Basın açıklamasının tam metni:
Okullarda birlik ve beraberliğin önemini anlatmak üzere öğretmenimizin bize vermiş olduğu çok bilinen bir örnek vardı. Eminim hepiniz hatırlarsınız. Bağlanmış bir tomar çubuk gösterir ve bunu kırmamızı isterdi.Denerdik ama bir türlü kıramazdık.Sonra çubukların bağını çözer, teker teker elimize verir ve kırmamızı isterdi.Bu sefer zorlanmadan kırardık çubukları.Öğretmenimiz bize döner ' bakın çocuklar güçlü olmak için bu çubuklar gibi bir arada olmanız gerekir' derdi.'Eğer bölünür parçalanırsanız zayıflar ve yenilirsiniz.
Dostları; uzun zaman önce biri bizim bağımızı çözdü. Etrafa saçıldık ve birbirimizden uzaklaştık.Teker teker kalbimizi kırıyor ve yüreğimizi acıtıyorlar. İnandığımız gibi yaşamak istediğimiz için kalbimizi kırıyorlar. Etnik kökenimiz farklı olduğu için kalbimizi kırıyorlar. Sosyal eşitlik istediğimiz için kalbimizi kırıyorlar. Düşüncelerimizi paylaşmak ve tartışmak istediğimiz için kalbimizi kırıyorlar. Gerçek demokrasi, gerçek hukuk devleti,gerçek sosyal devlet istediğimiz için kalbimizi kırıyorlar. Suçumuz ispatlanmadan mahkum ederek kalbimizi kırıyorlar.
Bu gücü ve cesareti nerden buluyorlar? Tabi ki yalnızlığımızdan ve birbirimize olan uzaklığımızdan" Ne zaman birbirimize yakınlaşmaya başlasak, ortak paydalarda anlaşmaya varır gibi olsak; yalnızlaştırmak ve uzaklaştırmak için yeni planlar, hileler ve darbelerle önümüze çıkıyorlar. Bunu da bıkmadan usanmadan tekrar tekrar yapıyorlar. Ve yine yeni bir darbe oyunuyla çıktılar karşımıza. Bulununca bombalar, oyunları ellerinde patladı. Şarapnel parçalarıyla birlikte döküldü ortalığa Ergenekon çetesi . Parçalar birleştikçe anladık ki Ergenekon çetesi değil Ergenekon terör örgütüymüş bu sefer başımıza sardıkları. Bombalarla , silahlarla ortalığı yangın yerine çevirmek istiyorlar. Ne güzel bir oyun değil mi?Yalnızlaştır , kalbini kır, canını acıt , köşeye sıkıştır.Yer üstünde mutluluk imkansız görününce yer altına çek ve çeteleştirip terörle karşımıza çıkar.
Yeter artık! Daha ne kadar teker teker kırılmaya razı olacağız? Yıllar önce çözülen bağımızın tekrar bağlanma vakti gelmedi mi? Bir araya gelme vaktidir. Birbirimizin görüşüne yakın olduğumuz için değil. Birbirimizin görüşünü desteklemek için değil. Hepimizin tam anlamıyla özgürleşebilmesi için. Sorunlarımızı çeteleşmeden çözmek , acılarımızı yeraltına inmeden dindirebilmek için "
Bu noktadaki 169. buluşmamızdayız. Hala kalbimiz kırık.Hala içimiz acıyor.Biz tek başımıza acımızı dindiremeyeceğimizin pekala farkındayız.Ama hala buradayız ve bekliyoruz. Neden mi? Destek değil destek olmak için diğer çubukları bekliyoruz. Bir araya gelmek için bekliyoruz. Bir araya gelmeyi ve çözülen bağımızı tekrar bağlamayı bekliyoruz. Sesimizi duyurabilmek için bekliyoruz.
Bu sesleniş bu toprakları seven, bu toprakları vatan kabul eden bütün yurttaşlarımızadır. Kalbi kırılmış ve henüz kırılmamış bütün yurttaşlarımıza. Haklarımızı elde etmek için güçlü ve birlik olmak zorundayız. Hakları gasp edilmiş insanlar olarak daha ne kadar yaşayacağız? Biz en iyisini yaşamıştık ve yine en iyisine layığız. Tüm insanlık ailesini yaşanan her türlü hukuksuzluğa hep birlikte karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu