşamada birkaç kez Taliban"ın merkezi konumundaki Kandahar"a da geldi gitti, Taliban ile bağlantısı bu seyahatlerden sonra daha fazla dillendirilmeye başlandı. Zaten ABD nezdinde Afganistan işgaline karşı çıkan herkes Taliban damgası ile işaretlenmekteydi. Ardından Londra"daki metro saldırılarında tutuklanan İngiliz vatandaşı gençlerin de Lal Üniversitesi'yle bağlantısı olduğu söylendi. Her şey hızla birbirini takip ediyordu" Perviz Müşerref ABD"nin baskısıyla üniversiteyi sıkı denetim altına almıştı.
Aylardır polis ablukası altında olan okul, bazı güvenlik memurlarının giriş çıkışta kız öğrencilere yönelik sataşma ve taciz eylemleriyle iyice kızışmaya başladı. İslâmabad"daki genelevlerin sayısındaki artış, kumarhaneler ve pornografik yayınlar karşısında sürekli eleştiri ve boykot yapan kız öğrenciler, bardağı taşıran bu son damlayla öğrenci boykotunda ön sıraya geçtiler. Ellerine aldıkları bambu sırıklarla, göz yaşartıcı bomba ve tanklara karşı okuldan çıkmama eylemi yapmaya başladılar" Hükümet tel örgülerle ablukaya alıp, yaylım ateşine tuttuğu fakültelerde Abdürreşid Gazi de olmak üzere tam 50 öğrenciyi hunharca katletti. Din adamlarının yapmaya çalıştığı arabuluculuk, Müşerref"in sert tavrı yüzünden sonuç veremedi. Öğrencilerin kıstırıldıkları dersliklerden bilgisayar aracılığı ile yayınladıkları son görüntülerde, Abdürreşid Gazi; ablukaya alınıp hunharca kıstırılmalarının tam bir tecavüz olduğunu, kendileri için artık şehadetin kaçınılmazlığını anlatıyor.
Öğrenci boykotları, Fransa veya Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde demokratik hak arayışı olarak algılanırken, Orta Doğu ve İslâm coğrafyalarında derhal Taliban ile bağlantılı olarak servis ediliyor. Oysa sadece fotoğraflar bile Lal Üniversitesi"nde kıstırılarak öldürülen 50 öğrencinin akıbetini gösterir boyutta" Tam techizatlı Pakistan Ordusu"nun karşısında ellerindeki bambularla karşı koymaya çalışan kız talebeler"
Kasım"da seçimlere hazırlanan Perviz Müşerref için de feci bir itibar kaybı anlamındaki bu katliam, Pakistan"ın kabilelere dayalı nüfus yapısı içinde yeni bölünmeler ve kanlı çarpışmaların habercisi gibi" Lal Üniversitesi katliamı; bölgedeki bağnazlaşmış şii-sünni guruplaşmasının da beslediği kaos ortamında, yeni katliamların tetikçisi olacağa benziyor. Allah'tan kardeşlerimizin kalplerine ümmet bilinci ve İslâm kardeşliği şuurunun bir sekinet olarak indirilmesini niyaz ediyoruz" Şimdi tevhid ve dirayet zamanı"
Vakit / Sibel ERASLAN