DAEŞ’i kullandılar. Ardından PKK da nöbetini savdı. Şimdi sıra FETÖ’de..
Şunun şurasında Trump’ın yemin etmesine bir hafta kaldı. FETÖ’cüler ne yapacaksa, bu bir hafta içinde yapmayı deneyecekler..
Reina saldırısı ile ilgili komplo teorilerinin biri bitiyor, ötekisi çıkıyor.
Son komplo teorisi şu: “Uygur Türkü”nü unutun. O sadece “günah keçisi”. Onun görevi dikkatleri üzerine çekmek ve istihbarat örgütlerini peşinden koşturup, asıl saldırganın kaçmasını sağlamak. Bu da bir iddia, yorum tabi. Zaten son bilgi şöyle: Reina’ya silahlı saldırı yapan terörist Özbek asıllı Abdulgadir Masharipov adında biri.
Son iddialarda tek bir saldırgan olmadığı söyleniyor. İçeride 3 tane saldırgan var. Kadınların söylediklerine göre; saldırgana destek verenler var. İçeriden destek aldıkları iddiası var.
Tamam, NATO’nun Gladio-B grubunun bu eylemi planladığı iddiasını bir kenara koyalım. Başka iddialar da var.
Suzan Özcan da bunlardan biri. Kim olduğunu bilmiyorum, ama iddialı konuşuyor. Özcan, sosyal medyada dolaşan mesajında “Reina olayı terörist eylem değil, suikasttır” diyor. İddiasını şu bilgilerle destekliyor: Ürdün’ün en zengin iş adamlarından olan Muhammed el-Sarraf’ın öldürülmesi. Irak asıllı Ürdünlü iş adamı ve ülkenin en zengin isimlerinden Muhammed el-Sarraf da Reina saldırısında öldü. Ürdün ve Irak’ta yatırımları olan El-Sarraf’ın Ürdün’de 13 şirketi bulunduğu öğrenildi. Reina saldırısında kurtulan Suudlu Hasan Kaşıkçı: “İçeride saldırıyı 1’i kadın 3 kişi yaptı.. Saldırganlardan biri yaralıların kafasına sıktı diyor. Bu işin altından çok şey çıkacak. Bu klasik anlamda bir DAEŞ saldırısı değil! Bu iş net olarak CIA’nın işi” diye beyanat verdi. Ayrıca mekânda 700-800 kişi olduğu söyleniyor ne hikmetse ölenlerin 25’i Arap zenginleri. Mekânda mutlaka müşteri listesi vardır. Arapları aynı köşeye oturtan mekan görevlisi masum değil, hepsi planlı projeli. Reina gibi bir yerde sosyete ve ünlüler eksik olmazdı. Neden bir tane bile ünlü yok? Öldürülecek olanlar özel olarak seçilmiş ve hepsinin kafasına kurşun sıkılmış. Mekân sahibi bu olayın direkt sorumlusu olarak gözaltına alınmalı. Cinayeti Kırgız’ın üstüne yıktılar. Kırgız belki dünyada bile yok. Cinayeti işleyenler yaralı gibi olup ABD’ye gidenler ve konsolosluklarda saklananlardır. Sedyede ne dedi hatırlayın: ‘Türkiye’ye tekrar geleceğim’. Türkiye’ye gözdağı veriyorlar akılları sıra. Arap işadamları da Türkiye’ye yatırım yapılmasın diye de Araplar özellikle seçildi. Türkiye, Suriye’ye girmesin dertleri. Obama ‘PYD’yi vurmazsanız size yardım edebilirim’ dedi. Kim yardım istedi senden eyy Obama?. Katil olay mahalline uğrarmış mukabilinden olayın üzerinden saatler geçmeden, ABD başsağlığı diledi. Kanada bugüne kadar bize ne zaman başsağlığı diledi de şimdi başsağlığı diliyor. Oysa biz 15 Temmuz’da ülke olarak saldırıya uğradık. Kayseri, Beşiktaş ve bir sürü patlatmalar oldu. Kim ne zaman hemen başsağlığı diledi?. Zekâmızla alay ediyorlar. Olay nerden ve kim tarafından yapıldığı gün gibi aşikâr. Olayı DAEŞ’e yıktılar. Gerçi DAEŞ de bir ABD projesidir. Olayı yapan da planlayan da CIA=GÜLEN dir.”
Sahi, Arab prensleri ve zenginleri koruyan Blackwater bu konuda ne diyor.. Bir İsrailli de oradaydı, İsrail istihbaratına ulaşan bir bilgi yok mu? Amerikan, İngiliz istihbaratına bu konuda ulaşan bir bilgi yok mu?
Alın size bölgede faaliyet gösteren bir başka özel güvenlik birimi: Academi.. Acedemi’de bu konuda bir bilgi yok mu? Academi’de ne oluyor derseniz alın size Acedemi hakkında Wikipedia’daki kısa bilgi: “Academi, askeri nitelikli Amerikan sivil güvenlik şirketi. Bilinen özel güvenlik şirketlerinden farklı olarak, askeri eğitimli personel ve askeri donanım kullanır. Amerikan Deniz Kuvvetleri Özel Birlikler eski askerleri Erik Prince ve Al Clark tarafından 1997 yılında Kuzey Carolina’da kuruldu. Şirket, ABD sınırları içerisinde, askeri nitelikli koruma hizmeti, polis teşkilatının eğitimi, bomba koklayıcı köpek hizmetleri vermektedir. Ayrıca Afganistan ve Irak’ta, ABD ofislerinin ve personelin korunması hizmetini yürütmektedir. Son zamanlarda, PKK mensuplarının üzerinde ele geçirilen ABD menşeli silahların sorgulanması, Blackwater USA’in adını gündeme getirmiştir. Ayrıca Irak’ta insanlara yapılan işkencelerin başrol oyuncusu şirkettir. Kötü ününü gizlemek için 2009 yılında adını Xe Services olarak, 2011 yılında ise Academi olarak değiştirmiştir.”
Suriye, biliyorsunuz Fransız ve İngiliz inisiyatif bölgesi. Irak, İngiliz’in bölgesi.. Bunların bu bölgede olanlardan bilgisiz, ilgisiz olması söz konusu olamaz! Almanya zaten Amerikan, İngiliz, Fransız derin devletlerinin operasyon üssü. Kambersiz düğün olur mu? İngilizler, laik Fransa var da, Vatikan olmazsa olmaz. Tapınakçılar tatile mi çıktılar?
Bu iş bugün için, uluslararası düzen ve derin güçler açısından sadece kendilerinin bildiği bir sır gibi görünüyor!
Kim bilir gerçekten de, asıl operasyonu düzenleyenler yaralı ya da yaralıları kurtaran olayın kurbanı imiş gibi olay yerinden çıkıp sırra kadem basmıştır. “Uygur Türkü” hikâyesi ise, sadece hedef saptırmak için kontrollü bir şekilde ortalıkta dolaşan bir piyondu belki de..
Ben derim ki; her komplo teorisine hemen inanma ve komplo teorilerini görmezden gelme.. “Komplo teorisi” denilen şey de bir “komplo teorisi”dir çünkü!
Durun, daha bitmedi. Yarın da devam edelim. Daha yazacaklarım bitmedi. Arkası yarın. Selam ve dua ile..
NOT: İnna lillah ve inna ileyhi raciun. MÜSİAD üyesi, Konyalı iş adamı İttifak Holding’in kurucusu Seyyid Mehmet Buğa, Hakk’ın rahmetine kavuştu.. İstanbul’a yerleşmeyi düşünüyordu, daha güzel bir yere gitti. 28 Şubat’ın o zor günlerinde asil bir duruş sergileyen kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum.
yeniakit