Kudüs Günleri Devam Ediyor(FOTO)

İstanbul'dan Kudüs'e Dayanışma Günleri"nin 8. gününün konuğu, gazeteci yazar Ahmet Varol'du.



Kardeşlik Plarformu" ve "Genç Sorumluluk Platformu" tarafından Üsküdar meydanında organize edilen "İstanbul'dan Kudüs'e Dayanışma Günleri"nin 8. gününde konuşan Varol, Filistin davasıyla ilgili bazı yanılgılara dikkat çekti.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programa Grup Genç maşlarıyla katıldı.

Yoğun bir ilgi ve katılımla geçen programda, Türkiye'deki Filistinli öğrenciler hazırladıkları yiyecekleri halka dağıttı.

Varol'un konuşmasını sunuyoruz:



Kudüs, Filistin ve Mescid-i Aksa davası bizi bir araya getiriyor. Bu bizim için önemli bir kazanımdır. İnşaallah bu davanın insanlarımızı aynı safta birleştirme ve ortak hareket etme fonksiyonu daha da artacaktır.

Bugün Filistin davasıyla hala geçerliliğini koruyan ya da yeni çıkan bir takım yanılgılarla ilgili tespitlerimizi sizlere aktarmaya çalışacağız. Filistin davasıyla ilgili yanılgıları üç kategoriye ayırabiliriz.

Birincisi bilgiyle alakalı olanlardır. Ya kasıtlı ya da yanlışlı uydurulan bilgi hatalarıdır.İkincisi ise tavır hatalarıdır. Neden? Çünkü burada bizim davamızla ilgili kendi tavırlarımız olması lazım. Bir de başkalarının tavırları var. Bizim tavrımız, bize göre olmalı, Müslümanca olmalıdır. Üçüncüsü de teşhis hatalarıdır. Bize meseleye Müslümanca bakıyoruz. Ama teşhiste hata ediyoruz. İşte bu hataların düzeltilmesi lazım. Meseleye Müslümanca bakıyor ve yeterli bilgiye de sahipseniz bundan sonra çıkacak ihtilaflar sorun teşkil etmez. Bu görüş ve bakış zenginliğidir.

1980'lerde Türkiye'de Filistin sorunu yoktu. Bunun yerine Arap İsrail sorunu vardı. Böyle olunca da bizi ilgilendirmiyordu. "Arap İsrail sorunuysa, bu sorun Arapları ilgilendiriyordur" şeklinde düşünülüyordu. Yıllardır dünya Müslümanlarına bu meseleyi Arap İsrail sorunu olarak tanıttılar.

Burada bir yanılgıyla karşı karşıyayız. Dikkat çekmek istediğimiz husus yanlışlığın, önce isim koyarken başlamasıdır. Olay, bir Arap İsrail sorunu değildir. Bir Filistin davasıdır, Kudüs ve Mescid-i Aksa davasıdır. Filistin davası dediğiniz zaman, Müslümanlar gözünü açıyor ve Müslümanlar "bu sorun beni de ilgilendiriyormuş" dediler. Bazıları da meseleyi Ortadoğu sorunu olarak adlandırdı. Hayır! Ortadoğu sorunu değildir. Filistin davasıdır.Bir Müslüman ve insan olarak bu dava beni de ilgilendiriyor. Bulunduğum konuma göre tavır koymalıyım.

Yıllardır bizlere "Filistinliler, topraklarını sattılar" dediler. Sattılarsa bugün de satarlar. Eğer satsalardı şimdiye kadar Mescid-i Aksa çevresindeki evlere çoktan yerleşirdiler. Bir tane evi para verip de alamadılar. Siyonist işgal devleti kurulduğu zaman, Yahudilerin mülkiyetine geçen toprak miktarı, Filistin'in %8'ine tekabül ediyordu. Bugün de öyledir. İsrail işgal devleti kurulunca, evlerinden kovulan Filistinlilerin mülklerine sahipsiz mülkler diye bir kanun çıkarılarak el konulmuştur. Filistin alimleri o zamanlar bir fetva çıkarmıştı. Yahudilere toprakların satılması, haramdır, satanlar öldürülür diye fetva çıkarmıştı. Bundan ötürü o günlerde satmaya imkanı yoktu. Satsa, öldürülürdü. Bugün hala Filistin topraklarının %91'i uluslar arası kanunlara göre Filistinlilerin elindedir.

Mescid-i Aksa'ya 50 metre uzaklıkta bir Harab Sinagogu açtılar. Müslüman mahallesinde Sinagog'un ne işi var. Sinagogu açtılar, çünkü Mescid-i Aksa'yı yıkmak için burayı bir istasyon olarak kullanacaklar. Normalde orası askeri bir merkez. Bu Sinagogun altından Mescid-i Aksa'nın altındaki tünellere bağlantı var. Ama buna dini kılıf geçirmekteler.

1967 Haziran savaşında Siyonist işgal güçleri sadece 6 gün içerisinde işgal altında tuttukları toprakları 2 katına çıkardı. Üç Arap devletini hezimete uğrattı. Aynı İsrail, 2006'da Lübnan'da ağır bir yenilgi aldı. 2008 yılında da 22 gün süren savaş neticesinde yenilerek geri çekildi.

Araplar, Osmanlıyı arkadan vurdu diyorlar. Araplar, Osmanlıyı arkadan vurmamıştır. Filistin'de Osmanlıya karşı bir tek isyan çıkmamıştır. Osmanlıyı göğsünden vurdular. Osmanlı İttihad ve Terakki vurdu. II. Abdulhamid'e karşı yapılan 1908 darbesi, bir Siyonist darbedir. İsrail'in kuruluşu bu darbeyle başlamıştır.

Bizim yaklaşımımız müslümanca olmalıdır. Batı medyası, İsrail diye bir toprak parçasından söz edebilir. Ama ben bir Müslüman olarak İsrail diye bir toprak parçasını kabul etmiyorum. Filistin, bir bütün olarak Filistin'dir. İsrail orada Siyonist işgalcidir. Müslümanlığımız bizim bakış açımızı belirlemelidir."









































 

velfecr

Sivil Haber Haberleri

Katil İsrail'e kucak açan Uluslararası Olimpiyat Komitesi sınıfta kaldı
Paris Olimpiyatlarının güvenlik işlerinde neden İsrail güçleri kullanılıyor?
Alimlerden Gazze bildirisi: HER MÜSLÜMANA FİLİSTİN SORULACAK
PKK'nin kanlı tarihinden bir kesit: Susa Katliamı!
Diyarbakır bu akşam da Gazze için meydanlardaydı