Konya inanç özgürlükleri platformu 107. hafta basın açıklamasını platform adına Nurettin ESEN okudu. Açıklamasında gündemdeki olaylara değinen Esen, şunları söyledi:
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 107.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Rahman, Rahim Allah'ın adıyla
Onlar ki yeryüzünde büyüklük taslıyorlar ve kötülük tasarlıyorlardı. Hâlbuki kötü tuzak sahibinin başına geçer. Yoksa onlar öncekilere uygulanan kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allahın kanunda asla bir değişme bulamazsın, Allahın kanunda kesinlikle bir sapmada bulamazsın. Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı? Kendilerinden öncekilerin akıbeti nasıl olmuş bir baksınlar! Hâlbuki onlar kuvvetçe daha şiddetli idiler. (fatır 4344)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
İnsanların ve toplulukların ayrı ayrı olmaları yâda bir araya gelmeleri maksat ve hedefleri açısından değerlendirilir. Yüzeysel bir bakışla birlik-berberlik, bir araya gelerek toplanma güzel ve iyi olarak değerlendirilebilir. Yalnızlık ve ayrılık ise bir kabahat sayılabilir. Oysa zalimden ayrı kalış fazilet, zalimle birlikte olmak suçtur. Topluluğun yanında olmak, Firavun Haman ve askerleri ile birlikte olmaksa İbrahim in tek başınalığı daha sevgilidir.
Toplantılar ve genel kurullarla dolu günler geçirmekteyiz. G-20'ler bir yandan, şer zirvesi öbür yandan, BM genel kurulu da başka bir taraftan toplanıp duruyorlar. Birleşmiş milletler, galiplerin dünya hegomanyalarını daha sağlam bir zemine oturmak için kurdukları bir örgüttür. Zaman içerisinde diğer milletler de, siyasi arenada ki varlıklarının meşruiyeti için, bu örgütün gücünü kabule zorlanmışlardır.
Kurulduğu günden beri barış ve adaletten bahseden bu örgütlenme ne mevcut savaşları durdurabilmiş ne de yenilerinin olmasına engel olmuştur. Güçlülerin ve onların ideoloji dünyalarının destekçisi olan devletlerin, daha da güçlenmeleri için oluşturulan bu örgütlenme, dünyanın ağalığına soyunan ülkelerin bir gövde gösterisi arenasına dönüşmüştür. Oynanan adalet ve özgürlük kavramları üzerinden bir tiyatrodur. Kendileri dışındaki ülkelerden istenen tek şey sadece biattir.
Veto hakkı bulunan ülkeler diğer ülkelerin üzerinde bu hakkı Demokles'in kılıcı gibi kullanmaktadırlar. Mazlumlar ile zulme uğramışların sürekli karşısında olan, veto yetkisine sahip bu ülkeler; çifte standart uygulamaktadırlar. Müslümanların ve üçüncü dünya halklarının lehine olan kararlar veto edilmekte, aleyhlerine olanlarsa desteklenmektedir. Amerika, Çin ve Rusya gibi işgalci ve katliamcı ülkelerin veto hakkına sahip olması bu işgal ve katliamların devamının garantisidir. Hal böyle olunca ya veto hakkı kaldırılmalı ya da Müslüman ülkeler ve üçüncü dünya ülkeleri yeni bir örgütlenme içerisine girmelidir.
Obama, Abbas ve Netenyahu'dan oluşan şer üçlüsü, Kudüs'ün ve Filistin'in kaderi hususunda bir araya gelmişlerdir. Kötülük ve düşmanlık üzere toplanan bu şer üçlüsünün alacağı hiçbir karar, Müslümanlar açısından bağlayıcı olmayacaktır. Müslüman halkları temsil gücüne sahip olmayan kişilerin, kendilerini taraf saymaları, işlenen vahşice cinayetleri örtbas etme çabasından başka bir şey değildir.
Kapitalizmin kıblesi olan G-20 toplantıları da yeryüzü esenliğine ve adaletine bir katkı sağlamayacağı kesindir. Sömürü ve semirme amaçlı kurulmuş olan bir yapılanmanın kendinden başkasına mustazaf halklara - refah veya huzur getirmesi de beklenilemez.
Yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte ülkemizdeki baskı ve dayatmaların sembolü haline gelen yasaklar yeniden aşikâr hale gelmiştir. Eğitim ve öğretimin tüm katmanlarında başörtüsü yasağı halen devam etmektedir. Kayıtlarda başörtülü fotoğraflar kabul edilmeyerek, gelecekte işlenecek zulümlerin boyutları şimdiden belli edilmektedir.
Ülkemiz insanının dini eğitimine indirilen büyük darbelerden biri olan, kesintisiz eğitim ve Kur-an öğrenimi için getirilen yaş sınırlamasının devam ediyor olması da zulümleri katmerlemiştir.
Kazakistan ve Kenya'da, ülkemiz örnek alınarak uygulanan yasakların, bir kısmından vazgeçilerek, okullardaki başörtüsü yasağının kaldırılması sevindiricidir. Bu durum hem o ülkelerde, hem de ülkemizde yasakların kaldırılması ve özgürlüklerin kazanılması adına bir umut olmuşlardır.
Ezenlerin ve sömürenlerin olmadığı, adaletin hâkim olduğu bir yeryüzünde yaşama umudu ile hepinizi aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allaha emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU