"Küçük olsun benim olsun" deyimi genellikle partiler için, partilerin yönetiminden ayrılmak istemeyenler için kullanılır.
Ticari hayatta da kullanıldığı olur. Ortaklıktan ayrılmak isteyen, özellikle diğer hissedarların gitmesini isteyenler de kullanırlar.
Bu görüşün hayırlı olup olmadığı, isabetli olup olmadığı önemli değildir. Önemli olan sonunda kime ait olacağıdır.
Türkiye'de yaşayan kesimlerin önemli bir bölümü şimdi bunu dillendirmektedirler.
Gündemdeki tartışmalara dikkatlice baktığımızda bizi böyle bir kanaate götürüyor.
Küçük Türkiye isteyenlerin sesleri ve gürültüleri daha fazla çıkıyor.
Gerçekten bunların sayıları gürültüleri kadarsa, küçülen bir Türkiye'ye doğru gidiş mukadder demektir.
Nereden mi çıkarıyoruz? Yabancı düşmanlığının ulaştığı boyutlardan çıkarıyoruz.
Yabancı düşmanlığı keşke Avrupa'da olduğu gibi sadece bir partinin işi olsaydı.
Bu ülkede hemen hemen her partinin bünyesinde ciddi anlamda yabancı düşmanlığı yapanlar bulunmaktadır.
Belki bazıları için yabancı düşmanlığı onların varlık sebebi, en bariz özellikleri seviyesindeyken hiç beklemediğimiz parti ve kesimlerin bünyesinde bile ırkçılık, yabancı düşmanlığı iliklerine kadar işlemiş durumda.
Her şeyden önce bireyler bu hastalıkla malul durumda. Hiç tahmin etmediğiniz, aklı başında gördüğünüz birileri dahi farkında olmadan iliklerine kadar işlemiş durumdaki ırkçılıklarından dolayı sizi sükûtu hayale uğratıyor.
Yabancı düşmanlığının yapılmadığı bir Allah'ın günü geçmiyor. En ufak bir sosyal hadiseden ne kadar da yabancı düşmanlığı çıkarabiliyorlar.
Yalan haberler günümüzde olduğu kadar hiçbir zaman bu kadar köpürtülmemiştir. İnsan hangisini düzelteceğini, nereden başlayacağını şaşırıyor.
Bize düşen müminleri uyarmaktır. Sadece Suriyeliler hakkında değil, hangi yabancı, hangi sığınmacı hakkında olursa olsun, aleyhinde bir haber duyduğunuzda Allah için defalarca araştırmadan, kesinlik kazanmadan inanmayalım ve özellikle bu haberi yaymayalım.
Unutmayalım ki Büyük Türkiye demek şehirlerinde her ırktan insanın dolaştığı ülke demektir.
Küçük Türkiye isteyenlerin sesleri arzuladıkları gibi yabancılar bu ülkeden çıktıktan sonra kesilecek mi sanıyorsunuz?
Bu defa aynı ırktan olmalarına, aynı dili konuşmalarına rağmen kendileri gibi yaşamayan, kendileri gibi düşünmeyen ve inanmayanlarla ayrışma maddesine geçecekler. Tabii bu azgın sürü hiçbir zaman kendileri def olup gitmeyi değil, kendileri gibi düşünmeyenlerin gitmelerini isteyecekler.
Ve unutmayalım ki “Küçük Türkiye” demek, bitmiş ve sona ermiş Türkiye demektir.
İnşaallah biz yanılıyoruz, Küçük Türkiye isteyenlerin gerçek miktarı şamata ve gürültüleri kadar değildir.