Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde İslam dünyasındaki sorunların temelinde iyiliği emir, kötülükten nehiy görevinin ihmalinin yer aldığını söyledi.
Şeyh Mahir Hammud’un 13 Mart 2015 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
“Biz iyiliği emretmekten, kötülükten de alıkoymaktan sorumlu bir ümmetiz. Allahu Teâla bizi bu şekilde tanımlıyor. Bu yüzden ümmetin maruz kaldığı sorunların bu görevin ihmalinden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Aslen bu konu İslam dünyasında hep tartışılagelmiştir. Özellikle de siyasette “iyiliği emredip kötülükten alıkoymanın yeri ve zamanı nasıl ayarlanmalıdır” sorusu… Bazıları bu hususta acele edilmesi, bazıları da ertelenmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu iki görüşün tartışmaları arasında bu görev sürekli ihmal ediliyor.
Allah Rasulü’nün (sav) hayatına baktığımızda ise özellikle bu konuyla ilgili olarak ibret almamız ve üzerinde ısrarla durmamız gereken önemli bir hadise var: “Evs ve Hazreç, yani Yesrip halkı daima karşılıklı çatışma halindeydiler. Yine böyle karşılıklı çatışmaların yoğun olduğu bir günde çok sayıda ölü vardı iki taraftan da. İslam geldikten sonra iki taraf arasındaki husumet sona erdi. Aradan biraz zaman geçmişti ki Şas Bin Kays ismindeki bir Yahudi Evs ve Hazreç’in uyum içerisinde aralarında sıkıntı olmadan bir arada bulunduklarını görünce içlerine bir adam gönderdi ve çok kan akan o sıkıntılı günü onlara hatırlatmasını istedi. Adam anlattıkça Evs ve Hazreç ehli galeyana geldiler. Neredeyse savaş durumuna gelmişlerdi. Bunu duyan Rasulullah (sav) hemen duruma müdahale etti, onlara öğüt verdi ve onlar da bu hatalarından döndüler. Olaydan sonra şu ayet nazil oldu: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve sakın ayrılığa düşmeyin…” (Ali İmran:103)
Şas Bin Kays bugün Suriye’de, Libya’da, Irak’ta insanları kışkırtmaya ve fitne tohumları ekmeye devam ediyor. Peki, kim engelliyor onu? Kim savaşın kızışmasına ve fitnenin her geçen gün daha da yayılmasına ortak olanları, bu karışıkları destekleyenleri durdurmaya çalışıyor?
O kadar ki bu saldırganlıklar kutsallara dokunmaya kadar varabiliyor. Bu saldırganlıkların hedefi İsrail’in tüm dünyaya “Biz Filistin’de Müslümanların ve Hıristiyanların eserlerine sahip çıkıyoruz” demesini sağlamak… Tabi ki bir de İsrail’in kendisini Yahudi bir devlet olarak tanımlamasını haklı çıkarmak adına yeni mezhepçi ve hizipçi küçük devletçiklerin oluşmasını sağlamak…
Namaz ya da belli bazı konularda “iyiliği emir, kötülükten nehiy” görevini yerine getirdiğini söyleyenler var. Ancak kim İslami söylemler ve “La İlahe İllallah” bayrağı altında Siyonist projeye hizmet eden krallara, yöneticilere dur deme cesaretini gösterebiliyor? Kim buna engel oluyor?
Bir süre önce Kassam Tugayları ve Hamas Hareketi hakkında Mısır mahkemelerinde alınan karar çok büyük münker iken kim buna “dur” dedi ya da diyecek?
Ümmetin “iyiliği emir, kötülükten nehiy” hususunda düzenli bir hareket başlatması ve Yahudilerin elini kolunu sallayarak bölgeyi kontrol altına almalarına izin veren fitneye karşı durması gerekmektedir.”
Kaynak: İslamianaliz