KTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Çevik'in eşi Sunay Çevik, başörtülü olduğu gerekçesiyle lojmanlarda sürekli kendilerine güçlük çıkarıldığını, markete ekmek almaya gitmelerinin bile sorun olarak karşılarına getirildiğini söyledi. Eşinin görevi nedeniyle 10 yıldır KTÜ yerleşkesindeki lojmanlarda ikamet ettiklerini belirten Çevik, yaşadığı son olayın bardağı taşırdığını savundu. Yaklaşık 1,5 yıl önce KTÜ Sahil Sosyal Tesisleri'nde akıl almaz bir olay yaşadıklarına değinen Çevik, eşi ve bir arkadaşları ile yemeğe gittikleri sosyal tesislerde garsonların başörtülü olarak içeri giremeyeceği uyarısında bulunduklarını hatırlattı. Çevik, eşinin üniversitede görevli olduğunu belirtmesi üzerine garsonun "O zaman sizi saksının arkasına alayım" dediğini iddia etti. Çevik, 1,5 ay önce de kendisine misafir olarak gelen yeğenlerinin başörtülü oldukları gerekçesiyle üniversitenin giriş kapısından içeri alınmadığını, kendisinin gidip arabayla yeğenlerini kapıdan aldığına dikkat çekti.
Tüm yaşadıklarına rağmen bugüne kadar sesiz kaldığını ifade eden Çevik, son yaşadığı olayın ise sabrını taşırdığını belirterek şöyle konuştu: "Geçtiğimiz günlerde ev kıyafetimle ve başımda da biz ona 'yazma' deriz, başörtülü bir şekilde sosyal tesislerde bulunan markete ekmek almaya gidiyordum. Yanıma gelen özel güvenlikçi 'nereye gidiyorsun?' diye sordu. Markete gittiğimi söyleyince de, "bu şekilde gidemezsiniz. Yasak bayan yasak, bilmiyor musunuz?" dedi. 'Ben 10 yıldır burada lojmanda oturuyorum, eşim de akademisyen' dedim. 'Ben nereden bileyim sizin burada oturduğunuzu. Sizi tanımak zorunda mıyım?' cevabını verdi. Ben de cevap vermek durumunda değilim deyip yoluma devam ettim. Dolmuşta, tesislerde, yolda sürekli bu tür tacizlere maruz kalıyoruz."
Yaşadıklarının kendisini çok incittiğinden yakınan Çevik, konuyu rektörlüğe ilettiklerinde ise 'Bizim böyle bir uygulama ve emrimiz yok' cevabı aldıklarını, güvenlikçilerin ise 'emirleri uyguluyoruz' dediklerini kaydetti. Çevik, "Herkes suçu birbirine atıyorlar. Arada olan bize oluyor." ifadelerini kullandı.
Lojman ve sosyal tesislerin akademik birimlerle aynı ortamda olduğu diğer üniversitelerde böyle bir sorun yaşanmadığını dile getiren Prof. Dr. Uğur Çevik ise "Bizim evlerimiz kampüs içerisinde, bunun bir tolerans noktası olmalı. Eğer bir sıkıntı varsa lojmanlar buradan ayrılsın. Yok, lojmanlar da kamusal alansa bunun kanununu biri bana göstersin." dedi.
Eşinin başına gelen bu tür vakaların diğer akademisyen arkadaşlarının başına da geldiğini, ancak kimsenin sesi çıkartmadığını ifade eden Çevik, amaçlarının ortamı germek olmadığını, sorunun demokratik bir şekilde çözülmesini istediklerine dikkat çekti.
TÜYSÜZ: BİLGİMİZ DIŞINDA BİRŞEY YAPILIYORSA GEREĞİNİ YAPARIZ
KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Necati Tüysüz ise öğretim üyelerinin kılık kıyafetine karışmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Güvenlikçilere böyle bir talimat da vermediklerinin altını çizen Tüysüz, şöyle konuştu: "Üniversitelerin belli kılık kıyafet şartları var. Bizim işimiz üniversitenin güvenliğini sağlamak. Burada bir sürü güvenlik görevlisi var. Herkesi tanımayabilirler ve gördüklerinde de 'kimsiniz' diye sorabilirler. Kişi de kendini tanıttığı zaman mesele biter. Bizim çok sayıda eşi kapalı olan arkadaşımız var. Kampüse de rahatlıkla girip çıkıyorlar. Böyle bir sıkıntı yok. Bilgimiz dışında da bir şey yapılıyorsa gereğini yaparız."
MAZLUM-DER'DEN KINAMA
Öte yandan, Mazlum-Der Trabzon Şube Başkanı Mehmet Çınar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sorunun rektörlük tarafından çözülmesi gerektiğini belirtti. Çınar, ev hanımı olan bir bayanın kılık kıyafeti ve inançlarından dolayı bu tür engellemelere maruz kalmasının kabul edilemeyeceğine vurgu yaptı.
KTÜ Rektörlüğü'nün 'bizim haberimiz yok, biz böyle bir talimat vermedik' deme hakkı olmadığını ileri süren Çınar, "Çünkü olayları artık sağır sultan bile duymuştur. Hiç kimsenin KTÜ'yü lekeleme hakkı olmadığına inanıyoruz. Yetkili ve sorumlu makam rektörlüktür. Bu sorunun çözümü için de gereğini yapmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Ajanslar