'Lütfen CHP'yi anlayışla karşılayın'

AK Parti Genel Başkan Vekili Sadullah Ergin Hilal TV Basında Bugün Programı'nda Feridun ve Arzu Erdoğral'ın sorularını yanıtladı.

Programda öne çıkan önemli satır başları:

Dün CHP'nin grup toplantısında dikkat çeken noktalar vardı. Baykal Başbakan Erdoğan ile ilgili olarak,ben öyle şeyler biliyorum ki açıklamalarıyla yine dikkat çekti, eğer bir şey varsa tabii ki bunu söylemeli ama içi doldurulmalı, öncelikle bu tarz yaklaşımları siz bir AKP'li olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabi şu aralar sayın Baykal'a ve CHP'ye anlayışla yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum çünkü ortaya attıkları büyük iddiaların altında kaldılar. CHP genel sekreterinin dinlendiği iktidar partisinin kendisine derin devlet oluşturduğu, derin dinleme birimleri kurduğu iddialarıyla içişleri bakanını, başbakanı istifaya davet ettiği bir atmosferde hem Turkcell'den gelen belgeler hem Telekom'dan gelen belgeler CHP'nin iftira ettiğini, doğru söylemediğini ve haksız yere Türkiye'nin gündemini gerdiğini ortaya koyuyor.

Bunun üzerine bir de medyada dün yer alan CHP ve Kanal Türk'le ilgili yeni iddialar, bu kanalla yapılan anlaşmalar, protokoller, ahlaki açıdan ve kanuni açıdan son derece sıkıntılı bir takım anlaşmalar, karanlık ilişkiler, bunlar üst üste gelince bu esnada bütün bunları gözden kaçırmak için yapılması gereken şeylere yöneliyor CHP, bunun için ben herkesin biraz insafla yaklaşmasını anlayışla karşılamasını sayın Baykal'ın CHP'li yetkililerin bugünlerde söylediklerine bu açıdan bakmalarını arzu ediyorum doğrusu.

Aslında sayın Özyürek'le görüştüğümüzde bu konular yeni değil, pişirip pişirip medya kuruluşları tarafından ortaya çıkarılıyor ve anlaşma maddelerini biz sadece bir güvence olsun diye koyduk ama uygulamadık dedi, bir yandan da, polis devleti oluyoruz gibi hezeyanlar da var, son gelişmelerle ilgili neler söyleyeceksiniz?

Sayın Özyürekin o konuyla ilgili o protokolde o yazılan maddeler olmamıştır savunması özrü kabahatinden büyük bir yaklaşımdır zira siz o yayın kuruluşunu bu protokole koyduğunuz maddelerle baskı altında tutarak adeta şantajla adeta demek ki yayınlarınızı yaptırttınız, sözcülerinizi haftada en az yedi saat konuşma şartını getirdiniz bir de kanalın yayın politikasını CHP ile paralel olacağına dair bir şart var buna uymadığınız taktide yüzde kırk rehin şeklindeki şartları şantaj anlamına gelir ki neresinden bakarsanız bakın olayın savunulacak tarafı yok, özür müessesesi denen bir olay var ama Maalesef telekulak iddiasında olduğu gibi bu erdemi göstermekten imtina ediyorlar.

MHP genel başkanı Devlet bahçelinin açıklamaları dikkat çekiciydi. Kürtçe yayınla ilgili, eleştiriler vardı bunun arkasından da Kürtçe eğitim gelir şeklindeki açıklamaları biraz ağır bir itham olmadı mı sizce?

Sayın Bahçeli'nin öteden beri bir çizgisi var, bu kendilerinin bileceği bir yaklaşım tarzı ancak biz Türkiye gerçeklerine ve dünya gerçeklerine uygun bir siyaset üretmek istiyoruz. Yıllardır Türkiye'de Bahçeli'nin dediği türden bir siyaset uygulanmıştır ve o uygulanan siyaset ne bölgeye ne Türkiye'ye bir fayda ve hayır getirmedi, sadece 1980'li yıllardan bu yana akan kan var, gözyaşı var, heba edilen ülke kaynakları ve insan kaynaklarımız var, dolayısıyla Türkiye'nin gerçeklerine akıllı bir çözüm ve Türkiye'yi huzura kavuşturacak, Türkiye'nin yürüyüşünü engellemeyecek bir çözüm arayışına sayın Bahçeli'nin bu yaklaşımı çok eski yaklaşımlarının devamı gibi bakılabilir ama bu bakış açısı bu yaklaşım tarzı devletin yaklaşık 28 yıldır bu tutumla paralel bir tutum ama bu tutumla yaklaşım tarzı Türkiye'ye huzur da getirmedi, akan kanı da durdurmadı, bölgenin dertlerine deva da olmadı onun için MHP'nin tarzı kendine aittir onu kendisi belirler biz ona müdahale etmeyiz ama AKP kendi doğru bildiği yöntemleri uygulayacaktır, bu uyguladığı yöntemlerle de hem bölgeye hem ülkeye hayırlı hizmetler getireceği inancındadır

Bunlar siyasi enstürmanların kullanılması, siyasi partilerce bu yollara yeltenilmesini normal karşılıyorum ancak yıllardır doğu güneydoğu politikasında reddeden, inkar eden o bölgeyi yok farzeden tavırlardan sonra seçim yaklaşınca, yerel seçim yaklaştığında o bölgeye gidip siyasi manevralar yapanları o bölge insanı elbette ki kendileri değerlendirecektir, nitekim 2002 seçimlerinde 2004, 2007 seçimlerinde o bölgenin bu partilere refleksi, bakış açısı ortada şimdi gidip Urfa'da tarım politikası yapmakla bölgenin bakış açısını değişeceğini sanıyorlarsa diğer alanlarda yanıldıkları gibi bu konuda da yanılacaklardır.