SABRIMIZ, SEVDAMIZLA BİRLİKTE BAHARA DÖNÜŞECEKTİR.
İstikrarlı bir şekilde açıklamalarını sürdüren platform üyeleri ellerinde taşıdıkları döviz ve afişlerle saat 12:30 da Kayalıpark mevkiinde toplandılar. Platformun bu haftaki açıklamasını platform üyelerinden Ahmet Yılmaz okudu. Yılmaz okuduğu metinde şöyle dedi:
Rahman, Rahim Allah'ın adıyla:
İnsanlardan öylesi vardır ki, başkalarını Allaha denk tutar da Allah'ı sever gibi onları sever. İman edenlerin Allah'a olan sevgisi ise daha güçlüdür. Keşke o zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, şimdi anlasalardı bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının pek çetin olduğunu. (Bakara suresi 167. Ayet)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Yeni bir yıldönümündeyiz. Bahara olan sevdamız vuslatla sonuçlanıyor. Gece ve gündüz eşit birbirine bu gün . Bugün kışa olan sabrımızın bahara olan sevdamıza dönüştüğü gün. Ve günler Allah'ın elindedir. Geceyi gündüze, kışı bahara çeviren, dönüştürecektir elbet zorlukları da kolaylıklara. Ve beklentiler ancak sabır ve kararlılıkla galebe çalacak, yenilgiler bir gün zafere ulaşacaktır. İnananlar için yenilgi ve yenilgiyi kabullenmek asla olmayacaktır. Her yeni gün, her doğan güneş, domura durması ağaçların, baharın yeniden şenlendirmesi yeryüzünü; hakka, adalete, özgürlüğe olan inancımızı bir kat daha perçinlemekte, ayaklarımızın sebatını artırıp, mutmain kılmaktadır kalbimizi.
Altı yıldır süren gönlümüzün, tarihimizin, kültürümüzün, Bağdat'ımızın işgali anlamına gelen Irak'ın işgalini bir dost ülkenin işgalinden daha çok haremimizin, izzetimizin, onur ve haysiyetimizin işgali olarak gören bizler, bu işgali hangi gerekçeyle olursa olsun kabullenmedik ve kabullenmeyeceğiz de. Demokrasi, insan hakları, batılı manada özgürlük, işgallerin bir gerekçesi, zorbalığın güler yüzü batı insanının kendi hizmetinde kullanmak için ürettiği, yalancı ilahtan başka hiçbir şey olmamıştır. Ve bu sahte ilahlar dünyanın dört bir yanına pazarlanmış, hak ve hakikatin önüne engeller olarak konulmuştur.
Kamusal alan, bu sahte ilahların arkasına sığınan baskıcı ve zorba bir güruhun dilinde, Demokles'in kılıcına dönüşmüş, nerde iyiye güzele dair bir şey varsa, yok etmek, hak ve hakikatleri engellemek için bir gerekçe olarak kullanılmıştır. Tekrar tekrar ifade ediyoruz ki: Mülk Allah'ındır. Hâkimiyet de O'na aittir. Yer, gökler ve arasında bulunan her bir şey O'nundur. Onlar bu gerçeği kabullenmek istemeseler de bu bir hakikattir. Seçim sathı mahalline girildiği şu günlerde kamusal alan bahanesiyle, Müslümanların inançlarına, onların iffet ve izzetlerinin sembolü olan başörtüsüne yeni yasaklar getirmek zorbalığın zirvesine işarettir.
Dünün ve bugünün Türkiye'sinde çok küçük bir azgın azınlık hariç bütün halk tabanı, hep ortak bir dil seslendirmişlerdir. Bu ortak dile rengini veren değer, İslam'ın bizzat kendisidir ve bu değer halkın inançlarını yaşama arzusunu daha bir canlı tutmaktadır. İslam yöneticilere sorumluluklar verdiği gibi halklara da, bireysel ve toplumsal sorumluluklar vermiştir. Müslüman toplumun yönetimlerle olan ilişkisi bu yönetimlerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirip getirmemesi ile doğru orantılıdır. Yönetimler halkın inançlarından uzaklaştıkça halktan ve desteklerinden uzaklaşmışlardır. Ve halkın desteğinden uzak olan bir yönetimin sonu pek yakındır.
Halk, inançlarına değer veren hangi kim olursa olsun onun peşinden gitmiş, kim de bu noktada kendisine oyun oynadıysa ona gereken dersi vermiştir ve vermeye de devam edecektir. Toplumun önünde bulunan liderler, bu bilinçte olup halkın inancıyla oyun oynamamalıdır. Bu liderler, halkın gözünün içine baka baka inanç sömürüsü yapmamalıdır. Aksi takdirde kendi halklarına zulmeden yöneticilerin yanında tarihin içindeki çöplükte yerlerini alacaktır. Halkımız zorba ve diktatör yönetimlerden, siyasi partilerin bol ve boş sloganlarından bıkmış, vaatlerin gerçekleştirilmesini ve adaletin tesis edilmesini beklemektedir.
Hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği, bir ülkede yaşama umudu ile 81. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepinizi Allah'a emanet ederiz.
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu