Korkma!

Abdurrahman Dilipak

İstiklal Marşımız böyle başlar: Korkma! Korkarsanız kaybedersiniz. Sadece Allah’tan korkun, O’nun rızasından uzaklaşıp, zalimlerden cahillerden, korkaklardan olmaktan korkun.

Korkmayın, karanlık aydınlığın yokluğudur. Işık gelince karanlık yok olur. Karanlık aydınlığın yokluğudur. Kral çıplaksa çıplaktır. Bunu söylediğiniz an büyü bozulacak! Gözünüzü açtığınızda göreceksiniz ki, “medeniyetten denilen maskara mahlûk” bir acuzeden başka bir şey değil. Onun gücü, kuvveti, bizim ancak korkularımız kadar, cahilliğimiz kadar büyüktür.

ABD’nin düştüğü hali görüyorsunuz. O övündükleri demokrasilerinin geldiği nokta burası. Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Her kemal, zevalin başlangıcıdır. Dünyayı ele geçirmeye hazırlanırken geldikleri nokta burası.

Allah’ın yardımı sizinle ise neden korkacaksın. Allah’ın kime yardım edeceği belli: Bilgili, dürüst ve cesur olmak, işte bütün mesele bu!

Şunu görelim artık; “CoVID” bir “korku pandemisi”nin adıdır. “Siber şeytan”lar bir “korku imparatorluğu” kurmak istiyorlar.

Sanal gerçekler” ve “artırılmış gerçekler”in, “deepfake” görüntüleri oluşturdukları filmler, belgeseller, haberler ve bilimsel makaleler bir yalanı gizlemek için örtülen perdelerden başka bir şey değil bu anlamda.

İnsanlar eve hapsedildi ve her yaştan insan cep telefonu, televizyon ve Netflix üzerinden zorunlu eğitime tabi tutuldu.

% 3”ü izlediniz mi, ya da “Black Mirror” diye, robotlarla birlikte hayatı açan, içine porno da katılmış bir film var, Z kuşağının zihnini formatlayan. “Lady of Heaven” diye, Selman Rüşti’nin “Şeytan Ayetleri”ni hatırlatan bir film vizyona giriyor. Bugünlerde, kendi ve ailesi, halkının hayatta kalması için ötekileri öldürmek zorunda kalan insanların hikâyesini anlatan daha çok film izletecekler bize.

Bozguncuların ıslah edici rolü ile örgütlediği Checking sistemi, kendi doğruları ile sizin doğrularınızın üstünü örtmek için fazla mesai yapıyor.

500 milyonluk bir dünya hayalleri vardı ya, onu revize ettiler. 250 milyona çektiler, ideal dünya nüfusunu.

İnsanlar yaşamak için birbirinin etini yiyip, kanını içecekler. “İklim değişikliği”nin sebep olacağı susuzluk ve açlık için çözümleri, insan ve hayvan kazuratını işleyip onu besine dönüştürmek, idrarını da içeceğe! Size çirkin bir şaka gibi gelse de birileri bunun planını yapıyor şimdiden.

Farkında mısınız bilmem, soyağacı programları son yıllarda arttı. MyHeritage bunların en popüleri. İsrail merkezli MyHeritage firması 2003’te geliştirilen çevrimiçi soy bilim platformu.. Kurucusu Gilad Japhet. Siz de bu siteye girip soyağacınızı oluşturabiliyorsunuz.. Soyunuzu, ırkınızı merak ediyorsanız ve bir genetik test ile bilginizi doğrulama ihtiyacı duyuyorsanız MyHeritage üzerinden DNA testi yaptırabilirsiniz. Firma 18 yılda soyağacı araştırması için 12,6 milyar tarihsel kayıta ulaşmış. Ve bu bilgilerden bir genom haritası çıkartmak mümkün. Kim kimdir, artık birileri için büyük ölçüde malum. Birileri de yaşaması gerekenleri bu veri tabanı üzerinden yapay zekâ yoluyla tanımlayabilecek.

Biliyorum, birileri bütün bunları “komplo” olarak niteleyecek ve inanmak istemeyecek. Onlar politikacıların ve akademisyenlerin ya da kanaat önderlerinin sözlerine itibar edecekler.

Bakın “çetin bir imtihan”dan geçiyoruz. Çoğumuz bu imtihanda döküleceğiz. Çare ve çözüm iki boyutlu; akıl ve iman. İman’dan sapanları akıllarını yanlış kullanacaklarında iki ihtimalde de kurtuluşa erenlerden olmayacaklar. Birileri tek başına akılla kurtulacaklarını sanıyorlar. Eğer ilim, size hikmet ve hakikate ulaştırmıyorsa, o Şeytan’ın size açtığı bir yoldan başka bir şey değildir. İçinde gerçekler bulunan iddialar, bala karıştırılan ağu hükmündedir.

Bu süreçte korku ve panik yok. Herkes nerede durduğuna baksın. Şeytanın ve onun işbirlikçilerinin peşine takınanlar için bu dünyada rezillik ve ahirette cehennem var. Bu onların kendi seçimleri. Onlar istemedikçe siz onları kurtaramazsınız. Onları kurtarmak istiyorsanız, onları haksızlıklarda, zulümden ve cahillikten vazgeçmeye çağırın da, onlar kurtuluşa erenlerden olsun.

Bazıları ilk günden “iman ettik” derler, Hz. Ali gibi.. Bazıları hiç iman etmeyecekler. Onların gözleri olacak görmeyecek, kulakları olacak duymayacak, kalpleri var hissetmeyecek. Onlar kalpleri mühürlenmiş olanlardır. Bazıları son günü bekleyecekler, Hz. Yunus’un kavmi gibi. İnatları ile bir peygamberi bile bezdirecekler, ama sonunda iman edenlerden ve kurtuluşa erenlerden olacaklar. Fakat o gün, daha önce haksız elde ettikleri bir iğne ve ipliği bile sahibine geri verip, tövbe ettikten sonra. Yoksa o haksız elde edilen, mal, makam, o her neyse, kişinin kurtuluşunun önünde aşılmaz bir engel oluşturacak.

Böyle düşünen biri, niye korksun ya da mahzun olsun ki! Değilse şeytan azapta gerek. Herkes yaptığının karşılığını görecek..

Hayır da, şer de Allah’ın iradesi içindedir. Şeytan da, Bill Gates de, Elon Musk da, Putin de Allah’ın iradesi içindedir. Biz sadece Allah’ın rızasını istiyoruz. Rızasına giden yol da belli. Ama yine de, şeytan içimizden birilerini, sureti haktan gözükerek, “Allah’la aldatıma” konusunda başarılı olabiliyor.

Hiçbir mü’min, yalnız ve çaresiz değildir. Olamaz! Allah’ın ipini bırakanlara gelince, Allah da onların ipini bırakacak. Vay onların bu dünyada ve ahirette başına geleceklere. 

Selam ve dua ile.