Peygamber Efendimiz'e, ashabına ve Ehl-i Beyt'e ait emanetlerin yanı sıra Hazreti Yusuf'un (as) sarığı, Hazreti Musa'nın (as) asası ve Hazreti İbrahim'in (as) tenceresi gibi geçmiş peygamberlere ait hatıralar da bugün Topkapı Sarayı'nda muhafaza ediliyor
İslam tarihinin en kıymetli eserleri olan "Kutsal Emanetler", İstanbul'a gelişlerinin yıldönümünde bir defa daha hayırla yad ediliyor. Büyük Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han, Mısır Seferi'nin dönüşünde Osmanlı'ya emanet olarak verilen Kutsal Emanetler'i İstanbul'a getirmişti.
ASIRLARDIR KUTSAL EMANETLER'İN ODASINDA KUR'AN-I KERİM OKUNUYOR
Yavuz Han, bu emanetleri, padişahların yaşadığı "Has Oda"ya yani taht odasına itina ile yerleştirmiş ve sürekli yanında bulunan en sadık 40 Osmanlı fedaisini de bunların korunması için görevlendirmişti. Yavuz, verdiği fermanla Kutsal Emanetler'in bulunduğu odada 24 saat boyunca Kur'an-ı Kerim okunmasını emretmiş ve bu Kur'an-ı Kerimler 5 asır boyunca gece ve gündüz okunmaya devam etmişti. Cumhuriyet döneminde çeşitli bahanelerle aksatılan bu kutsal nöbet, Necmettin Erbakan hükümeti döneminde ve İsmail Kahraman'ın Kültür Bakanlığı esnasında yeniden başlatıldı ve günümüze kadar devam etti.
PADİŞAHLAR EMANETLERLE YAŞAR, VEFATLARINDA DA ORADAN KALDIRILIRLARDI
Emanetler kıymetli kumaşlardan som sırma işlemeli bohçalara sarılıp altından, gümüşten, sedef kakmalı ahşaptan sandıklara konuluyordu. Sandıklar padişahların mührüyle mühürlenir, altın/gümüş anahtarları padişah namına silahdarağada bulunurdu. Osmanlı sultanları bu mübarek emanetlerin muhafızı olmakla iftihar ediyorlardı. Her yıl Ramazan ayının 15'inde gerçekleştirilen Hırka-i Saadet ziyareti Osmanlı Devleti'nin protokolünün en önemli törenlerindendi. Her biri birbirinden önemli olan padişahlar Hırka-i Saadet Dairesi'nde yaşadıkları gibi vefatlarında da cenazeleri burada yıkanıp kefenlenirdi. Birinci Dünya Savaşı'nda Medine'nin teslimi söz konusu olunca şanlı Medine savunmasının kahraman kumandanı Fahreddin Paşa, Mescid-i Nebevi'de bulunan bir kısım emanetler ile yüzyıllar boyunca hükümdarlar tarafından buraya vakfedilen ve Resûlullah'ın (sas) komşuluğunu yapan kıymetli eşyaları zayi olmaması için İstanbul'a gönderdi. İşte bugün İstanbul'da bulunan o kıymetli emanetlerden bazıları:
EN KIYMETLİ EMANETLER İSTANBUL'DA MUHAFAZA EDİLİYOR
Hırka-i Saadet
124 cm boyunda, siyah yünlü kumaştan hırkanın içi daha kaba şekilde dokunmuş krem renk yünlü kumaşla kaplanmıştır. Yer yer yıpranmış durumdadır. Resulullah (sas) tarafından Züheyr oğlu Ka'b'a verilen hırkadır.
Sancak-ı Şerif
Bizzat Peygamber Efendimiz'e (a.s) mahsus olan Sancak-ı Şerif, Hazreti Aişe'ye ait siyah yünlü bir kumaştan yapılmıştı. Bağdat'ın Moğollar tarafından işgali üzerine Mısır'a kaçan Abbasi halifesi, Sancak-ı Şerif'i de diğer emanetler ile birlikte Mısır'a götürdü. Sancak zamanla yıpranıp adeta toz haline geldiği için Osmanlılar yeşil atlastan yenisini diktirip üzerine aslından parçalar eklediler. Harpler sırasında Sancak-ı Şerif, Sancak Alayı denilen bir törenle saraydan çıkarılır, orduyla birlikte sefere giderdi. Bu sırada seyyidlerden oluşan bir cemaat tarafından yanı başında gece gündüz Fetih Sûresi okunurdu.
Name-i Saadet
Hicret'in altıncı yılında Peygamber Efendimiz (sas) yabancı devlet reislerine mektuplar göndererek onları İslâm'a davet etti. Deri üzerine yazılan bu mektuplardan birkaçı Hırka-i Saadet Dairesi'ndedir.
Nalın-ı Saadet
Rasûlullah'ın (sas) kullandığı sandalet tarzı ayakkabılardır.
Sakal-ı Şerif
Peygamber Efendimiz tıraş olduğu zaman saç ve sakal telleri ashab tarafından toplanır, hatıra olarak saklanırdı. Hırka-i Saadet Dairesi'nde de 50'nin üzerinde Sakal-ı Şerif vardır.
HAZRETİ İBRAHİM'İN TENCERESİ DE TOPKAPI'DA
Hz. İbrahim'in (as) tenceresi
Hazreti İbrahim'e nispet edilen tencere, silindir bir kutu içerisinde olup kutunun üzerindeki etikette "Padişahımız Sultan Mehmet Hazretleri huzur-ı hümayunlarında Hasodabaşı Mustafa Ağa Kethüda'ya teslim eylediği İbrahim'in mermer kazganlarının mahfazasıdır. Sene 1058" yazılıdır.
Gasl-i Nebevî Suyu ve Kabir Toprağı
Peygamberimiz'in (sas) gasil suyunun muhafaza edildiği yeşil şişe zamanın tahribatına dayanamamış, günümüze ancak kırık parçası ulaşmıştır.
Kamîs-i Seyyidü'ş-Şühedâ
Hazreti Hüseyin'e ait olduğu belirtilen cübbe, 130 cm boyundadır. Pikeye benzer kumaştandır.
Hazreti Davud'un (as) kılıcı
Son derece kaliteli bir çelikten yapılan kılıcın üzerinde Davud Aleyhisselâm'ın Calut'un kafasını kesmesi ve Yusuf Aleyhisselâm'ın taht üzerine oturması resmedilmiştir.
Hazreti Fatıma'nın (ra) Sandığı
Üzeri Arap üslûbunda ve kafes tarzı oymalarla süslü küçük boydaki ahşap sandığın "Hazreti Fatıma Radıyallâhü Teâlâ Anhâ'nın el sandığı" olduğu kayıtlıdır.
İŞTE KUTSAL EMANETLER'İN LİSTESİ
İstanbul Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilen Kutsal Emanetler'in bazıları şunlar: "Hırka-i Saadet, Sancak-ı Şerif, Nalın-ı Saadet, Kadeh-i Şerif, Kadem-i Şerifler, Sakal-ı Şerifler, kılıçları, yay, Uhud'da kırılan diş, teyemmüm edilen toprak, Mühr-i Şerif gibi Hazreti Peygamber'e (s.a.v) ait eşyalar. Hz. İbrahim'in (as) tenceresi, Hz. Yusuf'un (as) sarığı, Hz. Musa'nın (as) âsâsı, Hz. Davut'un kılıcı, Hz. Ebubekir'e ait sakal teli, Hz. Osman'ın okuduğu esnada şehit edildiğine inanılan Kur'an-ı Kerim, sahabe kılıçları, Hz. Fatıma'nın gömleği, duvağı, hırkası, Hz. Hüseyin'in cübbesi, hırka parçası, sarığı, İmam-ı Azam'ın cübbesi, Veysel Karani'nin külâhı, Abdülkadir Geylâni Hazretleri ve İmam-ı Şarani'nin tâcları, Hz. Mevlânâ'nın kâseleri. Kâbe-i Muazzama'nın altın olukları, Hacerü'l Esved'in altın ve gümüş mahfazaları, Kâbe kilidi ve anahtarları, Kâbe örtüleri, Hz. Peygamber'in kabrine ait örtüler, kabir toprakları, emânetlerin Kâbe'den veya Mısır'dan naklinde ve zaman içinde muhafazasında kullanılmış olan sandık, çekmece, yazılı ve yazısız örtüler, bohçalar, kılıç kılıfları, Kur'an mahfazaları ile Has Oda'nın hizmetinde kullanılan süpürgeler, faraşlar, mumlar, öd ağaçları, ünlü hattatlara ait ya da padişah ketebeli levhalar, hilye-i saadetler, seccadeler, tesbihler, bakır ve gümüş taslar, kandiller, tarikat başlıkları, zemzem sürahileri, destimaller ve destimal kalıpları.
Vakit