Bâztâb haber ajansının Beyrut"tan bildirdiğine göre binlerce kişinin katıldığı gösteride Samir Ce"ce yaptığı ateşli konuşmada Lübnan iç savaşını hatırlatarak kendisini direnişin kahramanı olarak gösterdi ve Lübnan iç savaşının yaşandığı günleri, İslami Direniş güçlerinin İsrail ordusuyla girdiği ağır çatışmalarla karşılaştırdı. Ce"ce. Konuşmasında şunları söyledi: "Marun er-Re"s, el-Hayyam ve Bint Cubeyl"de olanlar, daha önce Ayn Ramane, Eşrefiyye, Kanat ve Zahle"de yaşanmıştı." Hatırlanacağı gibi İslami Direniş güçleri, Marun er-Re"s, el-Hayyam ve Bint Cubeyl"de İsrail ordusu karşısında kahramanca direnmişti.
Samir Ce"ce, mitingteki konuşmasında, Seyyid Hasan Nasrallah tarafından gündeme getirilen "mili birlik hükümeti" kurulması planını reddetti ve Hizbullah"ın silahsızlandırılmasını istedi. Samir Ce"ce"nin açıklamaları Lübnan iç siyasetinde kaygı dalgasının oluşmasına yol açtı. Pekçok kişi, onun iç savaş günlerinde oynadığı sahte kahramanlıkla övünmesinin iç savaş davullarını çalmaya başladığına inanıyor.
Velid Canbolat da Nasrallah"ın konuşmasını eleştirerek Lübnan İslami Direnişi"nin silahsızlandırılmasını istedi ve Direniş"in İsrail ordusuyla 33 gün süren savaşının İran ve Suriye"nin çıkarları doğrultusunda verildiğini iddia etti. Canbolat, Hizbullah"ın "mili birlik hükümeti" planında hedefin 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararını durdurmak, Refik Hariri"ye düzenlenen suikastın uluslar arası mahkemesini engellemek ve Güney Lübnan"da İsrail"le savaş halini sürekli hale getirmek olduğunu iddia etti.
Lübnan Dürzilerinin partisi olan Sosyalist İlerici Parti"nin lideri, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah"ın Cuma günkü konuşmasını darbe olarak niteleyerek şöyle dedi: "Nasrallah, adil ve güçlü bir hükümet kurulması gereğinden sözederken kendisini bir hükümet gibi gösteriyor ve Taif anlaşmasına hiç değinmiyor."
Seyyid Hasan Nasrallah, Hizbullah"ın İsrail"e karşı kazandığı zaferin kutlandığı milyonluk törende yaptığı konuşmada, Lübnan savaşının İran"ın nükleer dosyası ve Suriye"nin Lübnan"ın eski başbakanı Refik Hariri soruşturmasıyla ilgili olduğu iddiasını reddetmiş ve şöyle demişti: "Biz bağımsız bir grubuz ve geçmişimiz bunun ispatıdır. Bu yöndeki haberler bize hakarettir."
Velid Canbolat, Lübnan ile Siyonist rejim arasındaki son savaşı, İran"ın nükleer dosyasının gündemden çıkması ve Suriye"nin Lübnan"a tekrar hakim olması için İran"ın kararıyla Suriye rejimi aracılığıyla başlatılmış uzantıların savaşı olarak görüyor. Canbolat İran"ı, Hizbullah"a mali destek sağlamakla suçluyor.
Aynı günlerde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, Alman Der Spiegel"e verdiği söyleşide şunu vurguladı: "Hizbullah"ın silahsızlandırılması, bu partinin halka arasındaki yüksek desteği nedeniyle imkansızdır. Tarih göstermiştir ki, direniş güçlerine silah ulaşmasını hiçbir şey engelleyemez. Lübnan halkının çoğu, işgalci İsrail karşısında direniş istemektedir."
Öte yandan Hıristiyan koalisyonu olan Özgür Lübnan Hareketi"nin lideri ve Hizbullah"ın müttefiki general Michel Aun, milli birlik hükümeti istedi ve şöyle dedi: "Lübnan"ın belli bir eğilim ve gruba mensup şu anki hükümeti kendini korumak amacıyla dışardan ittifak arayışı içinde ve İsrail"le 33 günlük savaş konusunu da Lübnan"ın gerçek milliyetçilerine saldırmak için bahane olarak kullanıyor."
Beyrut"ta yayınlanan Sefir gazetesinin yayın yönetmeni Tallal Selman, önceki gün başyazısında Sinyora hükümetine ve Samir Ce"ce"yi sert bir dille eleştirdi. Selman, yazısının bir yerinde şöyle diyordu: "Lübnan, grupların dağılımı tıpkı Güney Lübnan"daki UNIFIL güçleri gibi olan bir milletler ve kabileler ülkesidir. Lübnan hükümeti işte bu grupların içinden çıkmıştır. Bu yüzden de direnişin hakkını teslim etmiyor. Çünkü hükümet belli bir milliyete ait değildir. Tam tersine gruplara bağlıdır. Bu, direnişin ağır yükü belli bir grubun omuzuna yüklendiğinde şiddetlenmektedir."
Tallal Selman şöyle yazıyor: "Hükümet, Güneydeki halkın uğradığı zararın bedelini ödemediği ve Lübnan halkına gönderilen yardımları, mesela prefabrik evleri, okulların inşaat malzemelerini insanlara ulaştırmadığı için, işte tam bu noktada halk, hükümet ile Direniş arasında tercihte bulunmak zorunda kaldığında Direniş"i seçmiştir. Hükümet, eline bir milyar dolarlık nakit para yardımı geçtiğini söylüyor; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi ülkelere defalarca teşekkür ediyor ama bu yardımdan Güneydeki halka hiçbir şey ulaşmış değildir. Açıktır ki, hükümet, bu imkanı halka baskı aracı olarak kullanıyor."
Selman, yazısında açıkça Samir Ce"ce"ye işaret etmeden şöyle söylüyor: "Grupların hükümet üzerindeki hakimiyetidir ki, bugün birinin demokratik katılım giysisi içinde Lübnan iç savaşı günlerine dönüp Ayn Ramane"deki kahramanlıklarından, hatta İsrail tarafına geçmekten sözetmesine sebep olmaktadır. Bu öyle bir yoldur ki bir defasında biri (Beşir Cemayel), İsrail"le ittifak kurmanın eşiğine kadar gelmişken öldürülmüştü."
Tallal Selman, yazısını şöyle bitiriyor: "Onlar, Lübnan"da iç savaşın bir benzeri egemen kılmak istiyorlar. Böylece gerçek bir savaşta gerçek düşmanın varlığını gizlemiş olacaklardır."
Hizbullah"ın Cuma günkü milyonluk gösterisine tepki olarak organize edilen bu iki mitingte, birine 70, diğerine 50 bin kişinin katıldığını hatırlatmakta yarar var.
Cuma günkü büyük gösteride Ehl-i Sünnet"ten Selim el-Hos ve Ömer Kerami; Hıristiyan liderlerden Süleyman Faranjiye, İli Ferzeli ve Mişel Semaha; Dürzilerin dini ve siyasi liderlerinden Şeyh Behcet Gıyas ve Tallal Arslan gibi seçkin isimlerin Hizbullah liderinin konuşmasında hazır bulunduklarını belirtelim.
* Bâztâb haber ajansı, 25 Eylül 2006
bilgihikmet