Basın Açıklamasının Metni:
Başörtüsüne Özgürlük Mücadelemizi artık aylarla değil, yıllarla ifadelendirdiğimiz şu günlerde yaşamımızın her alanında yasağın kol gezerken buna meydan veren zihniyetlerin argümanlarının tükendiğini görüyoruz Bu sebeple artık neyi savunduklarını, neyi kabullenmediklerini dillendirirken bile kendileri ile çelişir hale düşmüşlerdir.
Yasağın işlerliğinden ellerinden geleni ardına koymayan bu zihniyetin topluma “türbanlaşma”, “muhafazakarlaşma” korkusu salarak kendi ayıplarını da örtme gayreti içerisinde olduklarının farkındayız. Mahalle baskısı korkuluğu ile sokak aralarında kimleri sıkıştırıp, kimlerin hakkını gasp ettiklerini sonrada devriye gezen amir kılığına girmeye çalıştıklarını görüyoruz. Çeteleşip sonrada sokak güvenliğine soyunanların kendi pisliklerini örtme gayreti ile adres göstermelerinin faydası olmayacaktır. Hak olan karşısında hiç bir haksızlık, karanlık da sonsuza dek saklanamayacaktır. Statüko bekçilerinin ekmeğini yağlayıp sonrada riyakar bir şekilde karşımıza geçip Demokrasi, adalet, eşitlikten dem vuranlara da, karnımız tok bizim. Zira samimiyetleriniz Türkiye de temel haklar sorunlarına ve tabi bununda içerisinde başörtüsü yasağına karşı sergilediğiniz tavrınızdan anlaşılacaktır. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bu düzende işlerine geldiği zaman demokrat, işlerine geldiği zaman hakçı, işlerine geldiği zaman laik, işlerine geldiği zaman devletçi olanları toplum midesi kabul etmemektedir. Zira herkesin maskesi bir köşe başında düşmüştür. Bizler kimsenin hak- hukuk anlayışına bakarak tavır sergilemedik, aslada sergilemeyiz. Hak ve adalet anlayışımızı kimsenin tavrına kurban etmedik, etmeyiz de. Buradan yeri geldi farklı inanç ve düşüncedeki insanlara yapılan haksızlığı kınadık, yeri geldi yasakçı zihniyetle iş birliği içinde olanları ve onların çabalarını ifşa ettik. Çünkü bizler biliyoruz ki tüm zalimler ve zalimlikler var oldukça bizler huzur içinde olmayız. Çünkü bizler biliyoruz ki sustuğumuz an bizim felaketimizdir. Bizleri kafalarındaki bir takım etiketlerle yaftalamaya çalışanlar laf kalabalığı yapacaklarına dönüp yasaklar ve yasakçılar için ne yaptığımıza, haksızlıklar karşısında sergilediğimiz tavrımıza baksınlar. Kimseye bir şey ispatlama ihtiyacımız yok. Dilediğinizi düşünmekte hürsünüz, ama düşüncelerinizin içinizdeki kini kusmaya aracı olduğunu görüyoruz. Bu tavrın karşısında da tepkisiz kalmayız.
İnancımızı, hürriyetimizi temsil eden başörtümüz de bizim varlık sebeplerimizdendir.
Yaşamın hiçbir alanında kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet alan veren ayrımı yapılarak başörtüsü yasağının meşrulaştırılması kabul edilemez. Zira kapalı bir memurun ayrımcılık yapabileceğini düşünenlerin başı açık bir memurun yapamayacağına dair garantileri yoktur. Bu niyet okuyuculuğu üzerinden yürütülmek istenen “hukuk” anlayışı açık kapalı kadınlar arasında derin ayrımcılığa da sebebiyet verecektir. Başörtüsüne mekan sınırı getirmek isteyenler boşuna çırpınmasın, bu formül de tutmayacak. Ve bizler direneceğiz tüm mazlumlar adına, tüm yasaklar ve yasakçı zihniyetler yok olana dek
Yıllardır bu meydanda yurtta ve dünya da yaşanan tün zulümleri kınadık.Ve maalesef bulunduğumuz coğrafya her türlü zülüm,entrika ve siyasi cinayetlere tanık olmaktadır.En son örneğini eski Pakistan başbakanı Benazir Butto’nun öldürülmesinde yaşadık. Darbeci Pakistan yönetimi suçu El-Kaide örgütüne attı.Ve tüm medyanın El-Kaide suçu üstlendi haberlerinden sonra El kaide bugün bunu yalandı.Evet gerçekten bu coğrafyada kimin eli kimin cebinde belli değil.Kim yaparsa yapsın biz bu suikasti kınıyoruz.Yeryüzünde hiç kimse düşüncesinden ve siyasi görüşünden dolayı cezalandırılmamalı.Dahası bu şekilde suikasta uğraması kesinlikle kabul edilemez.Umarız ki en kısa zamanda suçlular cezasını bulur,ve İslam coğrafyasında bir daha öyle kirli hadiseler yaşanmaz.
MAZLUMDER Kocaeli Şube Gönüllüsü Betül Saraç