Levy'nin Kim Olduğunu Bilmiyor mu?

4 Temmuz 2011 tarihinde Paris'te düzenlenen Suriye Konferansı, Suriyeli muhalifler arasında tansiyonun yükselmesine yol açtı

Fransalı Yahudi Bernard Henri-Levy'nin girişimiyle düzenlenen "Katliam Durmalı! Esad Gitmeli Konferansı"na 200'e yakın Suriyeli muhalif katıldı. Suriyeli muhaliflerden bir kısmı, konferansın koyu bir Siyonist olan Levy'nin önderliğinde düzenlenmesine tepki göstererek konferansı boykot etme kararı aldı.Fakat, Fransız Dışişleri Eski Bakanı Bernard Kouchner, Paris Belediye Başkanı Bertrand Dolanueh, Filozof Andre Kluxman ve eski başbakan Laurent Fabos'a ilave olarak İhvan-ı Müslimin Hareketi liderlerinden Milhem Derubi'nin de Siyonist Levy'in davetiyle organize edilen konferansa katılması, Heysem Menna gibi Suriyeli muhaliflerin tepkisine yol açtı.

Menna'dan İhvan-ı Müslimin'e Sert Tepki

Heysam Menna, Milhem Derubi'ye ateş püskürerek, konferansa katılanları Suriye halkını sırtından hançerlemekle suçladı. el Alem Televizyonu'na yaptığı açıklamasında Menna "Golan ve Filistin kelimesinin dillendirilmediği böylesine bir salonda durmak utanç vericidir. Mulhim'de din adına zerre miktarı bir şey olsaydı, o salonu terk ederdi. İhvan-ı Müslimin Hareketi, Mulhim'le bir alakasının olmadığını açıklamadığı sürece, konferansa katılımdan ötürü İhvan-ı Müslimin'i sorumlu tutacağım. Bu konuda net olmamız gerekiyor. Çünkü Paris konferansına katılmak, büyük bir suçtur. Bernard Henri-Levy'nin bulunduğu konferansa, Arap devrimlerine karşı işlenen büyük bir suçtur. Çünkü Levy, Suriye sorununa Siyonistlerin çıkarları için müdahil olmuştur" dedi.

Menna "Konferansa katılmak, Özgürlük ve Kurtuluş'u sloganında birleştiren, Suriye bayrağının yanı sıra Filistin bayrağını dalgalandıran Suriye gençliğinin devrimine karşı yürütülen bir komplodur" diye konuştu.

Menna "Ben, konferansa katılanların yeni kiralıklar olduğunu söyledim. Bu duruşumdan ötürü İslam ve Arap dünyasından yüzlerce destek telefonu aldım. İslam dünyasındaki siyasi hareketler ve düşünürler beni arayarak desteklediklerini söylediler. Gerek Suriye içerisindeki gerekse dünyadaki diğer İhvan-ı Müslimin mensupları beni arayarak desteklediklerini söylediler. Bana, "Biz, bunu bilmiyorduk" dediler. Bazıları ise "Bu, İhvan-ı Müslimin'e karşı işlenmiş bir suçtur" dediler" diye konuştu.

Menna "Bernard Henri-Levy, bizimle oturarak bizim sorunlarımızı konuşarak. Özellikle de Ehud Barak'ın danışmanı ve İsraillilerin katıldığı konferansa iştirak edenlerin canı cehenneme. Bu kişilerin, Suriyeli devrimcilerle hiçbir alakası yok" dedi.

Derviş: Konferansa Katılanlar, Levy'nin Kim Olduğunu Bilmiyor

Suriyeli muhaliflerden Abdurrauf Derviş de Suriyeli muhaliflerin Paris Konferansı'na katılmasına tepki gösterdi. Derviş "Ben, böyle bir konferansa katılmayı reddediyorum. Çünkü konferansa davet eden kişi güvenilir ve dürüst değildir. Mesela konferansa davet eden Bernard Henri-Levy'nin, Bosna ve Kosava halkını savunurken Siyonistlerin Filistin halkına yaptıklarını, Siyonist ordunun Özgürlük Filosu'na karşı gerçekleştirdiği saldırıya karşı duruşunu biliyoruz. Muhtemelen, konferansa katılan Suriyeliler, Bernard Henri-Levy'nin gerçekten kim olduğunu bilmiyorlar. Eğer Levy'nin kim olduğunu ve bir çok meseleye ilişkin duruşunu bildikleri halde konferansa katıldıysalar, bu konferansta bulunmaktan ötürü sorumluluğu kendileri üstlenecektir" dedi.

Muhaliflerden Muhyiddin Lazikani ise Beşşar Esad rejiminin İsraillilerin de hazır bulunduğu bir konferansa kullanacağını belirterek, bir daha benzeri hatanın işlenmemesi çağrısında bulundu.

Milhem Derubi: Evet Katıldım Ama ...

Milhem Derubi ise konferansa ilişkin değerlendirmelerde büyük çarpıtmanın olduğunu ileri sürdü. Rusya el Yavm'a konuşan Derrubi "İhvan-ı Müslimin olarak, Suriye halkı ve davası için her türlü özgür platforma katılmaktayız. Katledilen Suriye halkının savunanı yok. Biz, dışarıdaki Suriyeli muhalifler olarak Suriye devrimini desteklemek için gücümüz ölçüsünde uluslararası toplumun desteğini kazanmaya çalışıyoruz.

Bizim belirli bir stratejimiz ve ilkelerimiz var. Bu ilke ve stratejiler çerçevesinde Suriye halkına destek olan herkese açığız. Bu ilkeler şunlardır: Suriye Devrimi, sivildir. Suriye Devrimi, sivildir. Suriye Devrimi, askeri müdahaleye karşıdır. Suriye Devrimi, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanadır. Bu 4 ilke çerçevesinde Suriye halkına destek olmak isteyenlere "Hayır!" dememiz mümkün" değildir.

Konferansı düzenleyen, 'Antalya'daki Suriye'de Değişim Konferansı''dır. Paris'teki konferansı düzenleyen biziz. Fransa'da bir çok din, mezhep ve ırktan insan var. Biz, uluslararası topluma konuşmak istedik. Bu doğrultuda, herhanbi bir din ya da mezhebe karşı durmadık. Bernard Beyefendi'nin duruşu bellidir. Biz, onunla bazı düşüncelerde beraberiz. Suriye davasına uygun olan görüşlerini alırız. Bernard, Paris'teki konferansta yaptığı konuşmasında Suriye halkı için özgürlük istedi."

Konferansa katılanlardan Lama Atassi de konferansa katılanların "İsrail'in dostu sıfatıyla" katılmadıklarını belirterek "Bu esasında bir konferans değil. Fransa halkının ve uluslararası toplumun Suriye Devrimi'ne desteğini artırmayı amaçlayan dayanışma buluşmasıdır. Biz, herkesten konferansa katılmalarını ve Suriye halkıyla dayanışma içerisinde olmalarını istedik. Mesela konferansa katılan Laurent Fabos'un konuşması oldukça etkileyiciydi" dedi.

İhvan-ı Müslimin'de "Milhem Derubi Tartışması"

Sefir Gazetesi'nin haberine göre Antalya Konferansı günlerinde Suriye İhvan-ı Müslimin'i içerisinde başlayan ihtilaflar, Mulhim Derubi'nin Fransa'daki konferansa katılmasıyla zirveye ulaştı. Derubi'nin konferansa katılmasına tepki gösteren Suriye Müslüman Kardeşler Siyasi Birim Başkanı Muhammed Faruk Tayfur, yaşananlardan İhvanı Müslimin Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi'yi sorumlu tutuyor.

Gazetenin kaynaklarına göre Tayfur'un başını çeken Suriye İhvan-ı Müslimin liderleri, İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi'nin acilen toplanmasını, El Şıfki'nin yerine Tayfur'un getirilmesini istedi.

Söz konusu iddiaları yalanlayan el Şıfki, Şarkul Avsat Gazetesi'ne verdiği demecinde "İhvan-ı Müslimin içerisinde ihtilafların olduğu iddiası gerçek dışı. Fransa'daki sempozuma katılma kararını ben kendim almadım. Oylamaya sunuldu ve çoğunluk "katılma" yönünde oy kullandı. Biz ise bu sempozumu desteklemedik" dedi.

İsa EREN / İsra Haber

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı
Abdurrahman Dilipak: Gelin yeniden iman edelim