Nuh Gönültaş - Bugün
Kızları rahat bırakın ulen...
Türkiye'de problemlerimizi çözmemek için direnen bir yapı var. Ne zaman bir problemin çözümüne doğru bir adım atılırsa o zaman yuvalandıkları yerden fırlayıp "milleti tehdit" ediyorlar!
Yazar E-Posta: ngonultas@bugun.com.trHaber Tarihi: 19 Ocak 2008Aman Kürt Sorunu çözülmesin... Aman Kıbrıs Sorunu çözülmesin... Aman Türban sorunu çözülmesin... Aman dikta anayasası sorunu çözülmesin...
Çözümsüzlükten beslenen çevreler var Türkiye'de... Her bir sorunumuzun çözümü karşısına "Ülke bölünür, rejim elden gider, Türkiye karanlığa gömülür" gibi saçma sapan korkularla çıkıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti değil, sanki bir tür "Tehdit Cumhuriyeti." Başbakan çözüm için adım attı ya rejimin gölgelere gizlenmiş bütün heyulaları ortaya çıktı.
Başörtülü kızları teröristlerle eş tutan bu insanlara ne demeli bilmiyorum. Kendi rezillikleri televizyonlarda yayınlanmasın diye kırk takla atan bazı enkırmen kılıklı pornocu adamların, gizli kameralar yollayarak hastanede çalışan başörtülü insanları -affınıza sığınarak yazıyorum- sanki fuhuş yapıyormuş gibi basmaya çalışmasını aklım almıyor.
Haberde "Burada durum gerçekten çok vahim" cümlesini bile kullandılar. Bu insanlardan daha ne bekliyorsunuz? Kendilerine yapılan onca zulüm ve baskıya rağmen seslerini çıkarmayan, vergisini ödeyen, suça bulaşmayan, işinde gücünde bu insanlardan Allah aşkına daha ne istiyorsunuz? "İnancım gereği örtünüyorum" diyen bir genç kıza "Yok, sen yalan söylüyorsun" diyerek iftira atmak, onu türban-üstü peruk gibi sakil yöntemlere zorlamak mahalle baskısı olmuyor da, başörtüsü serbest olursa bu insanların okullarda terör estireceğini iddia etmek neyin nesi oluyor?
Eğer başörtülülerin üniversitelerdeki varlığı diğer kızlar üzerinde baskı oluşturacaksa, o insanların bir kısmı zaten peruk takarak eğitimlerini sürdürüyor. Bu mantığa göre peruk takan kızlar, takmayanlar üzerinde mahalle baskısı oluşturmuş olmuyor mu?
Ya da tersinden bakarsak, açık kızlar, kapalılara baskı yapmış olmuyor mu? Meselenin özünü kaçıran bu saçma yaklaşımı uzatmak mümkün elbette. Ama her şeyden önce yapılan mesnetsiz, ahlaksız ve tutarsız yayınlar, bir başsavcı tarafından kaleme alındığına...
İnanamadığım tuhaf duyuru... Bazı politikacıların rejim elden gidiyor havalarındaki tavrı kalp kırmanın çok ötesine geçti. Onlar sizin-bizim bacımız, eşimiz, kardeşimiz, ablamız, annemiz yahu. Bu ne öfke, bu ne kin, bu ne aymazlık. Teröre mi bulaştı bu insanlar? PKK'dan daha mı tehlikeliler? Ülkenin bir numaralı problemi mi başörtüsü? Biraz insaf, biraz izan, biraz mantık ve sağduyu...
Başörtülü kızlarımız bıktı bu tartışmalardan ama bazıları hâlâ bıkmadı. Artık onları rahat bırakın. Mağdur olduklarında yanında değildiniz, iş hayatına atıldılar, yanlarında olmadınız. Dışlandılar, ağladılar, üzüldüler... Ama isyan etmediler. Vatanlarına ihanet etmediler.
Devletleri hakkında bir tek kelime kötü söz söylemediler. Ellerine silah alıp dağa çıkmadılar. Tek istedikleri biraz anlayış. Bu devletin, bu devletin rejiminin bu kadarcık da şefkati yok mu? Eğer yoksa, çözmeyin bu sorunu. Aman çözülmesin, sakın ha... Ama unutmayın, zamanla çözmediğiniz her sorunun altında boğulur gidersiniz!