Libya'da halk, kırk yıldan fazladır üzerine çöken rejimi reddederek sokaklara döküldü. Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, halka savaş açıyor, toplu halde soykırımdan geçirilmeleri kararı alıyor. Oğlu Seyfülislam Kaddafi de son kurşuna kadar savaşacaklarını ilan ediyor. Buradaki şaşırtıcı nokta, ülke kan gölüne dönerken ve Batı'dan uyarılar gelirken, Arap dünyasının yanı başındaki duruma seyirci kalması.
Arap liderler üç maymunu oynuyor
Göstericilere karşı şiddet kullanımını kınayan Arap Birliği genel sekreterinin açıklaması dışında, hiçbir Arap ülkesinden Libya halkını destekleyen bir açıklama çıkmadı. Kaddafi, muhaliflerinin Libya'nın güvenliğini tehdit ettiğini ve ülkeyi yıkmaya çalıştığını söyledi
Senaryoyu iyi biliyoruz: Arka planda halka uzun yıllar baskı yapılıyor, muhalifler susturuluyor. Bu durum, insanlar arasında yüksek derecede öfke yayıyor. Tek çözüm haline gelen patlama da yaşanınca, öfkeli halkı suçlayan ifadeler geliyor ve yabancı çevrelerin hazırladığı komplolardan bahsediliyor. Baskı, tutuklamayla soykırım arasında gidip gelen farklı şekillere bürünüyor. Halk, dış dünyadan tecrit ediliyor ve hatta vatandaşların kendi aralarındaki iletişim dahi kesiliyor. Gelişmeleri takip eden uydu kanallarının frekansı bozuluyor. Kanlar akıtıldıkça öfkenin dozu artıyor, devrimin kapsamı genişliyor. Bu da rejimin meşruluğunu kaybettiği ve düşmek üzere olduğu anlamına geliyor. Sona yaklaşıldığının sinyalleri ufukta beliriyor. Halkın mücadele ısrarı ortada; silahlı güçlerden bazı birliklerin halkın safına geçmesi, keza hükümetteki bazı yetkililerin istifası da rejimin dağılmaya başladığını doğruluyor. Fakat Kaddafi'nin halkın sesini duymadığı ve ülkesinin gerçeğini kabullenmediği açık. Kırk yıldan fazladır tekelinde bulundurduğu koltukta kalma uğruna ülkesini yakmakta tereddüt etmiyor.
Dünya değişir de Araplar durur mu?
Kaddafi'nin ve Arap dünyasındaki emsallerinin sorunu, halkların sesine kulaklarını tıkamaları. Dünyanın değiştiği ve yıllardır yönettikleri halkların eskisi gibi olmadıkları gerçeğini anlamıyorlar. Petrolü olan ve olmayan ülkeler ya da zengin ve fakir ülkeler arasında bu noktada bir fark yok. Geçmişte yöneticisinin halka rüşvetler vermesi kolay bir petrol ülkesi olduğu için, devrimin Libya'dan uzak olduğu söylenirdi. Fakat Libya'da yaşananlar, diğer petrol ülkeleri için de geçerli. Dolayısıyla bu atmosfer, Arap dünyasındaki başka halkları da isyan etmek ve taleplerde bulunmak yönünde cesaretlendirebilir. Libya'da olan bitenler, Arap liderler halklarına gerçekçi reformlar sunmadıkça, patlamaların süreceğinin işareti. Ülkede yaşananlar büyük bir suç, ancak diğer Arap ülkelerinde yaşananlar da pek iç açıcı görünmüyor.
Mısır gazetesi Şuruk
Radikal