ABD'nin Cumhuriyetçi partisi güncel siyasi diline İslamofobik bir tonu yerleştirmeye devam ediyor. Bunu öyle içten ve derinden yapıyor ki dışarıdan baktığınızda İslama karşı herhangi bir düşmanlık yokmuş gibi gözükse de farklı kanallardan, hem de kendi adamları tarafından taşıttığı İslam karşıtlığı misyonu dikkatli bir okuma ile rahatlıkla ortaya konabiliyor. Malum, şimdi ABD Başkanlık seçimlerinin de yaklaştığı şu aylarda bu ton git gide daha da sertleşiyor. 11 Eylül saldırıları ile yaygınlaşan İslamofobik dilin hedefi eskiden İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanlardı, hatırlayacaksınız. "Geldiler, geliyorlar, hepimizi öldürecek bu barbar
Müslümanlar" feryatlarıyla İsrail devletinin çığırtkanlığında yürütülen bir kampanyaydı bu. Hafızamı o günlerle ilgili zorlasam ilk aklıma gelen görüntülerden biri Başbakan Netenyahu'nun demeçleri mesela. 11 Eylül'ün hemen akabinde hem o hem de bir çok İsrail hükümeti görevlisi ABD televizyonlarında Müslümanlara referansla "Bizden nefret ediyorlar, çünkü bizim özgürlüklerimiz var" telkininde bulundular. Bu şu demekti akıllarınca: 11 Eylül saldırılarının faillerinin ABD halkına karşı duydukları kıskançlık onları böyle bir saldırıya itti, asıl dertleri Amerikalıların yaşadıkları özgür hayat, bunun çekememezliği içinde yaptılar" diyerek Müslümanları fesatlıkla suçluyorlardı. Bir taraftan da ABD halkını zihinsel olarak bir araya toparlıyor, Amerikan hükümetinin hazırlanmakta olduğu savaşa destek kampanyası başlatıyorlardı. Günün sonunda savaşın bedelini ödeyecek olanlar saldıracakları Müslüman ülkelerin halkları kadar kendi Amerikalı evlatları da olacaktı. Ama bunlar savaş çığırtkanlığı yapan hükümet görevlilerinin çocukları ve yakınları değil, bilakis savaşa girme kararında hiç bir rolü olmayan, çoğu da fakir, fukara, periferde yaşayan masum amerikalılardı. Hayatlarını, uzuvlarını kaybedecek olan, yaşamlarının ileriki safhalarında muhtemelen aileleri parçalanacak olan bu fakir sınıftı. (Profesyonel askerliğin olduğu ABD'de askerliği meslek olarak seçenlerin çoğu sağlayacağı maddi imkanlar ve özlük hakları sebebiyle bu mesleğe yönelir. Onun içindir ki lise eğitimini tamamlama aşamasında çocukları olan ailelere ordudan teklif gelir, ordu mensupları üniversite kampüslerinde ve halka açık kamusal kurumlarda iş fuarlarına katılır, kendilerine katılımcı bulmaya çalışırlar. Davetlerinin karşılığını da genelde sosyo-ekonomik alanda ülkenin alt sınıflarını temsil eden bölgelerden alırlar. Hayat güvencesi olmayan gençler askeriyeyi gelecekleri için ciddi anlamda düşünürler.) Bu haleti ruhiye içerisinde şimdilik on küsur seneye uzanan savaş önce Afganistan'ı, sonra Irak'ı talan etmek üzere başlatılmıştı. Şimdilerde İran'a gözleri çevirten de benzer emeller.
İslamofobinin bu uluslararası boyutunun karşılığı anti Amerikancılık olarak tezahür etti geçtiğimiz onyıl içerisinde. Dünyanın dört bir yanında Amerika karşıtı his ve duygular arttı, kendilerini protestolar olarak gösterdi. Bir taraftan kapitalizme endeksli Amerikan tarzı hayata yani Amerikan rüyasına hayranlık Hollywood film endüstrisi, Mc Donalds gibi gıda endüstrisi tarafından pompalanıyor ve küresel anlamda insanlarda karşılık buluyordur. Böylece Joseph Nye'in 'yumşak gücü'nün sonuçları, meyvaları toplanıyordu. Ancak diğer taraftan da belki de öngörülemez bir hızda kitlesel anlamda anti-Amerikancılık tavan rakamlara ulaşıyordu. Amerikan karşıtlığı anti-emperyalizmle ikizdi ve dünyanın çağdaş emperyalist gücü olan ABD doğudan batıya, kuzeyden güneye en sert şekilde eleştiriliyor, yanlızlaşmaya zorlanıyordu.
Devam edeceğiz inşaallah.
yeniakit