Katliamla ilgili konuşan Mardin Valisi'nden radikal açıklama
Tüm Türkiye'yi yasa boğan ve koruculuk sistemi üzerinde tartışmalara neden olan Mardin'deki katliamla ilgili, şehrin valisi Hasan Duruer NTV'de Can Dündar'ın sorularını yanıtladı.
Vali, şaşırtan ve tartışılacak bir çalışmadan ya da öneriden bahsetti. Koruculuk sisteminin katliamda belirleyici olmadığını, kıskançlık faktörü üzerinde durduğunu belirten Duruer, cahillik vurgusu yaptı ve kız çocuklarının okutulması konusunda örf, adet ve inançları göz önüne alarak ayrı okullar, yurtlar yapılması gerektiğini söyledi.
Can Dündar'ın soruları ve Vali Duruer'in tespitleri şöyle:
Can Dündar: Mardin'i hoşgörü ve güvenlik sorunlarının fazla yaşanmadığı bir kent olarak biliyoruz. Sizin eskortsuz gezdiğinizi de öğrendik. Böyle bir vahşet nasıl yaşandı?
Hasan Duruer: Mardin gerçekten bir hoşgörü kenti. 24 tane medeniyetin, binlerce kültür ve dilin buradan geçtiğini ve yaşadığını düşünürsek, bu hadiseyi izah etmek çok zorlaşır. İnsanlar yüzyıllardır hoşgörü içinde yaşıyorlar. Kürdün Türkle, Müslüman'ın Süryani'yle Arap'la sorunu olmamış. Bu açıdan da son derece üzgünüz.
Can Dündar: Neden? diye sorarsak. Kamuoyu ihtimaller üzerinde konuşuyor. Siz ne diyebilirsiniz?
Hasan Duruer: Bildiğim kadarıyla iki aile arasında uzun yıllardır devam eden bir husumet var. Kan davasına dönüşmemiş ama çıkar çatışması neticesinde böyle bir katliam olmuş gibi görünüyor. Bu gerçek mi, değil mi mahkemeler ortaya çıkaracaktır ancak şu an için görünen sebep bunlar gibi...
Can Dündar: Kıskançlıktan söz ettiniz. Kadın ve koruculuk meselesi de konuşuluyor. Basına yansıyan iddialar da var; onlar doğru mudur?
Hasan Duruer: İfadelerin çoğu doğru değil. Kıskançlıktan bahsedilen; bir tarafın zengin bir tarafın ise biraz daha fakir olması. Hadisenin koruculuk meselesiyle ilgisi olmadığını değerlendiriyorum. Köy tamamıyla korucu; 24 korucu var. Kin, husumet, nefret, intikam alma duygusu yani tam bir ilkellik var. Mardin'e yakışmayan bir hadise.
Can Dündar: Köyün özelliği nedir. Okur-yazar oranı, etnik kimlik durumu... Bunlar sorun yaratmış mıdır?
Hasan Duruer: Etnik kimliğin sorun yarattığını düşünmüyorum. Köy, Mardin'in en güzel köylerinden bir tanesi. Eski adı Kırkçeşme. Köyü gördüğünüzde, güzellikleri de görüyorsunuz. 'İnsan neyi paylaşamaz bu dünyada?' diye düşünüyorum.
Can Dündar: Devlete ait silahlar kullanılıyor. Bu devlet açısından bir sorun değil mi?
Hasan Duruer: Şu an incelemeler yapılıyor. Hangi silahların kullanıldığı konusu ortaya çıkacak. Kullanılmış olma ihtimnali de var tabii. Şu an için kesin bir şey söyleyememem...
Can Dündar: İçişleri Bakanı'nın bugünkü açıklaması?..
Hasan Duruer: Kullanılmış olabilir. Çoğu akraba bunların. Faillerden 6 tanesi ölen muhtarın yeğeni yani bacısının çocukları. 3 tanesi teyzesinin torunu... Böyle bir aile yapısı var ortada.
Can Dündar: Geride kalanlar koruma bekliyorlar. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü çalışmalara başladı galiba. Bu konuda durum nedir?
Hasan Duruer: 44 vatandaş öldürüldü. 17 tanesi bayandı ve 3 tanesi hamileydi. 6 çocuk vardı. 48 çocuk öksüz ve yetim kaldı. 31 tanesi hem annesini hem babasını, 10 tanesi annesini, 7 tanesi babasını kaybetti.
Köyde, psikolojik destek vermek amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çocukların devletin denetimi, gözetimi altında yurtlara yerleştirilebileceğini söyledik. Şu an acı taze olduğu için, köylüler yanaşmak istemedi ve 'biz sahip çıkarız' dediler. İnanıyorum ki, ileride devletin şevkatli ellerine teslim olacaklardır. Elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz.
Can Dündar: Bir göç hazırlığı var mı?
Hasan Duruer: Özellikle faillerin aileleri köyü belli ölçüde terk etti. Geri kalanlar da gitmek istiyorlar; kan davasına dönüşmemesi için. Biz vatandaşların güvenliğini sağlamak için bir karakol kurduk...
Can Dündar: Turizm açısından korkularınız var mı? Bazı iptaller olmuş sanırım...
Hasan Duruer: Hoşgörü kenti ve turizmin etkilenmemesi mümkün değil tabi ama umarım kısa sürer...
Can Dündar: Dün konuştuğumuz Mardin Üniversitesi Rektörü Prof. Serdar Bedii Omay, modarnite-gelebek çatışması yorumu yaptı, katılır mısınız?
Hasan Duruer: Rektörümüzün sözlerine katılıyorum. Maalesef bölgede bir cehalet hakim. Özellikle kadınların ve kızların eğitimi konusunda... Bütün sebep cehaletten kaynaklanıyor. Eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Bu konuyla ilgili herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Eğitimle ilgili desteklere ihtiyacımız var. Okul öncesi eğitim, kızların kadınların eğitimi konusunda çok ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor.
Can Dündar: Siz bir vali olarak bu konunun çözümü için ne tavsiye edersiniz?
Hasan Duruer: Olay sosyolojik ve psikolojik açıdan çok iyi değerlendirilmeli. Buradaki aşiret yapısının, töre düzeninin, insanların yapısının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Kız çocuklarının okuması konusunda gayret göstermemiz gerekiyor. Yörenin inançları gereği, kız çocuklarının ayrı okullarda okumasının faydalı olacağını düşünüyorum. Erkeklerle aynı okullarda okumaları istenmiyor. Bu çocukları eve mahkum etmemek için, çok sayıda kız okullarına, yurtlarına ihtiyacımız olacaktır.
Okul öncesi eğitimi açısından yüzde 20'ler düzeyindeyiz. Bu çok süratli biçimde yüzde 80'lere 100'ler çıkartılmalı. Şu anda kızların okuması gibi bir şeyin söz konusu olamayacağını değerlendiriyorum. Kızlarımızı kadınlarımızı eğitirsek, aile ve toplumu eğitmiş oluruz...
Biz geçen hafta şiddetin önlenmesi konusunda anne-baba eğitimi çalışması yapmıştık. Buna devam etmemiz gerekiyor. STK'ların her konuda yardıma, hayırsever iş adamlarına okul yapma davetinde bulunuyorum. Eğitim problemini çözmek zorundayız.
Can Dündar: Kız çocuklarının ayrı okuması düşüncesini bakanlara ilettiniz mi?
Hasan Duruer: Çalışmalarda bulunuyoruz. Yörenin örf, adet ve inançları gereği ayrı okulların olması; eve mahkum olmasından daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.
Can Dündar: Soruşturma ne zaman bitecek? Önümüzdeki süreçte bizleri ne bekliyor?
Hasan Duruer: Şu anda tahkikat safhasında ve mahkemede dava açılacak. Ne kadar sürecek bilemem. Mardin hoşgörü kentidir ve bu olayda köyde olmuştur. Bütün Mardin'e mal edilemez. Mardin tekrar eski güzel günlerine kavuşacak diye düşünüyorum. İnşallah çok fazla etkilenmeyiz.