Euzubillahimineşşeytanirraciym, Bismillahirrahmanirrahiym!
75. yılına girerken bugün NATO tarihi bir karar verecek. Daha doğrusu Global Reset çetesi NATO’nun bundan sonraki yol haritasın ı belirleyecek. Belki de NATO’da son görevi verilecek ve NATO o görevini tamamladıktan sonra ortadan kaldırılacak!
Eskiden yok idi, iş bu tanım yeni çıktı. Şeytan, Satan, Melek-i Tavus, Azazil, İblis, hepsi farklı anlamlara gelir.
Luciferianizm'e yüklenen yeni diğer isimlerin birçoğunu içinde barındırmasına rağmen, daha fazlasını, buna daha sonra yüklenecek anlamları da kapsıyor. 'ne yaparsan yap' aynı zamanda aile biriminin kasıtlı olarak yok edilmesi kültürel Marksizm’e de çok iyi uyuyor.
Şeytan farklı din, geleneklerde farklı isimlerle de anılır. Mesela, Diaboli", "Belial", "Mephisto" ya da "Lucifer", "Satana", eski Türkçede "Yek" ya da 'Albız 'olarak geçer. Yahudilikde "Samael" olarak geçer. Ayrıca Satan, Zohak, Satir, Devil, Beelzebub, Nefilim, Ehriman, bunlardan bazılarıdır.
Bu Tanrıları birbirinden ayıran farklı öncelikleri vardı. Devil “iftiracı”, iblis “ümitsizlik aşılayan”, demon “kötü nefs”, Azazel “Tanrının kuvvet verdiği mühlet verdiği”, Belial “Faydasız, Malayani, boş işler peşinde koşturan”, Baal-zebub “uçan varlıklar kıralı”, Lucifer “ışık taşıyıcı”, Mastima “suçlayıcı”, Şamael “Tanrının zehiri”, Mephistopheles “yok edici/yalancı”, Şemyaza “güç sahibi”, Hannas “vesvese verir”, Daevas “sahate Tanrı”dır. Mara “öldürücü”, Hind mitolojisinde adı geçen Ravana “çok başlı Şeytan kıral”dır. 10 Kafası ve 20 koluyla her şeyle dönüşebilir.
Mesela bizdeki Ezdi’lere göre, Melek-i Tavus, insanların imtihanı için onları denemek üzere gönderilen bir melektir. Nasıl Azrail can almaktan dolayı sorumlu tutulamazsa, Melek-i Tavus da bu görevinden dolayı sorumlu tutulamaz, onun kendilerini sınarken çok zorlamaması için onu da anlam ve selamlamak gerekir.
Luciferianizm’de tanım çok daha farklı. Tanrı insanı ve cinleri yarattı, onları cennet vaadi ve cehennem korkusu ile yanına alarak, aslında kendisi de bir Tanrı olan Şeytanı kıskandığı için onu kötüledi ve İnsanların ve Cinlerin yardımı ile onu farklı bir boyuta hapsetti. Oysa o insanlara yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadediyordu. O cehennem olsun istemiyordu. Ona göre, ayıp, günah, suç da olmamalı idi. İnsan tanrılaşma yolunda evrilirken, bu duygularını sanal alemde gerçekmiş gibi deneyimleyebilirdi. Zengin-Fakiş de olmayacak, ama sisteme uyum performansına göre, aynı şeyleri farklı boyutlarla deneyimleyebilecekti. Mülkiyet ve paranın olmadığı bir dünya bugün GlobalResette, Metaverse alemini ya da Lucid Dream ve Astrol yolculuğu hatırlatıyor. TransHumanizm projesinde de ölüm yok.
Bugün bizim Pedefolik Satanistler olarak tanımladığımız topluluklar aslında bu Lüciferianizmin ilk örnekleridir. “Uluslararası Sistem” dedikleri. Aslında bu hedefe doğru yürümenin bir adıdır. Bu yoldan yürüyerek Tek dünya, tek aile ve tek gelecek’e (One Earth, One Family, One Future) uzanacaklar. O gün Tek devlet ve tek para olacak, Mülkiyet olmayacak Suç, günah, ayıp, haram olmayacak. NeuraLink ile insanların hepsi aynı sistemin bir parçası olacaklar. Aslında “Dijitalizm” dedikleri, bu NeuraLink, Nesnelerarası iletişim, 5-6G, Starlink, Endüstri 4.0, Human 2.0, Humanoid, Avatar, Klonoid, Siborg, Metaverse’den oluşan bir dünyanın alt ideolojilerinden biri.
Biz bu yolculuğa “Yerli ve Milli” sloganları ile çıktık. Lokalleşme, yerelleşme, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve özerkleşmesi. Önce atomize dilmemiz, ayrıştırılmamız gerekiyordu. Coğrafi markalar ve işaretler üretildi. Bir yandan da uluslararası standartlar, kodlar üretiliyordu tabi. Sonra Glokalist olduk, yerelden evrensele geçtik. Hem de eski MOSSAD başkanı geldi Ankara’ya, adeta resmî törenle Ankara’da bu işin merkezi açıldı, VIP katılımla. Öyle ya İslam dünyasına rol model olacaktık. Hilafetin varislerinden icazet almaya gelmişti Siyonist ekip Ankara’ya. Zaten sonra HABAT’ı, Dahlan projesi ile birlikte, Beştepe’de ağırladık. Zaten BOP’un eş başkanı değil mi idik. Yerel kültür ve markalar evrensel kültürü oluşturacak, evrensel markalara dönüştürülecekti. Bunun içinde evrensel normlar, standartlar ve fonlar gerekli idi. Atomizasyon’dan Nötralizasyon’a geçtik. Rekabet şartleri, Moda, media ve sinama, Tv üzerinden “çok kültürlü dünya”da hızlı ve sert bir rekabet başladı. Herşey emek, navlun, kredi, hammadde, enerji maliyetlerine bağlı idi. Ve 3. Aşamaya geçildi: Globalizm.. Sosyal media bilgi toplumuna geçişin lokomotifi olacak diye beklerken, herkes Agnostik oldu. İnsanlar, neye ve kime inanacaklarını şaşırırken, bir yandan de geleneksel inanç ve hayat tarzından hızla uzaklaştılar. İnsanlar, din, ahlak, gelenekten ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız bir GENOM’a dönüştürülmeye çalışılmıyor mu? Sahi kimlik kartlarına o GENDER’i kim niçin yazdırdı.
Porno, Feminizm, Toplumsal cinsiyet, 5G, Nesnelerarası iletişim ve İnsanın nesneleşmesi ve din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetten bağımsız, Gender diye tanımlanan bir GENOM a dönüştürülmesi projesi de bu Şeytani oyunun bir parçası. İklim krizi, Karbon ayak izi, Modern tefecilik, sınırları aşmak, Kültürel çürüme, cinsiyetsizleştirme, kısırlaştırma, vasayat, rüşvet, nefret suçu yasaları ve daha bir çok düzenleme, DSÖ icraatları, Dijitalizm, İklim ve Çevre, Gıda, Sağlık her şey sıfırlandırılarak yeniden yapılandırılmaya çalışılıyor. Yapay zeka ve NeuraLink sonrası eğitim filan kalmayacak, okul, öğretmen, öğrenci yok. Yasaya, yargıya da gerek kalmayacak. Asker, Polis, Hâkim Savcı, Gardiyan da gerek yok. Suç, suçlu, ceza, ahlak yok. Bunlar toplumsal bir hastalık, anomali olduğu için zaten beyninizde bu tür düşünceler olur olmaz resetlenecek. Gizli hiçbir şeyiniz olmayacak. Çünkü siz NESNELERARASI İLETİMİN nesnesi bir GENOM olacaksınız.
Yukarıdak, şekil kendilerini Luciferianist olarak tanımlayan modern Satanistler tarafından kullanılan Lucifer sembolü. Bunların. Artık dünyanın birçok yerinde okulları, Tapınakları, dernekleri, mediası var. Siyaset, ekonomi, eğitim, media, sivil toplumu fonlayarak hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyorlar.
Yapay Zekanın GENESİS’inde tek imtiyazlı topluluk Siyonistler olacak, bu plana göre. Kimine göre bunlar MEŞİAH’ın çocukları, kimine göre MESİH gelecek kendi kuzularını etrafına toplayacak. Bana göre, bu kıyafetle gelecek olan LUCİFER’in ta kendisi olacak. 1982’de İsrailin 6. Başbakanı Menahem Begin, Knesset’deki konuşmasında şöyle diyordu: “Bizim ırkımız üstün bir ırktır. Bizler bu gezegendeki kutsal varlıklarız. Aslında bizim ırkımızla karşılaştırıldığında diğer ırklar hayvan gibidir ve en iyi ihtimalle kurbanlık bir sığırdır”.
Bunlar sınır tanımayan bir kötülükten söz ediyorlar. 10 Emirdeki “öldürmeyeceksin” emrini görmezden geliyorlar. Komşuluk hukukunu da dikkate almıyorlar. Kötülüğü kutsayan bir akıl ancak Şeytani bir akıl olabilir.
Wikipedia’da bunlar için şu bilgiler veriliyor: “Lusiferianizm, Lucifer'e atfedilen özelliklere saygı duyan bir inanç sistemidir. Luciferianlar genellikle Lucifer'e şeytan olarak değil, yok edici, koruyucu, kurtarıcı, ışık getiren ve/veya karanlığa rehberlik eden bir ruh olarak, hatta Yehova'nın aksine gerçek tanrı olarak saygı gösterirler. Luciferian’ların bir grubu olan Neo-Luciferian Kilisesi'ndekiler Gnostizmden etkilenmişlerdir”.
Yani artık İslam’ın içini boşaltıp sıfırlandırmaya çalışırken, Hirstiyanlığı ve Museviliği dönüştürerek onların mabedleri Şeytanın tapınakları haline getirmeye çalışıyorlar.
Birlikte hareket etmeye çalıştığımız Uluslararası sistem böyle bir inanca sahip. 75. Yılını kutlayan NATO’yu Gazze konusunda tavır almaya çalışmak, Şeytana gönderilen bir davetiyeden başka bir anlam taşımaz. NATO’nun belkemiği olmakta bize itibar kazandırmaz, Orada onlara karşı bu gerçeklerin farkında olarak “güzel söz ve hikmetle” bir davet yapacaksanız ne ala, değilse, o işin sonunu siz düşünün. Sahi bu NATO 1991’de “Tehlikenin rengi”ni “Kırmızı”dan “Yeşil”e çeviren örgüt değil mi? PKK, FETÖ, Fehriye Erdal’ı koruyan, darbelerin arkasındaki örgüt değil mi bu örgüt. Dilin kemiği yok da, sahi biz bu örgütün nasıl “bel kemiği”/ Omurgası” oluyoruz? Yapmayın! Selam ve dua: Tebbet yeda!