Kürt Liderler Coğrafya İle Tarihin Anlamını Bilmeli

Kürt dar görüşlülüğü yeni bir olay değil. Tarihte de örnekleri var. Kürt tarihi kayıtları, yirminci yüzyılın başlarından itibaren Kürt liderlerin, sorunlarının bölgesel ve uluslararası güç oyununda...

“Kürt dar görüşlülüğü yeni bir olay değil. Tarihte de örnekleri var. Kürt tarihi kayıtları, yirminci yüzyılın başlarından itibaren Kürt liderlerin, sorunlarının bölgesel ve uluslararası güç oyununda bir piyon olmasına izin verdiklerini anlatıyor bizlere. Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere’nin savaş sonrası mükafat olarak Kürt devleti kurulmasına destek olacağı vaadine dayanarak, Osmanlı Devleti'ne karşı savaşçı güçlerini ‘müttefiklerin’ safında konuşlandırdılar ancak Britanya çabucak vaadinden döndü. Hikaye İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi akabinde tekrarlandı.”

AHMED AMRABİ
Irak Kürt yönetimi değişen ile değişmeyen arasındaki farkı ne zaman idrak edecek? Değişmeyen coğrafyadır, değişen ise Kürt bölgesine yönelik Amerikan koruması.
Daha genel bir düzeyde ise Kürt halkı yöneticilerinin hepsinin bu halkın bölgesel güçler olarak ifade edilen dört büyük ülke Irak, Türkiye, İran ve Suriye’ye dağılmış azınlıklardan oluştuğunu bilmeleri gerekir.
Hatta hesaba katacak olursak Irak’ın hali hazırda yabancı işgalin boyundurluğu altına girmesi bile Irak’ın gelecekte yeniden canlandırılmaya müsait bölgesel gücün dinamiklerine sahip olacağı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Coğrafya, Irak Kürdistanı’nın dünya ile kara bağlantısı olmayan kapalı bir bölge olmasını öngörüyor.
Bu yüzden nüfusunun hayatta kalması, bölgedeki iki gücün batıdan Türkiye ve doğudan İran’ın iyi niyetine bağlı.

KÜRT LİDERLERİN DAR GÖRÜŞLÜLÜĞÜ
Fakat görünen o ki Kürdistan liderleri stratejilerini değişmez temeller değil, değişen temeller üzerine çiziyorlar. Bu, dar görüşlülüktür. Zira ABD, bölgesel ve uluslararası değişikliklerle çıkarları gerektirdiği takdirde Kürt bölgesine yönelik himayesini şu an veya gelecekte kaldırabilir.
Kürt dar görüşlülüğü yeni bir olay değil. Tarihte de örnekleri var. Kürt tarihi kayıtları yirminci yüzyılın başlarından itibaren Kürt liderlerin, sorunlarının bölgesel ve uluslararası güç oyununda bir piyon olmasına izin verdiklerini anlatıyor bizlere.
Birinci Dünya Savaşı'nda Britanya’nın savaş sonrası mükafat olarak Kürt devleti kurulmasına destek olacağı vaadine dayanarak, Osmanlı Devleti'ne karşı savaşçı güçlerini ‘müttefiklerin’ safında konuşlandırdılar ancak Britanya çabucak vaadinden döndü. Hikaye İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi akabinde tekrarlandı. Bu kez Britanyalılar vaatlerini yalanlamakla yetinmediler ve Britanya’ya tepki olarak Irak’ta patlak veren Kürt isyanını bastırdılar.

İRAN VE IRAK, KÜRTLERİ KULLANDI
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönem, Irak ile İran arasında gerginlikler ve çatışmalara sahne oldu. Çekişmelerin hazmedilmesi için de her iki devlet Kürt azınlıklarını birbirlerine karşı kışkırttılar. Irak Kürtleri, Şah ve Humeyni’nin yanında yer alırken; İran Kürtleri, Abdulkerim Kasım’dan Saddam Hüseyin’e kadar devrimci Irak rejimleri yanında yer aldı.
Uluslararası platformda ise Kürt liderler bazen Sovyetler Birliği ile bazen de Batı ile koalisyonlara giriyorlardı. Bu zikzak politikası ideolojik stratejik bir çizginin yokluğunun doğal sonucudur. Şöyle ki modern dünyada dört komşu ülkedeki Kürt azınlıkların özel ve belirli bir kimlikleri olmadığı savını derinleştirdi.

İSLÂM KÜRTLERİN TEK İDEOLOJİSİ
Kürt sorununa verilmiş tek stratejik ideoloji şüphesiz İslâm’dı. Zira Kürtler Müslüman’dır. Coğrafik değişmezi dikkate alırsak, Kürt azınlıklar İslâm coğrafyasında yaşamaktadırlar.
Eğer Kürt azınlıklar İslâmi eğilimi temel alsalardı zamanın geçmesiyle birlikte Türkiye, İran ve Suriye’den baskı gören azınlık olmayacaklardı. Çünkü bir nesil sonra İslâm toplumlarına entegre olacaklardı.
Bitirici etken sadece coğrafya değil. Ortada Kürt halkı da dahil bölge halkları arasında ortak bir tarih de var. Talabani ve Barzani 12’nci yüzyılda İslâm ümmetine önderlik eden, Kudüs’ü alan ve Avrupa’nın Haçlı güçlerine bitirici tarihi yenilgi tattıran ismin Kürt Salahaddin Eyyubi olduğunu hatırlamıyorlar mı?

Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan El-Beyan gazetesi 3 Kasım 2007 Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!